⚛
Jimin'in mutsuzluğu hepimizin üzerine sinerken ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrimiz yoktu, Yoongi hyung ile bir süredir görüşememiştik ve bizden kaçtığını düşünüyorduk.
Bizim kasabada takılıyor olmanın Jimin'in moralini bozduğunu fark ettiğimizde Hoseok hyungun fikri ile Yeoldang'a gitmeye karar vermiştik. Yeoldang kasabası bana onu hatırlatırken suskun kalarak Jimin'in eski kamyonetinin arka koltuğuna yerleştim. Sinemada onu görmemin üzerinden beş, bizim kasabaya gelerek benimle konuşmasının üzerinden üç gün geçip gitmişti. Hava o günlerin aksine biraz daha ılık, içimizi ısıtmıyor olsa da üşümüyorduk.
Hoseok hyung cızırdayan radyodan pop müzikleri çalan bir kanal açarken arkama yaslandım ve başımı cama çevirdim dışarıyı izlemek için. Kasabanın küçük evleri arkamızda kalarak ormanlık alan başladığında etraftaki sessizlik delinmiş, kurt sesleri duyulmaya başlanmıştı. İki kasaba arasındaki bağımsız bölge, başıboş kurtların dolanıp durduğu bir yerdi, sesler eksik olmazdı. Jimin gaza basarak arabanın hızlanmasını sağlarken kurtların ormana yayılan feromonları gergin hissetmeme sebep oluyor, Alfa olan Hoseok hyungun yumruklarını sıktığını görebiliyordum. "İşte bu yüzden kasabadan çıkmamızı istemiyorlar." dedim isyan ederek, onlara kasabada kalarak evde film izlememizi önermiştim ve reddedilmişti.
Jimin'in bir anda frene basması ani sarsıntı yaratırken başım Jimin'in oturduğu koltuğun arkasına çarptı. Arabanın önündeki iki Alfa kurt, arabadan inmemiz için bekliyorlardı. "Ne yapacağız?" diye sordu Jimin, ürpermeme engel olamıyordum. "Onları ezip geçelim." Hoseok hyungun önerisi midemin bulanmasına sebep olurken, "Geri sür, kasabaya dönelim." dedim, gözlerim feromonları etkisi ile dolmaya başlamıştı. "Her yer dönemeç, geri gitmeye kalkarsam bir ağaca çarpar ya da bataklığa saplanırız." Kurtlardan biri pençesini arabanın kaputuna geçirirken Jimin ile birlikte çığlım atmadan duramadık. Hoseok hyung sakinliğini korumaya devam ederken tırnaklarının uzayarak pençelere dönüştüğünü görebiliyordum.
Daha koyu renklere sahip kurt başını geriye doğru kaldırdı, gözlerini havaya dikerek uludu ve başka arkadaşlarına çağrı gönderdi. "Harika, öleceğiz." dediğimde önde oturan iki arkadaşım bakışlarını kısa bir anlığına da olsa bana çevirdiler. Bir uluma sesi onlara karşılık verirken, "Seungkwang'ı aramalıyız." dedi Hoseok, elini telefonunu çıkarmak için cebine attığında Jimin onu durdurdu. "Onu görmek bile istemiyorum." Seungkwang denen Alfa'nın Yoongi hyung ile evlenmek istemiş olmasının Jimin'i duygusal olarak yıktığının farkındaydım fakat içinde bulunduğumuz durum acı vericiydi. "Hem Yeoldang'a çok yaklaştık, onlar gelene kadar dayanamayız." dedi, biraz önce arkadaşlarını çağırmış olan kurt bir pençe daha attı kaportaya.
"Neden saldırmıyorlar?"
Hoseok hyungun sorusu kaşlarımı çatmama sebep olurken bize çevirdi bakışlarını. "Başıboş kurtlar hemen saldırır ama onlar saldırmıyor." Belki de bu kadar acınası olmamız hoşlarına gidiyordu, bilemiyordum. Kurt sesleri yülselmeye başladığında gerginlik tüm vücudumu sarmış hâldeydi ve feromonlarımı kontrol etmek gittikçe zor hâle geliyordu. İki kurtun hemen arkasında belirmeye başlayan kurtlar bedenimin içinde yangınların başlamasına sebep oldu. Kurtlardan biri öne çıkarak gri renki tüylerini gösterdi, koyu renk gözlerini gözlerime dikti. Yutkunamaz hâle geliyordum. Kurt, bana bakmaya kısa bir süre devam ettikten sonra geriye döndü, başını yukarı kaldırarak uludu ve ormanın içine doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
violets for roses'taekook
Fanfictionomegaverse* omega kim taehyung, arkadaşları ile gittiği sinemada hemen yanındaki koltukta oturan alfa jeon jungkook'a aşık olacağını hissetmemişti.