[Yazarın gözünden]
Felix gülerek telefonunun ekranına baktığında Seungmin göz devirerek ona döndü. "Artık telefonunla bakışmayı kessen?"
"Ama ne yapayım baktıkça içim bir hoş oluyor." dedi Felix aşkla.
Okul içi elemeleri geçtikleri için Hyunjin ve Felix şehir içi elemeye gitmeye hak kazanmıştı. Bu ikinci elemede tüm şehrin birincilerine karşı yarışacaklardı. Ve onu da geçerlerse geriye tüm Kore'nin izleyeceği son yarışma kalıyordu.
Felix'in içi kıpır kıpırdı. Bu seferki yarışma için içinde garip bir his vardı. Uzun süredir hissetmekte zorlandığı o hırs ve tutku geri dönmüş gibiydi.
Telefonunu sıraya bırakarak derin bir nefes aldı. Her şey muhteşem olacaktı.
[Hyunjin'in gözünden]
"Hyunjin."
Başımı kantinin masasından kaldırarak Yeonjun'a baktım. "Ne var?"
"Kırk saattir sesleniyoruz. Nerede senin aklın?" dedi Yeonjun arkasına yaslanarak. Wooyoung ve San ona destek çıkarcasına bana bakarlarken göz devirdim.
Parmağımı Yeonjun'a doğrulttum. "Sen platonik bir aşık olduğunu iddia ederek Soobin'in götünü kesiyorsun."
Ardından parmağım ve kızgın bakışlarım Wooyoung ve San'a döndü. "Siz de dışarıdan birine çaktırmamaya çalışarak masa altından oynaşıyorsunuz, gayet belli oluyor."
Sinirle arkama yaslandım. "Bana ihtiyacınız yok yani."
Yeonjun dirseklerini masaya koyup çenesini iki eliyle destekleyerek üzgün bakışlarını takındı. "Hyunjin, regl misin hayatım?"
Göz devirerek yanımdaki boş hamburger kağıdı ona fırlatırken Wooyoung, Yeonjun'a destek olur gibi iyice oturduğu yerde dikleşip "Son zamanlarda çok dalgınsın." dedi.
"Bir sorun yok değil mi?"
Yan bir gülümsemeyle başımı salladım. "Yok sorun falan."
Vardı. Dev gibi bir sorun vardı.
Minho hoca beni dün sabah odasına çekmişti.
/1 gün önce/
Burnumu çekerek montuma biraz daha sarıldım. "Neden çağırmıştınız hocam?" Minho hoca gözlerini dikerek kahvesini hüpletti. "Sence neden çağırdım?"
Cevabımı beklemeden kendisi devam etti. "Çağırdım çünkü sen ve Felix hakkında konuşmamız gereken şeyler var."
"Ne var ki?"
"Seni ve Felix'i yurt dışı yarışmalara göndermek istiyorum. Tabii bu yarışma bitince."
Yerimde dikleşerek gülümsedim. Bu bir dansçı için muhteşem bir fırsattı. Hem uluslar arası okullar için fark edilme şansı hem de bir daha elde edemeyeceğimiz bir deneyim vaat ediyordu.
"Nereyi imzalamam gerekiyor?"
Minho hoca gözlerini devirdi. "Tek katılamazsın. 2 ve üstü kişilik dansçılar için yapılan bir yarışmaya yollayacağım sizi. Ve ufak bir sorunun var."
"Ne vardı sorun?"
"Felix katılmak istemiyor."
Kalbim durdu. "Ne? Neden istemiyormuş?"
Omzunu silkerek "Bilmiyorum." dedi. "Seni çağırmadan önce onunla konuştum ama istemedi."
"E ne yapacağım?"
Minho hoca kaçıncı olduğunu bilmediğim o 'salak mısın yavrum?' bakışını attı. "İkna et gitmek için."
"Kesin Felix de benim iki lafımla ikna olurdu zaten hocam." dedim göz devirerek. O aksi keçi istemiyorsa ben mümkün değil ikna edemezdim. İnadını en iyi ben biliyordum çünkü.
Minho hoca gülümseyerek bilgisayarına döndü. "Tamam o zaman ben de başkalarını gönderirim."
İlgisiz kalmaya çalıştım.
"Çok büyük bir fırsattı, kaçırman çok yazık."
"Başkasını seçmeyin."
Minho hocanın sırıtan yüzüne büyük bir kararlılıkla baktım. "Onu ikna edeceğim."
/Günümüz/
Edemedim.
Arkadaşı Seungmin'i kullandım, sırasına rüşvet olarak atıştırmalıklar bıraktım ama ikna edemedim. Artık koridorda beni görünce yolunu değiştiriyordu.
Sorun şuydu ki, o yarışma benim dansçı kariyerim için olmazsa olmazdı. Gitmek zorundaydım. Ve Felix ikna olmuyordu.
Ama onu tanıdığım için şunu biliyordum, ben ısrar ettikçe o iyice inat edecekti. O yüzden zamana bırakmaya karar vermiştim. Eğer ben Hyunjin isem o kendisi isteyecekti.
İstemesini sağlayacaktım.
Bir şekilde?
İç çekerek başımı masaya bıraktım ve etrafıma baktım. Kantin tıklım tıklımdı.
"Sevgili olmayan öğrencilerim."
Minho hoca anons geçiyordu. Herkes onun bu çıkışlarına alışık olduğu için duymazlıktan geldi. Minho hoca yazmaya üşenip hep anons yapardı çünkü.
"Hwang Hyunjin ve Lee Felix dans stüdyosuna gelsin yarım saniyeniz var."
Bazen bende düşünüyordum, en yakın arkadaşımın müdürlük yaptığı okulda öğretmen olsam böyle gevşek mi olurdum?
Muhtemelen.
Sallana sallana kalktım, merdivenleri çıktım ve stüdyoya gittim. Vardığımda Minho hoca Felix'i sırtından yere bastırarak esnemesine yardım ediyordu. "Cidden elemeye bu katı vücutla mı gideceksin Lee Felix?"
"AAĞĞH!"
Korkuyla geri adım attığımda Minho hocanın korkunç bir şekilde gülümseyen yüzü beni buldu. "Hoşgeldin. Gel bize katıl."
Korkuyla duvara doğru oturup öne eğildiğimde hoca artık bayılma seviyesine gelen Felix'i bıraktı ve benim sırtımdan bastırmaya başladı. "Esne asker!"
[2 saat sonra, Yazarın Gözünden]
Felix ve Hyunjin oldukları yerde yatarken dansçılık kariyerlerini yeniden gözden geçiriyorlardı.
Minho 2 saat boyunca esneme ve çeşitli egzersizler yaptırmış, üstüne onlar çalışırken başlarında dikilip kaytarmalarına imkan vermemişti.
Yerde nefes nefese yatan iki gence baktı. "Sizin de bildiğiniz üzere, Seoul içi elemeye katılacağız."
Gülerek omuzlarını dikleştirdi. "Ve sizin koçunuz ben olacağım! Artık bana Minho Koç deyin."
Hyunjin ağlar gibi yan döndü, Felix ise "Tanrım dünyayı yok et..." diye fısıldadı.
"Bu yol zorlu olacak! Kan, ter ve gözyaşı döneceksiniz. Ama size garanti ederim ki zafer bizim olacak. HAZIR MISINIZ?"
"Hayıır..."
Ve yoğun çalışma başladı.
Haftalar aylar boyunca çalıştılar, şarkılarını bu sefer Minho belirledi. Koreografileri hazırlandı, kostümleri dahi hazırlandı.
Ama en önemli şeylerden birisi eksikti.
*****
ya tamam düzenli bölüm atmıyorum ama bir sorun neden
çünkü bilmiyorum
kısa bir bölüm olsa da bekletmek istemedim
oy verin lütfen stay yorobun sizi seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you ain't worth my love | hyunlix ✓
Fanfiction"Seni seviyorum ama salak gibi sana gülmeyeceğim. Belki acı çekeceğim ama ölsem de sana geri dönmeyeceğim. Çünkü sadece benden nefret etmeyi seviyorsan, sen benim aşkıma değmezsin Hwang Hyunjin." Haters to Lovers au ◇ 22/01/2022 - 16/12/2022