14|Zambakların arasında kaybolmak.
Kim Taehyung. Şayet dilerse buradaki tüm insanları parmağının ucunda oynatabilirdi şu an. Güzelliği ona bahşedilmiş yegane parçalardan olmalıydı. Giydiği her şeyin üstünde devasalaştığı, asla ondaki gibi görünmeyeceğini bildiğiniz muhteşem bir fiziği vardı.
Yutkunmam zorlaşıyordu adeta. Her adımında yer sarsılıyor gibiydi resmen. Ben değil, herkes, kıyafetlerini giymiş, sahnenin ortasına geçmiş, makyaj ve saçta son rötuşları yapılan bedeni hayranlıkla izliyordu. Görülmesi zor bir güzellikti bu.
"Bu..." Duraksadı odasından çıkıp adım adım Taehyung'a yaklaşan Sehun. "Aman tanrım..." Taehyung'un ellerini kavramış derin bir iç çekmişti. "5 şiddetinde bir deprem yaşasam böyle yıkılmazdım." Taehyung, kibar gülümsemesi yüzünü doldururken utançla başını eğmişti birkaç saniyeliğine. "Çok güzel olmuşsun yine. Her çekimin olay olacak." Sehun, hayranlık akan cümlelerine Taehyung'un nazikçe yanağını okşayarak son vermişti.
"Bir an evvel seni çekmem lazım."
"Ben hazırım, her zaman." Yumuşacık ses tonuyla mırıldanmıştı.
Görünen tüm detaylarıyla hayranlık uyandıran Taehyung, öldürücü pozlarından birine yeltenmişti hemen.
Elleri başının arkasında toplanmış, crop'u ihtişamlı tepecikleri terk ederek benzeri görülmeyen bir görüntü sunmuştu. Ağzımın suyu akmasın diye çırpınıyordum adeta. Nasıl, nasıl reddedebilmiştim bu bedeni anlayamıyordum. Uğruna ölmek bile az kalabilirdi bu beden için.
Dağınık saçlarının ardındaki bakışlar sertti. Herkesi dize getirecekti sanki. Herkesi onun esmer tenine aşık edecekti. Kendine güveni tamdı.
Esmer, incecik bacağını saran paçavralar jartiyer diyebileceğim parçalarla çamaşırına değin uzanıyordu. Pelvisini örten kısa bir şort vardı. Bacaklarındaki paçavralarla eşdeğer nitelikte, kısacık bir şort. Kalça yanlarını açık bırakan değişik bir şorttu. Yanlarından gözüken çamaşırı... Şortu tutan kuşak parçalansın istiyordum.
Topuklu botlarda, sanki sürekli topuklu giyiyormuş gibi, çok rahattı.
Yutkundum hafifçe. Beni titreten görüntü yüzünden zor bela oturdum bir yere. Lakin gözümü ondan ayıramıyordum.
Sessizce, poz değiştirişini izliyordum. Her hamlesi hayranlık uyandırıyordu. Bu adamdan ne istediğimi tekrar düşünmeye itmişti beni.
Verdiğim hiçbir karar memnun etmiyordu beni. Onu reddetmek için de kabul etmek içinde çok sebebim vardı. İki karardan da pişmanlık duyardım. Duyuyordum da zaten. Bana bağlanmasın, ne denli korkak ve bağımlılıklarımdan vazgeçemeyen biri olduğumu bilmesin diye onu reddediyordum. Çünkü daha fazla zarar görmesine izin veremezdim. Zaten berbat bir geçmişi vardı. Şimdi bile boktan şeyler yaşayıp duruyordu. Üstelik kesinlikle emindim, benimle yakınlaştığında panik atağı hat safhaya çıkıyordu. Lakin tüm bunlara rağmen bana sadece eski sevgilimden kurtulup gelmemi söylemişti. Belki beni gerçekten sevmişti ama ya kendini kandırıyorsa? Gerçekten sevmiyorsa beni ilkini almayı kabul edemezdim. Üstelik, sürekli saçma bahaneler sunuyordum, kötü şeyler söylüyordum... Beni sevmesi için sebep yoktu. Onu arzuladığımın gayet farkındaydım. Ama belki bünyesi beni kaldıramazdı... Zarar verirsem eğer ona, kendimi affedemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vanitati || taekook
Hayran KurguBay Jeon'a can borçluydu Taehyung. Canı pahasına olsun bu borcu ödemek için çalışıyordu lakin, yetmiyordu. Elindeki her şeyi verse bile ödeyemiyordu. Bu yüzden Bay Jeon'un biricik oğluna kalbini vermeyi seçti. [kth+jjk] Yayın tarihi: 22.02.2022 - 1...