7' Sığınak

3.8K 590 65
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

En yakın arkadaşım Park Jimin, Yook Seungkwan'ın kolları arasındaydı.

Ne benim çığlığım, ne Jungkoook'un bağırışları ne de Yeoldang'ın Lider Alfa'sının sözleri etkilemişti onu. Bu dünyada en sevdiğim insanı kollarının arasına almış, Jimin orada duruyordu öylece. Öksürüyor, kolları arasından kurtulmaya çabalıyor ama hiçbir işe yaramıyordu. "Kim Taehyung." Seungkwan'ın sesi iliklerime kadar titrememe sebep olurken bakışlarımı ona çıkardım. Yaşadıklarımı kaldıramayacak kadar güçsüz hissediyordum. Jimin'in öksürükleri giderek artıyor, sendelliyordu olduğu yerde. Kimse ona dokunamıyordu. "O piç kurusunu seviyor musun?" Bakışlarımı yanımda dikilmeye devam eden adama çıkaramıyordum bile, Jungkook'un eli bilekleğimi tutuyordu. Jimin'i onun elinden almak için kaçıp gitmemden korkuyordu. "Evet." dedim, ne sorduğunu bile hatırlamayacak hâldeydim, Jimin bir kez daha sendeledi, gözlerindeki canlı bakışların sönüşünü izliyordum uzaktan.

"Ben de seni seviyorum, Omega. Hep sevdim. Bana yasak olduğunu bildiğim hâlde sevdim. Yoongi ile evlenmek istedim çünkü onun arkadaşıydın."

Yook Seungkwan'ın eni itirafı bileğimdeki parmakların daha da sıkılaşmasına sebep oldu, "Bana gel, arkadaşını bırakayım. Sana zarar vermeyeceğim. Karşımda dur, tüm gün seni izleyebileyim. Yalvarırım." Jimin kolları arasında bayılırken gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. Bir adım attım öne doğru, Jimin'i kolları arasından alırsam her şey çözülecekti. Beni öldürmesi bile umurumda değildi. İstediği zararı verebilirdi. Niye kimse hiçbir şey yapmıyordu arkadaşımı ondan kurtarmak için? Kimse dokunmaya cesaret edemiyor muydu ona? Anlam veremiyordum, herkes orada duruyor ve izliyordu bu sahneyi. Ben öyle sanıyordum. Her olaya, kokuya, duyguya karşı sezilerimi kaybetmiş olan bendim. Seungkwan'ın ensesine inen kalın odun parçası onun sendelemesine, Jimin'i saran kollarının gevşemesine ve baygın arkadaşımın beton zemine düşmesine sebep oldu.

Bileğimi Jungkook'un dokunuşundan kurtarak Jimin'e doğru koştum, kurt bedeninki insanlar Yook ailesinin etrafını sarmıştı. Onların bekliyor olduklarının farkında bile değildim. Jimin'i kollarımın arasına alırken babam hemen yanıma eğildi, "Hastaneye götürmemiz gerek, Taehyung." dedi, biliyordum. Onun sarı saçlarını severken bir tekme sesi duydum, Yoongi hyung yerde yatan Seungkwan'ın bedenine vuruyordu. "Bir daha sakın benim Omega'ma dokunmaya kalkma." dedi, o sakin ve nazik insanın içinden çıkan Beta kişiliği görmek şaşırmama sebep oldu. Benim yanıma eğilen diğer bedeni Jungkook sansam da değildi, Lider Alfa bir elini Jimin'in boynuna koymuş gezdiriyordu orada. "Zarar büyük değil, hemen hastaneye kaldırmamız gerek ama sizinkiler değil. Bizim kasabaya gitmeliyiz. Ailesine haber verin." Babam neden bizim kasaba olmadığının itirazını yaparken Jimin'i kollarımın arasına almıştım bile. "Kasabanın içine ne kadar başıboş yerleştirdiklerini bilmiyoruz. Bizim kasaba daha güvenli. Onun için bir şey yapmak istiyorsanız, ailesini getirin." Lider Alfa'nın sözlerine başını sallamak ile yetindi babam, Jungkook'un araladığı kapıdan içeri soktum Jimin'i ve arka koltuğa yatırdım.

violets for roses'taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin