the heir of slytherin √p. jackson

Testraller

"Oh..."

Percy gerçekten hiç mutlu değildi. Bahsedilen profesörler nerdeydi? Onu koruyacaklarını söylememişler miydi? Tamam; buna ihtiyacı yoktu, ama ona vaat edileni almak hakkı değil miydi?

Önündeki sarışın çocuğa bakarken bunları düşünüyordu.

En başında lavaboyu kullanmak için kompratımandan ayrılamaması gerektiğini bilmeliydi. Tam bir bela mıknatısıydı.

Bu çocuk, Draco Malfoy,  karanlık malikânenin sakinlerinden biriydi. Onunla karşılaşması yüzünden -pekala daha çok kendi dikkatsizliği yüzünden- Voldemort'a yakalanmıştı. Kaçmayı başarmıştı ama bu, tamamen şansı yaver gittiği içindi. Her şey çok daha kötü olabilirdi. Nihayetinde tüm bunlar bu çocuk yüzündendi.

Onunla karşılaşmaktan bu yüzden mutlu değildi. Özellikle de biraz önce dediklerinden sonra.

Draco, ona boş boş bakan çocuğa ciddiyetle karşılık verdi,

"Bak, ben sadece seni uyarmak istiyorum. Aptal birine benzemiyorsun. Onu ne kadar sinirlendirdiğini bilmelisin. Ve sinirlendiğinde gerçekten çok korkunç oluyor."

"Yani? Geri dönmemi mi istiyorsun?" Percy gülümserken sonunda konuştu.

"Evet, istediğim tam olarak bu."

"Ve karşılığında ne alacaksın? Ondan  küçük bir onay mı? Ya da saçlarını falan okşayıp teşekkür mü edecek? Sonuçta benim iyiliğimi düşünsen o lanetli eve geri çağırmazdın."

Percy, sarışın çocuk yüzünü buruştururken izledi. Ona biraz sert çıkışmış olsa da, tamamen kararmış, kötü bir insan olduğunu düşünmüyordu.

"O kabuslarından bahseder gibi anlattığın ev benim evim."

"Ah... O zaman evinize aldığınız şeyler hakkında biraz daha seçici olmalısınız."

"Sen bilirsin. Seni zorlayacak değilim-"

"Sanki yapabilirmişsin gibi." Percy konuşma boyunca gülümsemeyi bırakmamıştı. Draco bu söylediklerinden ve kendine güveninden rahatsız olarak gözlerini kaçırdı ve görmezden gelerek devam etti,

"En azından o kanı bozuklardan uzak dur. Okula gittiğinde istesen de istemesen de onlardan ayrı kalacaksın."

"Neden bundan bu kadar eminsin?"

"Emin değilim, biliyorum. Sen varisin soyundan geliyorsun. Slytherin'e seçileceksin."

Percy bina seçimi olayını uzun zamandır biliyordu. Ama varisin ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Önemsemedi. Bu çocuk sadece onu korkutup geri döndürmeye çalışıyordu. İşe yarayabilirdi. Ama maalesef yanlış kişiyle uğraşıyordu.

"Harry bir keresinde bana Seçmen Şapka'nın istekleri dikkate aldığını söylemişti. Sanırım Gryffindor'a yakın hissediyorum."

"Sen ne-?"

"Bu kadar yeterli. Artık gidiyorum. Söyleyecek başka çok önemli bir şeyin var mı?"

Draco sadece donmuş bir halde ona bakıyordu. İkna etmek için başka ne söyleyebileceğini bilmiyordu. Onu buraya  gerçekten de Voldemort yönlendirmemişti. Babasıydı. Bu çocuğun kimliğinden ve öneminden bahsetmiş, eğer geri dönmesini sağlarsa alabilecekleri faydalar hakkında konuşmuştu.

Draco çok düşünmeden tekrar konuşacakken gözleri ilerdeki bölme kapısına kaydı. Orda birinin olduğuna yemin edebilirdi. Ancak fark ettiği anda saklanan kişi de ifşa olduğunu anlayıp ortadan kaybolmuştu.