ANAHTAR

Geri Sayım

Neva'nın aklı hala arkadaşındaydı o gece söylemek istediği sırrı neydi , sabaha karşı onu almaya gelen arabada kim vardı bu sorularının cevaplarını hala alamamıştı. Elizi o geceden beri bir daha görmemişti bu yüzden aklını tırmalayan düşünceleriyle yalnız kalmıştı.

Neva, Neva, Nevaa !! diye gelen ses düşüncelerden çıkıp o yöne doğru bakmasını sağlamıştı. Seslenen Asaftı Neva'nın sevgilisi, en yakın arkadaşı, sonsuz güvendiği tek dostu.

Asaf 29 yaşında bir komiserdi Neva ile üniversite yıllarında tanışmışlar bir daha da asla ayrılmamışları . Asaf evlenmek istiyordu ama Neva evlilik düşüncesine çok uzak bir insandı Asaf'ın düşüncesine göre Neva işi, öğrencileri ve kitaplarıyla evliydi başka bir evliliğe daha vakit ayıramazdı. Bu düşüncelerine rağmen Nevayı çok seviyor her zaman yanında durup ona destek oluyordu bir çok başarısında ya da başarısızlığında , üzgün zamanında ve kahkahalarında her zaman yanında olmaya çalışıyordu.

- ''İyi misin ? diye sordu Asaf beni buraya sen çağırdın ama ağzını bıçak açmıyor düşüncelere daldın gittin. Ne oluyor?'' diye sitemkar bir şekilde Nevaya bakıyordu.

Neva donuk bir surat ifadesiyle kendisine dikkatle bakan sevgilisine dönüp üzgün olduğunu söyledi haklıydı bugün Asaf'ı o çağırmıştı ve buna rağmen onunla ilgilenmiyordu.

Elizle yaşananları anlatmalı mıyım? diye düşündü Neva sonuçta Asaf polisti eğer Eliz'in başına bir şey gelmişse o yardım edebilirdi. Daha sonradan düşüncesinin çok saçma olduğunu Eliz'in koca kadın olup başının çaresine bakabileceğini de düşünüp kendisiyle çelişti.

Tüm bu düşünceler arasında ellerini sıkıcı tutan sevgilisine şefkatle baktı Neva. Asaf her zamanki korumacı tavrıyla bir elini Nevanın beline dolamış endişeli gözlerle sevgilisinin düşünceli halini izliyordu. Neva Asaf'ın bu korumacı tavrını ve Nevayı sıkıca sarmasını çok seviyordu kendisini nadir güvende hissettiği anlardan biri hep Asaf'ın kendisini sıkıca sardığı zamanlarda oluyordu.

Minik ellerini sevgilisinin sakallı yüzüne götüren Neva,

- ''Eve gidebilir miyiz ? ''diye sordu. En iyisi bu gece uyumak olur diye düşündü kutlama bir başka gece de yapılabilirdi ödül alındıktan sonra mesela.

Neva'nın isteğini geri çevirmeyen Asaf hesabı ödedikten sonra arabaya binip eve doğru sürmeye başladı. Yol boyunca başka başka konular bulup Neva'nın donukluğunu biraz olsun gidermeye çalışıyordu.

- ''Büyük günden sonra nereye gidelim ?'' diye sordu Asaf

- ''Hangi büyük gün'' dedi Neva gerçekten de beyni durmuş gibi hissediyordu.

Sinirle karışık bir kahkaha atan Asaf 

-''hayatının en büyük gününü unutmuş olamazsın herhalde'' dedi 

-''ödülünü aldıktan sonra kutlamak için nereye gidelim'' diye soruyorum deyip cümlesini yineledi.

Doğru ya diye düşündü Neva kutlama çok güzel olurdu. Bagan !!diye bağırdı arabanın içinde Neva Bagan'a gidebiliriz Asaf.

Neva'nın yeni araştırması Pagan krallığıydı bu araştırması içinde Paganlara ev sahipliği yapmış olan yere gitmek bilgilenmek için mükemmel olur diye düşündü.

- Senin mistik tarih aşkın diye düşündü Asaf asla bitmeyecek sonu gelmeyen bir dipsiz kuyu gibi diye sırıtmalarının arkasından söylendi. Tamamdır dedi güzelim gideriz. Kızıl yeter ki istesin.

Kızıl, Asaf'ın Neva için kullandığı ismi dışındaki nadir bir kelimeydi saçlarına aşık olan Asaf bu kelimeyi Nevaya çok yakıştırıyordu.

Yarım saatlik bir yolculuğun ardından Asaf'ın evine varabilmişlerdi Neva hemen içeriye kemiği görmek için koştu.

Kemik!! Dedi gel oğlum neredesin özür dilerim günlerdir gelemedim dersler yoğundu.

Kemik merdivenlerden koşarcasına inerken sanki Neva'nın özrünü anlamış gibi hemen yüzünü yalamaya başladı.

Sevgilisi ve köpeğinin oyununu zevkle izleyen Asaf mutfağa girip yemek yapmaya koyuldu.

Neva Asafın yemeklerini çok severdi dediğine göre onda kimsede olmayan el lezzeti varmış.

Gecenin ilerleyen saatlerinde koltukta uyuya kalan sevgilisini yatak odasına taşıyan Asaf her zamanki korumacı tavrıyla sevgilisine sarıldı. Aklı hala bugünki Neva'nın dalgınlığındaydı buna ne sebep oldu diye düşündü Neva başına gelen her şeyi kendisine anlatsa ortada böyle bir merak kalmayacak diye de sevgilisine sinirlendikten bir süre sonra yanında uyuya kaldı.

Sabah alarm sesiyle uyanması gereken Neva burnuna gelen kızarmış ekmek kokularıyla güne merhaba dedi. Bu sabah keyfi yerinde olan Neva sevgilisine neşeli görünmeye kararlıydı ortada hiç suçu olmayan Asafa surat asmanın bir yararı olmayacağını biliyordu bu düşünceyle yataktan kalkıp banyoya gitmek için hazırlanırken telefonuna gelen mesajı fark etti.

Bir yeni mesaj :

- Merhaba Neva benim Eliz merak etme iyiyim iki gün daha şehir dışında olacağım lütfen beni merak etme mutlaka ödül törenine yetişeceğim her zaman ki gibi o gece de en büyük destekçin benim. Seni seviyorum hoşçakal...

Eliz şehir dışında mıydı ? diye düşündü Neva ayrıca bu telefon numarası Eliz'in bile değildi rehberde kayıtlı olmayan bir numaradan gönderilmişti mesaj. Ne oluyor diye düşündü bu kız yine neler çeviriyordu. Başını belaya mı sokmuştu yoksa yine  sadece haftalık bulduğu erkeklerden biriyle takılıyor muydu ?

Kızıl!! diye aşağıdan gelen gür ses Nevayı dalgın düşüncelerden titreyerek çıkartmıştı.

En neşeli ve güler yüzlü halini almaya çalışan Neva geliyorumm! diye seslendi ve kendine çeki düzen verip hemen aşağıya indi.

Mis gibi kızarmış ekmek kokuları harika bir şekilde hazırlanmış kahvaltı masası ve çay koyan bir Asaf Neva'nın o yöne doğru bakarken dalmasına neden olmuştu.

Neva'nın merdivenlerde güler bir yüzle kendisine baktığını gören Asaf sevgilisine günaydın busesi vererek masaya doğru yönlendirdi.

- Hazır mısın ? diye sordu Nevaya

- Kahvaltı için her zaman hazırım diye neşeli bir tavırla cevap verdi Neva.

- Hayır dedi Asaf kahvaltıdan bahsetmiyorum. Büyük güne hazır mısınız dedi Neva Hanım.

- Geri sayım başladı ödül gecesine son üç gün...