Hank McCoy

894 39 5
                                    

Geniş odaya girmek için kapıyı tıklattığında stresliydin. Eski aşığınla yıllar sonra aynı odada bulunmak seni biraz gerse de sevindiriyordu da.

Birkaç yıl önce Charles ve Erik genç mutantları toplamaya başladıklarında  ekibin içinde sen de vardın. Yıllar önce bu binada beraber eğitim görüyordunuz. Hank o zamanlarda bile sana olan hayranlığını belli edemeden duramıyordu. Yanında sakarlaşıyor, konuşmakta zorlanıyordu. Bu her zaman hoşuna gitse de Hank sana çıkma teklif ettiği gün onu reddetmiştin.

Yıllardır o günün pişmanlığını yaşıyordun. Yıllar sonra buraya geri dönmenin en büyük sebeplerinden biri Hank olmuştu. Bir de ekibin toplanmak zorunda kaldığı o güçlü düşman sayesinde.

İçeriden gir komutunu aldığında son bir kez saçlarını düzelttin ve dudaklarını yaladın. Kapıyı açıp içeriye girdiğinde eski dostlarınla karşılaşmış olmanın sevinciyle gülümsedin.

"Y/N! Seni çok özledim." Sana doğru büyük adımlarla gelen Raven'ı kucakladın. Sarılırken birbirinizin etrafında döndünüz.

Geri çekildiğinde odadaki herkesle sıkı sıkı sarıldın. En sona Hank kalınca diğerleri birbirlerine imali bakışlar attı ancak siz bu bakışları göremeyecek kadar birbirinize odaklanmıştınız.

"Seni yeniden görmek güzel Y/N." dedi Hank gergin bir şekilde gülümserken.

İçindeki ses yap şunu kızım diye bağırırken ilk defa iç sesini dinledin ve öne doğru atılarak kollarını genç adamın bedenine sardın. Şaşkınlıkla havada asılı kalan kolları senden yayılan sıcaklıkla gevşedi ve nazikçe kollarını beline doladı.

Erik arkanızdan ıslık çalana kadar sarılı kaldınız. Hızlıca geri çekilip gülümsedin.

"Evet, ne yapıyoruz? Kimi doğduğuna pişman ediyoruz?! Hadi millet biraz canlanın." dedin enerjik bir şekilde ellerini çıparken.

‡‡‡‡

"Çok güzel bir kadınsın, bu zamana kadar mutlaka bir ilişki yaşamışsındır." diyerek diretti Charles seni.

Sen ise hâlâ hiç ilişki sahibi olmadığını savunuyordun. Erk'in dudağının kenarı sinsi bir şekilde kıvrıldı. Gelecek soruyu merakla bekliyordun.

"Peki, senin tipin ne?" dedi sırıtarak. Hank bile merakla yemeğinden kafasını kaldırmış sana bakıyordu. Yavaşça gülümsemeni genişlettin. Önce içkinden bir yudum alıp dilini alt dudağında gezdirdin.

"Mavi. Ben daha çok tüylü mavilerden hoşlanıyorum." dedin sırıtışını büyütürken.

Hank yediği yemek boğazında kalırken öksürdü. Hatta öyle şiddetli öksürdü ki Charles sırtına vurmak zorunda kaldı. Masadaki herkes gülerken sen omuz silktin.

"Sen çok fenasın." dedi Raven gülümsemesini gizlemeden sana ithafen.

"İyi misin Hank? Yardımcı olayım mı?" dedin ona doğru eğilirken. Gözü az önce ıslatmış olduğun dudaklarına kayınca hızlıca geriye çekildi ve kafasını hayır anlamında salladı.

Yıllar sonra hâlâ senden böyle etkilendiğini görmek iyi hissetmeni sağladı. Aşkını geri alabilecektin. Artık hiç şüphen kalmamıştı.

Saatler geçti, hava karardı. Gecenin bir vakti uyuyamadığın için sıkıntıyla tavanı izliyordun.

Bu uyku probleminin sebebi içtiğin birkaç kadeh içkiden de kaynaklanıyor olma ihtimali çok yüksekti.

Uyuyamaycağını anlayınca yataktan kalktın ve üzerine geceliğinin sabahlığını geçirdin. Yavaş adımlarla koridora çıktın ve Hank'in odasının kapısına geldin. Yavaş bir şekilde kapıyı tıklattın.

Yumuşak sesli adamdan gir komutunu alınca hiç düşünmeden içeriye girdin. Yatakta yarı yatar vaziyette oturan Hank seni görmeyi beklemiyor olacaktı ki şaşkınlıkla yerinde doğruldu.

"Gelebilir miyim?" diye sordun en masum gülümsemenle. Sen böyle bakıyorken nasıl hayır diyebilirdi ki.

Kafasını olumlu anlamda salladı ve yatakta yanına oturdun.

"Uyku tutmadı. Yanına gelmek istedim. Rahatsız olduysan gidebilirim. Sonuçta kim gecenin bir yarısı yanında birisini ister ki? En iyisi gideyim ben. Rahatsız ettim kusura bakma." dedin endişeyle. Ne kadar kendine güvenen bir kadın olsan da Hank sana her baktığında bu özgüvenin yok olduğunu hissediyordun.

Tam ayağı kalkacakken Hank elini nazikçe bacağına koydu ve gözlerine baktı.

"Lütfen kal Y/N. Beni rahatsız etmiyorsun." dedi. Gözlükleri yüzünde değilken yüzü daha bir ortada daha bir güzel gelmişti gözüne.

Kendini yavaşça geriye doğru bıraktın. Kafan yastığa gelmiş, saçların yastığa dağılmıştı. Melek gibi görünüyordun.

"Sanırım size aşık oldum Hank." dedin elini kalbine götürürken.

Hank hızlıca sana doğru döndü. "Anlayamadım?"

"Sana ve 'Beast' formuna sırılsıklam aşık oldum Hank." dedin gülerek.

"Sen sarhoş musun?" dedi Hank yatan bedenini oturur pozisyona getirirken.

"Sarhoş muyum ben?!" dedin şokla ve kıkırdadın.

Hank hayal kırıklığıyla hafif bir şekilde gülümsedi. Bu itirafı sarhoş olmayan senden duymak için yanıp tutuşabilirdi.

"Sarhoşsun Y/N, hadi gel seni odana götüreyim." Kollarını tutmaya çalıştı ancak hızlıca geri çektin.

"Hayır, değilim. Sen de beni seviyor musun?" Gözlerinin en içine bakıyordun. Yavaş yavaş göz bebeklerinin büyüdüğünü gördün.

"Hadi ama! Sadece bana aşık olduğunu söyleyeceksin, bu kadar zor olmamalı."

Yavaşça yutkundu. Umutla bakan gözlerinin içine duygusuz bir şekilde bakmaya çalışmanın zorluğunun üstesinden gelemedi.

"Evet. Ben de sana aşığım. Şimdi seni odana götürmeme izin ver." dedi ve koluna girdi. Onun aksine kendini onunla birlikte yatağa çektin. Örtünün altına girdin ve Hank'in elini beline koydun.

"Y/N. Ne yapıyorsun?"

Gözlerini kapatırken hafifçe gülümsedin.

"Aşkını itiraf eden sevgilimle uyuyorum. Sen ne yapıyorsun?"

Gözlerin kapalıyken yüzünü inceledi. Gevşedi. Belindeki elleri sayesinde seni biraz daha kendine doğru çekti ve mırıldandı.

"Ben de sana ayak uyduruyorum."

‡‡‡‡

Hank aşkım kabarınca böyle bir bölüm yazayım dedim.

Sınav haftası geldi çattı nasılsınız? Keyifler nasıl?

Şimdi gidip RM izlemem lazım. Matematik sınavı yaklaşıyor. Bu arada bugün quiz olduk güncelleme olarak kaç aldığımı söylerim.

İyi geceler hepinizi öpüyorum.

Marvel İmagineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin