9|Ensest miyiz?
Bu sefer kamera üstümüzdeydi. Bir aparat yardımıyla asılmıştı. Ayak ucumuzda Sehun ayakta duruyordu, kamerayı ayarlamakla meşguldü. Hemen arkasında merdiven vardı.
Solumda Eunwoo, sağımda Hyungsik yatıyordu. Ben onların hizasından biraz daha yukarıdaydım. Yanlara açılı olan kollarım üzerindeydi kafaları. Bir nevi koluma yatıyorlardı. Üst gövdem düz bir şekilde olsada, bacaklarım kıvrılmış, belimden sonrası kalçamdaki yırtığı göstermek için sağa dönmüştü.
Verilebilecek pozlar oldukça azdı. Ve bana ellerimi kullanmamı söylemişlerdi. Anladığım üzere zaten seksi bir çekim yapıyorduk. Bu yüzden hiç çekinmeden ellerimi harekete geçirdim.
Eunwoo'nun çenesini kavramıştı önce elim. Son derece nazik ve can yakmamaya çalışıyordum. İşaret parmağım alt dudağı üzerindeydi. Baş parmağım elmacıklarının biraz altındaydı. Diğer parmaklarım çenesine yayılmıştı.
Hyungsik'in ise gözlerini hedef almıştım. Zira bana göre en çekici yanı gözleriydi. Aralık parmaklarımdan gözüksün istedim gözleri.
Tabiki yaramazlığım karşılıksız değildi.
Baldırımda, hemen yırtığın orada bir el hissettim. Birkaç parmak sızmıştı içeri ve tenime dokunuyordu. Kim olduğunu göremesem bile Eunwoo olduğunu parmakların yönünden tahmin ediyordum.
Sonra birde karnımın üzerinden üst tarafıma kayan parmakları hissettim. Tişörtümü biraz yukarı ittirmiş elini diyaframımın biraz yukarısına yerleştirmişti. Yine yönden dolayı bunun da Hyungsik'in eli olduğunu düşünüyordum.
Birkaç patlayan flaşla çekimin ardından poz değiştirmek adına elimi Hyungsik'in gözlerinden yanağına kaydırmıştım. Pürüzsüz bir teni vardı ve bu beni hayli şaşırtmıştı. Parmaklarım adeta kayıyordu yüzünde.
Eunwoo'daki elimi de hareket ettirecektim ki dudağı üstündeki parmağımı ısırdı. Acısıyla ufak bir inleme bırakmıştım.
"Elin burada kalsın."
"Nasıl isterseniz..." Ufak bir mırıltıyla ellerimi sanki hiç oynatmamışım gibi eski yerine bıraktım. Oysa bol yakalı tişörtünden biraz içeri sokmayı planlıyordum ama...
Dudağının üstündeki parmağıma bir öpücük kondurduğunda şaşırmıştım. Bu neyin nesiydi bilmiyordum.
Bacağımdaki eli daha ileri gidip pantalonun üstünden bacağımı kavramıştı. Hyungsik'in eli ise belime kaymış ve oraya yerleşmişti.
Birkaç flaş patlamış, sonra ayak ucumuzdaki Sehun'un sesi duyulmuştu.
"Tamamdır beyler, şimdi yer değişikliği vakti. Taehyung aşağı diğerleri yukarı." Ben daha yerimi yeni idrak etmişken bir anda bacağımdan ve belimden aşağı çekilmiştim. Beni saniyeler içinde yeni konumuma getirdiklerinde şaşırmıştım. Kollarım yukarı kaldığı için göğüslerim açılmış olabilirdi.
O sırada bir el yukarı toplanmış tişörtümü hemen aşağı çekiştirmiş, açılmasın diye de eliyle tutmuştu. Kollarımı bedenlerinin altından almış dağılmış üstümü düzeltmek için doğrulmuştum. Şok içinde arkama bir bakış attığımda kıkır kıkır gülüyorlardı.
Kuaförlerden biri dağılmış ve muhtemelen elektriklenmiş saçlarımı düzeltmeye çalışıyordu. Bir şey demeden sessizce önüme dönmüş saçlarımın düzeltilmesine izin vermiştim. Saçlarım düzeltildiğinde dikkatlice geri yerime uzandım.
"Nasıl yapmıştın?"
"Neyi?" Gözlerimin üzerine Hyungsik'in eli gelirken çenemden de diğer el kavramıştı. Hafifçe yutkunmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vanitati || taekook
FanfictionBay Jeon'a can borçluydu Taehyung. Canı pahasına olsun bu borcu ödemek için çalışıyordu lakin, yetmiyordu. Elindeki her şeyi verse bile ödeyemiyordu. Bu yüzden Bay Jeon'un biricik oğluna kalbini vermeyi seçti. [kth+jjk] Yayın tarihi: 22.02.2022 - 1...