Kaçmak

212 19 46
                                    

Percy kaçmadı.

Narcissa ile olan dersi yarım saat içinde başlayacaktı. Bu, yokluğunun umduğundan  daha hızlı fark edilmesi anlamına geliyordu.

Bu yüzden geceye kadar sabretmeye karar verdi.

Üstelik kaçmak için ev hakkında genel bir bilgiye sahip olması gerekiyordu.

Bu sefer asasını da eline alarak tekrar ufak bir keşfe çıktı.

Tamamen küçük garip yaratıklarla dolu bir mutfaktan çıkıp uzun bir koridordan geçtikten sonra çıkış kapısının nerde olduğunu artık biliyordu.

Bu yeterliydi. Artık dönebilirdi.

Ama dönüş yolunda, arkasında birinin olduğunu hisetti.

"Sen kimsin?"

Yavaşça arkasını döndü. Karşısında onun yaşlarında, sarışın ve mavi gözlü bir çocuk vardı. Üzerinde kendi üzerindekilere benzeyen tamamen siyah, ipekten bir takım elbise vardı. Saçları pürüzsüz bir şekilde kafasına sabitlenmişti. Duruşunda bir soyluluk havası vardı.

Elindeki asasını ona doğrultmuştu ve tamamen tetikte görünüyordu.

Percy bu gerçeği görmezden gelmeyi tercih etti. Çünkü ona doğrultulan bu asa, bir tüfek doğrultulmasına eşdeğerdi (belli ki daha tehlikeliydi) ve varlığını düşünerek mantıklı konuşmak zor olurdu.

"Bunu kim olarak soruyorsun?" Kendine güvenerek sırıttı.

Sarışın olan tek kaşını kaldırdı, "Bu evin sahibi olarak?"

"Tahmin etmiştim- bir dakika ne?"

"Evet. Burası benim evim." Percy sustu. Gerçekten şaşırmıştı. Burda uzun zaman geçirmesine rağmen kimlerle aynı evde yaşadığını bile bilmiyordu. Ürperdi. Onun sustuğunu gören çocuk devam etti,

"Bilmediğini söyleme?"

Percy birkaç kere öksürdü. Durum gerçekten çok garipti.

"Üzgünüm ama burayı şu ürpertici yeşil herifin sanıyordum."

Çocuk anında gerildi. Tetikte olan bakışları iyice kısılmıştı.

"Seni buraya o mu getirdi?"

"Evet dostum. 2 haftadır burda kalıyorum. Ama endişelenme, gitmek üzereydim."

Ses tonu, o kadar sakindi ki, sanki birinin haberi olmadan onun evinde kalmak sıradan bir şeydi.

Gitmek üzere arkasına döndü. Dersi başlamak üzereydi, "Bekle nereye gittiğini sanıyorsun? Adın ne?

Percy ona iki üç adım uzaklıkta olmasına rağmen hiçbir şey duymamış gibi yaparak hızlı adımlarla uzaklaştı.

Arkasında şaşkın bir genç bırakarak gözden kayboldu.

Evinde kalan yabancılara karşı fazla cömert. diye düşünerek kıkırdadı. Biraz önce yaşadıklarını fazla umursamadı. Zaten bu evde geçireceği fazla zamanı kalmamıştı.

...

Bir şeylere sorgulamadan inanıyormuş gibi yapmak kolay değildi. Karşısındaki kadın ona mevcut tarihi tamamen değiştirerek anlattığında 'bu saçmalık da ne?' diyemiyordu. Sadece dalgın bakışlarla 'ah, öyle miymiş?' ve ya 'zavallı büyükbabacığım' gibi saçma şeyler diyebiliyordu.

Eh tabiki, o kadar abartıyordu ki, bu iş bir süre sonra eğlenceli olmaya başlamıştı. Narcissa'nın garip bakışlarına maruz kalsa da, yaptığı şeye devam etti.

the heir of slytherin √p. jacksonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin