33

4.8K 300 69
                                    


Arabaya yerleştirdiğimiz piknik sepetlerini alarak boş alana ilerledik. Ulaş piknik örtüsünü sererken ben de sepetleri yere koydum. Saat 12yi biraz geçiyordu ve piknikten sonra, saat 3de hastane randevuma birlikte gidecektik. Sadece 2 saatimiz olsa da bir sürü yiyecek almıştık.

Üzerime giydiğim uzun göğüs ve bacak dekolteli çiçekli elbiseyi düzeltip Ulaş'ın beni kucaklamasını bekledim.

Üzerime giydiğim uzun göğüs ve bacak dekolteli çiçekli elbiseyi düzeltip Ulaş'ın beni kucaklamasını bekledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağacın altında güzel bir yer bulmuştuk. Piknik örtüsüne oturup yiyecekleri çıkarttım. "Sanırım ancak yiyecekleri yemek için zamanımız var."

Anlamayıp gözlerini kısarak bana baktı. Sonrasında anlamış olacak ki kahkaha attı. "Belki de ikisini aynı anda yemeyi planlıyorumdur."

Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken gülerek örtüye oturdu ve, "Doktorunla tanışmak için heyecanlıyım. Gelişmeleri öğrenmek istiyorum. Haftada bir gelip durumu öğrensem iyi olur."

Hazırladığımız sandviçleri çıkartırken kaşlarımı çattım. "Ben söylüyorum ya sana sevgilim. Ne diye doktorla konuşacaksın sanki çocukmuşum gibi."

Omuz silkip portakal suyu ve çayı çıkarttı. "Yine de öğrenmek istiyorum."

İç çektim. "Pekala nasıl istersen."

Yarım saat içinde kahvaltımızı yapıp bitirmiştik. Ulaş bir anda ayağa kalktığında merakla onu izledim. Elindeki çileği ağzına atıp beni kaldırdı.
"Hadi biraz yürüyelim."

Şaşkınca güldüm. "Sen, beni kucaklayıp yürütmeyi fazla sevdin."

Sırıtıp dudağımı öptü. "Çaktırmadan elliyorum seni."

Başımı geriye atıp kahkahamı serbest bıraktım. "Çaktırarak da elleyebilirsin. Bu hoşuma gider."

Lafım bittiği an kalçama yediğim şaplakla inledim. "Ellerim güzelim, yeter ki iste."

İkimiz de gülerken ayaklarımı ayaklarının üstüne koyup yürümeye başladı. "İstediğin bir araba var mı? Vintage sevdiğini söylemiştin."

Kaşımı kaldırıp merakla yüzüne baktım.
"Neden soruyorsun."

Omuz silkti. "Sevgilime araba hediye edemeyeceksem neden galerim var ki?"

Kahkaha attım ve başımı kaldırıp tatlı tatlı yüzüne baktım.
"Eğil de öpeyim seni."

Gülüp eğildiğinde uzunca dudağını öptüm. "Türkiye'ye geldiğimde galeriyi ziyaret edeceğimden emin olabilirsin."

🩰

Ulaş'ın Oscarla konuşmasını fizyoterapi makinesinde sessizce izliyordum. Neyse ki Oscar'ı hiçbir şey söylememesi konusunda uyarmıştım.

Meyus +18|| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin