müttefikler

249 20 13
                                    

Percy sözcükler ağzından dökülür dökülmez pişman oldu. Biraz tehditkar hissedildiğini fark etti.

O konuşmasını bitirdiği an büyünün tanıdık sesini duydu.

Anında kenara çekildi ve ona doğru gelen ışıktan kurtuldu.

Karşısındaki şaşkın kalabalığa baktı ve teslim olurcasına ellerini kaldırdı,

"Kulağa çok kötü geldiğinin farkındayım. Ama gerçekten kötü bir niyetim yok."

Bazıları daha demin çocuğa saldıran Deli Göz Moddy'e kısa bir bakış attı. Hepsinin asaları elindeydi ancak karşı tarafı dinlemeden saldırmak gibi bir şeyi hiçbiri düşünmemişti.

"Perseus Jackson, kim olduğunu ve nerden geldiğini biliyoruz," konuşan Dumbledore'du.

Percy anında yutkundu. Hemen aklına yarım kan mirası geldi. Sadece birkaç saniye sonra bundan bahsetmediklerini anladı. Anında,

"Malikaneden kaçtım."dedi.

"Daha önce hiç büyü kullanmamış biri olduğunu varsayarsak, o evden tek başına kurtulmana imkan yok."

"Daha önce büyü yapmadığımı nerden biliyorsunuz?"

Percy iyice kuşkulanmaya başlamıştı. Tanrıça ona, büyü dünyasının henüz varlığından -voldemort'un bir torunu olduğu gerçeğinden- haberdar olmadığını söylemişti. Ancak bu kişiler onun hakkında pek çok şey biliyormuş gibi görünüyordu. Bu tarz düşüncelere sahip olmak istemese bile bu oldukça şüpheliydi.

Kısa bir sessizlikten sonra tereddütlü görünen uzun siyah saçlı bir adam, "Annen, o burda."Dedi.

Bir an için Percy'nin zihni boşaldı ve hiçbir şey söyleyemedi. Endişelenmeye başladığı an, aklına Tanrıça Hekate'in bu insanların müttefik olduğunu söylediği geldi. Ona yardım edebilecek kişiler...

Nefeslerini tekrar düzenli hale soktuktan sonra sonunda,"Bu iyi bir haber." Diyebildi, "Güvende olduğunu bilmek güzel."

Yetişkinler, karşılarındaki çocuğun biraz öncesine göre çok daha tetikte olduğunu fark ettiler. Onlara güveniyorsa bile bu oldukça hassas bir parçasıydı.

Aslında Percy onlara değil, Tanrılara güvenmiyordu. Üstelik şu anda bahsi geçen Tanrıça Hekate, bir zamanlar titanların yanında yer almış, onun düşmanı olmuştu. Hala kin beslemediğini nerden bilebilirdi? Ya bütün bunların başına gelmesinin sebebi oysa ve bu insanları onu öldürmesi için görevlendirdiyse?

Percy'nin dikkat dağınıklığı sadece birkaç saniye sürdü.

"Her şeyi anlatacağım. Sonrasında bana güvenip güvenmemek size kalmış. Ama önce annemi görmeme izin verin."

Percy gösterdiği ilginç savunma yöntemine rağmen onlar tarafından küçümsendiğinin farkındaydı. Bunu kendi yararına kullanacaktı. Olası bir tehlikede tek yapması gereken annesini de alıp ordan kaçmaktı.

Sessiz bir iç çekti.

Keşke düşündüklerini harekete geçirmek bu kadar kolay olsaydı.

Saf güç yayan yaşlı adama tekrar baktı. Muhtemelen onun bahsedilen okul müdürü olduğunu ve Voldemort'a denk olduğunu düşündü.

"Pekala, onu görebilirsin."

Bu adam konuştu ve diğerlerinin mırıldanmalarını görmezden gelerek zaten açık olan kapıya doğru yöneldi. Bu, peşinden gelmesi için bir işaretti. Percy bütün bu düşündüklerine rağmen hiç tereddüt etmeden ardına takıldı.

the heir of slytherin √p. jacksonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin