Geçmişteki Travma

18 2 1
                                    

Ambulanstan indikten sonra kendini erkekler tuvaletine zor atan Asaf nefes almakta güçlük çektiğini hissedip elleriyle gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.'Sanırım panik atak geçiyorum' diye söyledi kendi kendine. Asaf bir polisti bu işe yıllarını vermiş sayısız kez cinayete,intihara,acıyla çığlık atan ailelere denk gelmişti. Buna rağmen her zaman sakinliğini korumaya çalışmış olaylara en tarafsız yönden bakmasını da her zaman bilmişti.Nefes nefese kendini duvara yaslanmış şekilde bulurken 4 sene önce onu kahreden bir vakayı hatırladı.11-12 yaşlarında bir kız çocuğu ihbarı gelmişti karakola , nöbetçi olduğu bir gün kızın ailesi yaşlı gözlerle polislere derdini anlatmaya çalışıyor annesi yalvarırcasına bir çare dileniyordu.

-'Ne olur!'diyordu. 'Lütfen kızımı bulun. O daha çok küçük.' Asaf ağlayan anneyi görüp hızlı adımlarla yanına gittiğinde kadının bayılmak üzere olduğunu fark etmiş son anda onu yakalayıp bir yere oturtmayı başarabilmişti.Kayıp kızın annesi ve babasının ifadesi için yaklaşık 3 saatini harcamış İstanbul'un her noktasına bir ekip yönlendirmişti.Günler süren çabanın sonucunda ne annenin göz yaşları dinmiş ne de küçük kızdan en ufak bir haber gelmişti.Son çare en azından ölüsünü bulup ailesine teslim etmek için Asaf dosyadan sorumlu olmamasına rağmen çaresiz gözlerle Ağca'dan yardım istemişti.


Ağca dik duruşundan ödün vermeden teklifi hemen kabul etmiş çok kısa bir süre içerisinde kayıp kıza dair bir kamera kaydı görüntüsüne ulaşım sağlayabilmişlerdi.İşin garip yanı kamera kaydını buldukları yere daha önce bir ekip gitmiş ama hiçbir kayıt bulunamamış olmasıydı.Ulaşılan görüntülerle beraber arama çalışmaları hız kazanmış ve yağmurun gökten aşağıya tıpkı bir sel gibi indiği bir günde küçük kızın neredeyse ölmek üzere olan bedeni ormanlık alanda bulunmuştu.Asaf kızın tüm tedavi süreçleri ,ailesi ile olan görüşmeleri ve dava'nın birebir takipçisi olmuş ve amirine süreçte Ağca'nın desteğini söylemesiyle beraber Ağca'nın başkomiserliğindeki yoluna ışık tutmuştu.Davanın kapanmasıyla beraber Ağca başkomiserliğe terfi etmişti.Dava'nın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra Ağca'nın liderliğinde Asaf'a verilen yeni bir görev 14 yaşında bir çocuğun intiharını araştırmak olmuştu.Asaf olay yerine gittiğinde göz yaşlarını tutamamış ve olduğu yere çöküp kalmıştı.Bunca emek,çaba tedavi süreçleri diye geçirdi içinden hepsi boşmuş.Suçlular cezasını çekse neye yarar masumun içindeki acıyı dindirmeye yetmiyor hiçbiri diye düşünmüştü.İntihar eden kız çocuğu 2 sene önce ıssız ormanda buldukları kızdan başkası değildi.Küçük kız intihar etmeden önce ailesine bir not bırakmıştı notu 2 sene önce onu kurtardıkları ve şu anda intiharına neden olan ağacın dibinde bulmuşlardı.Notta her şey için çok geç olduğunu ve asıl suçluların cezasını çekmediğini bu acının bedenine çok ağır geldiğini ve artık devam edemediğini belirtmiş en sonunda da onun için üzülmemelerini ve bundan sonra kendisinin daha iyi olacağına emin olduğunu belirten notunu yazıp daha sonrasında da kendini asmıştı.Notu bulan Asaf ilk önce süreci ve durumu Ağca'ya anlatmış daha sonrasında da notu göstermişti.Ağca prosefyonel kalmaya çalışıyordu ama sarsıldığınıda belli etmekten kaçamıyordu. Tüm bu hikaye onuda derinden etkilemişti.

-'Biz görevimizi yaptık' diyebilmişti yalnızca.Titreyen ellerini ve sarsılan bedenini zar zor koltuğa otutturabilmiş daha sonra maktul'ün ailesi ile konuşup durumu haber verebilmek için Asaf'tan izin istemişti. Sonrasında hatırlayabildiği tek şey küçük kızın annesinin karakolda acıdan baygınlık geçirdiği babasının ise gözyaşlarını tutamayıp 'çiçeğimi kurtamadık' demesi olmuştu. Bu dava Asaf'ı o kadar derinden etkilemişti ki uzunca bir süre kendine gelemeyip daha sonrasında aldığı görevleri çocukları kurtarabilmek adına hep kayıp çocuk ihbarlarından seçmeye çalışmıştı.

Şu anda yaşadığı panik atak geçmişinden gelen üzeri kapatılamamış ve tedavi edilememiş bir sürecin etkileriydi. Müge'nin bileklerini kesik görmesi Hülya teyzenin ve Neva'nın acı dolu çığlıklar arasında şoka girmesi aynı zamanda baygınlık geçirmeleri birebir onu geçmişe götürmüş şu anda nefes alamaz ve düzgün düşünemez bir konuma sokmuştu.Kendine gelmek için büyük bir çaba sarf eden Asaf üzerinin dağınık olmasına aldırmadan soğuk suyu yüzüne çarpıp kendine gelmeye çalıştı.Bir, iki,üç bunu kaç kez tekrarladığını bilmiyordu ancak durduğunda saçları,gömleği ,kolları sırılsıklam olmuştu.Tuvaletten kendini zar zor atan Asaf koridorda hızlı adımlarla yürümeye başladığı sırada koridorun sonunda bacaklarını karnına kadar çekip oturmuş ,vücudu ürkek bir şekilde bekleyen,uzun kızıl saçları kollarından dökülen güzel,çaresiz ve acı dolu sevgilisini gördü.Ona doğru hızlı adımlarla ilerlediğinde Neva'nın kendisine endişeli bir şekilde bakan gözlerini fark etti.Kendi halinin o an farkına varan Asaf ne kadar bitik göründüğünü yeni yeni fark ediyordu.Şu an yapabilecek başka bir şeyi olmadığından ve sevgilisine sarılıp güç almak istediğinden yapabildiği tek şeyi yapıp onu kollarının arasına aldı ve geçeceğini söyledi.Bir süre bu şekilde durduktan sonra siren seslerinin çaldığını fark ettiler ve Neva bir hışımla kardeşinin yanına koştu.Bu sırada yangının geldiği yönü haber vermek için bir süre güvenlik görevlileri ve itfaiye ile görüşen Asaf sonunda endişelenecek bir şey olmadığını söylemek için Neva'nın yanına yani Müge'nin odasına doğru ilerlemeye başladı.Oda'nın kapısına geldiğinde içeride yalnızca Müge'nin olduğunu fark eden Asaf Müge'nin de onu görmesi ile çekingen bir tavırla,

ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin