GECEYLE SEVİŞEN GÜNEŞKeyifli okumalar
GECEYLE SEVİŞEN GÜNEŞ 1. BÖLÜM
♏
KURGU ;
Başımı kaldırıp cam duvardan uzun bir süre gün batımını izledim.
En sevdiğim şeydi zaten gün doğumu yada gün batımı, ay doğumu yada ay batımı izlemek kim sevmez ki?Ruh gibi güneş de doğuyor ya kendimi ona benzetiyorum, gece güneşi olamadım onun için de geceyi bulmam gerek değil mi?
Gece güneşi bütün imkansızlara meydan okuyan o kutsanmış dakikalarla gecesiyle sevişe dursun. ruhu nasıl sarar nasıl sarmalar bilmiyorum ama o dakikalarda gülümser yüzüm...
Kapı calınca başımı kapıya cevirip "gel!"diye seslendim.
İçeriye pürüzsüz yuvarlak yüz hatları çekik gözlü asistanım bay Han girdi "Efendim. Yarın Türkiyeden bir heyet gelicek az önce bilgilendirdiler teftişe geliyorlar" yabancı aksaanlı Türkçe konuşması hep hoşuma gitmişti zaten.
Yerimden kalkıp beyaz dizlerimin üstünde biten elbisemi düzelterek
" Yarın geleceklerini biliyorum Bay Han. Yeni gelişmeler olucakmış şirket yönetimi ile ilgili." Kapıya doğru ilerleyince o da benimle beraber geldi "ne gibi gelişmeler?" Dedi.Dudak büktüm tabi göremediğinden şaşırmamıştı "Yarın öğreneceğiz Bay Han" dedim uzatmayarak
"Peki birkaç kişinin çoktan geldiğini biliyor musunuz?" Diye ekleyince yerimde durdum.
Yanıma geçti "Bu işte farklı bir şeyler var. İki gündür doktorunuzu tehdit eden biri var... krizlerinizi sorguluyorlar"
Yüzümde küçük bir tebessümle "Bay Han bunları rakip şirkette yapar Türk olduğum için yeteri kadar ilgi çekerken krizler onlar için koz olur... "
Başınını olumlu olarak sallayıp "iyi akşamlar efendim" onun birden sakinleşen haliyle bende rahat bir nefes alıp " iyi akşamlar BAY HAN" diye ekleyip ordan ayrıldım.
Çinde yaşamak o kadar basit değil rekabet üst seviyede her an tetikte olmalısın şahsen bu durum çok hoşuma gidiyor genelde ben değil ama rakiplerim bu durumdan muzdarip olabiliyor, nede olsa benimle yarışıyorlar... Bay Han ise normal insanlardan farklı olarak pek çok özel durumumu bilip şahitlik etmiş biri.
GÜMÜŞ Holdingte ise ayrı bir telaş oluyor maaş çalışanların potansiyeline göre veriliyor. Bu hem onların işine geliyor hemde benim. Bu konuyu holdinge gelir gelmez ortaya koyup mevki yükseltip alcalmalara neden oldu. Ne kadar çalışırsan o kadar yukarıdasın.
Holdingten çıkıp. Vakit kaybetmeden akşam için randevu aldığım tasarımcı adamla görüşmeye gidecektim kıyafetimi almam gerekiyordu. Siyah jeepe binip yola koyuldum.
Telefondan actiğim "Love me like you do" şarkısıyla hem gevşiyor hemde sinir oluyordum. Gerçekten soruyorum bu birtek bende mi oluyor?! Bir şarkıyı dinlerken şekilden şekile gitmek duygusal olarak?
Şehir dışındaki tasarımcının evine vardığımda arabayı kapının önüne park edip arabadan üstün körü evi incelerken zaman kaybetmeden çıktım. Rüzgarın yaramazca vücuduma dokunmasına izin verirken de eteğimin uçlarının havalanmaması için ayrı bir çaba sarf ediyordum... burda olmamın tek nedeni tasarımcımın kıyafeti teslim etmeden önce üstümde görüp içine sinmesi...
Zile basıp kapının açılmasını bekledim. Fakat ne bir ses geliyor ne de bir ışık görünüyordu tekrar zile bastım. Hayır, herhangi bir ses yoktu. Adımlarımı geri atıp arka tarafa geçtiğimde tasarımcı yani Bay Lee nin boynunda halatla ağaca bağlandığını, elinin ve kolunun bağlı olduğunu birkaç adam da ayaklarının altındaki sandalyeyi sallayıp duruklarını gördüm.
Bay lee onlara yalvarsa da diyer adamlar onun bu korku dolu anlarına onunla alay ediyorlardı ben ne oluyor diye düşünürken onlar birden susmuşlardı. Susmalarının tek nedeni karşılarındaki dikili taş misali olan ben Serra GÜMÜŞ'tüm.
Bay lee'nin gözleri beni bulunca onun için umut tohumlarını sepmiştim meydana farkında değildim.
Koca bahçenin içindeki üç dört sandalyeden biri hemen yanımdaydı.
Yavaşca yanımdaki sandalyeye oturup. Elimi çenemin altına koydum ve bana doğru bir adım atan siyah giyinmiş eline ise silahıyla diğerlerine beni yanına getirmesini isteyen adama göz kırpıp elimle sen gel diye işaret ettim.
Adam ise sağına döndü. Biriyle mi konuşuyordu o? Karanlık olduğu için göremiyordum.
"Ah hadi ama ahbap bekletme beni" diyip sırıttım. Adam kafayı yemiş olma ihtimalim var mı diye, düşünür gibi suratıma baktı.
"Bay lee yi serbest bırak" Diye hafiften sert cıkıştım. Kendimi tutamayarak.
"Ooo gercekten mi? Bizde sizden bu emri bekliyorduk Küçük" diye alay edip ellerini havaya kaldırdı.
Bay lee birseyler söylüyordu lakin tam anlamıyla çözemiyordum.
Birden arkamda beliren gölgeyle sandalyenin ayağından tutup arkamdaki kişinin kafasına vurdum yerimden kıvrak bir hareket yapıp kalkarak.Adam yere yığılınca, diyer Adamlardan biri daha gelip silah doğrultarak
"Gel buraya !" Diye tısladı. Kollarında belirgin sert kaslarını sergiler gibi durmuştu.
Bölüm sonu!
Zodyak KAF!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEYLE SEVİŞEN GÜNEŞ +18
Aksi"Deli edemceksin beni!" Göz devirmeden edemedim resmen adamın beni azarlaması hoşuma gidiyordu. "Nerden görüyorsun beni ve polisleri? " dedim plakayı gizlemek için konulan mekanizmayı çalıştırarak "Drondan!" dedi yine sinirliydi keyifle sırıttım. "...