the heir of slytherin √p. jackson

Varis

Daha az tehlikeli birkaç testten sonra, sonunda Sally'nin bir Kofti olduğundan emin oldular. Böylece onu eski Black malikesine götürmeye karar verdiler.

Büyü yapamadığı için bizzat öz babası tarafından öldürülebilirdi. Yani Sally, korumaya çalıştıkları kişiler arasındaydı.

Ancak amaçları her ne olursa olsun, onlar bir anda ortaya çıkıp, bütün yaşantısına karışan yabancılardı. Üstelik onu bir savaşın içine çekmişlerdi. Bunu uzun süre yapmaya devam edemezlerdi. Bu nedenle düzenledikleri bir yoldaşlık toplantısına katılmasına izin verecek, ne yapılması gerektiğini tartışacaklardı.

Bu, Sally için yapabileceklerinin hepsiydi.

Anahtar kullandıktan ve cisimlendikten sonra, Sally'nin midesi alt üst olmuştu. Üstelik hayatından daha ilginç birçok şey görmesine rağmen, daha önce orda olmayan bir evin yoktan belirmesine çok şaşırmıştı.

Yanında duran Lupin ve Sirius ona anlayışla baktılar. Lupin gülümsedi, beklenmedik saldırısından dolayı mahçup görünüyordu,

"Bu büyünün yapabildiklerinin sadece bir tanesi."

Sally de gülümsemeyi denedi. Ancak başaramadı. Sonra onun varlığı hakkında meraklı olan insanlarla dolu viran eve girdi.

...

Percy, tek başına kaldığı Poseidon klübesinde sırt çantasını dolduruyordu. Mavi sweatini alıp almamak hakkında bir süre düşündükten sonra onu da bir kenara sıkıştırdı.

Son olarak öndeki küçük bölmeye bir miktar ambriosa ve ilk yardımla alakalı ıvır zıvırlarla dolu küçük bir poşet koydu.

Bitirdiğinde kesinlikle almayı unuttuğu bir şeyler olduğunu düşünerek çantayı kapattı ve daha sonra almak üzere kapının kenarına koydu.

Tam Annabeth'in yanına gitmeyi düşünürken, kapı açıldı ve sevgilisi zaten oradaydı.

"Bugün mü gidiyorsun?"

"Evet. Yarın annemin doğum günü ve mutlaka babamla romantik planları falan vardır." Bir süre yalancıktan yüzünü buruşturdu. "O yüzden sürprizimi erken yapmak istiyorum."

Annabeth güldü. "Aptal."

"Bu aptalı özleyeceksin." Percy şirin görünmeye çalışarak kız arkadaşına yaklaştı. Ancak Annabeth onunla herhangi bir insandan çok daha fazla vakit geçirmişti ve davranışlarına alışkındı. İşaret parmağını alnına koyarak onu uzaklaştırdı.

"Yine aylarca ortadan kaybolmadığın sürece sıkıntı olmayacak." Hala gülümsüyordu, ancak sesi sıkıntı doluydu.

"Bir daha asla."

Percy kız arkadaşının değişen ruh halini fark etmişti, bu yüzden konuyu dağıtmak istedi.

"Uzun süredir bayrak kapmaca oynamadık. Bu akşamkine katılmaya ne dersin?"

"Heh. Gerek yok. Athena Kulübesinin kazanacağını zaten biliyoruz."

"O zaman onlara Poseidon kulübesiyle ittifak olmak isteyip istemediklerini sor."

Percy sırttı. 'Poseidon kulübesi' olarak tek kişiydi. Ancak reddemeyecekleri bir müttefikti.

Annabeth kendine olan güvenini görünce göz devirdi ve onu yeni gelen melezlere kılıç dövüşünü öğretmesi için talim alanına yönlendirdi.

...

"Anlat, Severus."

"Kızı aldılar Lordum. Nereye götürdüklerini bilmiyorum."

Snape bir süre azarlanmayı bekledi ama bu olmadı.

"Onu benim yerime öldürebilirler."

İnsana benzemeyen suratında kötücül bir gülümseme belirdi. Snape, o anda meseleyi tamamen yanlış anladığını, konunun derinlerde çok farklı olduğunu anladı.

Karanlık Lordun istediği şey en başından beri bir Kofti olan kızı değildi.

Peki o zaman... Onu aramakla elde etmek istediği şey neydi?

Veya

...kim?

Snape bu fikirle ürperdi ve hiç istemediği düşünceler zihninde belirmeye başladı.

'belki de başka bir varis vardır.'

'yoksa ihanetimden şüphelendiği için yalan mı söyledi?'

Bu bir test olsaydı, Snape başarısız bir ölü olurdu.

Ancak 'ne yazık ki' bu bir test değildi. Sally gerçekten Lordun kızıydı.

Ancak yanında istediği değil, öldürmek istediği kızıydı. Davasındaki en büyük engellerden biriydi.

"Sally'nin oğlu..."

Snape korkunç hızlı bir refleksle kafasını kaldırıp Voldemort'un gözlerine baktı. Ancak hemen eski duruşuna geri dönerek başını eğdi. Hayır. Bu mümkün değil.

"Aradığım kişi, Torunum."

Asıl tehlike hâlâ özgürdü.