Merhaba! Sınav haftalarım bittiği için bölüm yayınlamak istedim. Bir sonraki bölüm Sezon Finali. Tekrar ediyorum; final değil, sezon finali. İyi okumalar, hepinizi çok seviyorum!
--
Gözlerimi odadan gelen seslerle yavaşça açmaya çalıştım. Bir hemşire yanımda birkaç aletle uğraşıyordu. Yatakta doğrularak oturdum.
"Ben nerdeyim?" diye sorarken başımı tutuyordum. Vurulmamış mıydım? O silah sesi neyin nesiydi?
"Hastanedesiniz hanımefendi."
"Tamam." dedim kısık sesle. O sırada içeri biri girdi. Kafamı kaldırınca polis memuru olduğunu farkettim.
"Zehra hanım ifadenizi almamız gerekiyor. Bizi yalnız bırakır mısınız hemşire hanım?"
"Tabiki." hemşire elindeki alet tepsisiyle yavaş yavaş odadan çıkarken polis kenara kayarak yol verdi. Sonra kapıyı yavaşça kapatarak bana yaklaştı. Yanıma geldiğinde yatağımın başucundaki sandalyeyi kaydırarak benim önüme gelecek şekilde koydu.
"O eve ne için gitmiştiniz?"
Polisin sorusuna karşılık ne için o eve gittiğimi hatırlamaya çalıştım. Ah, tabi! Elimi yavaşça cebime götürdüm. Tam cebimden bir şey çıkacakken bileklerimi farkettim. Sargılıydı! Cebimden cüzdanı çıkartırken ellerimin titremesini engellemeye çalıştım. Cüzdanı cebimden çıkarıp bir süre baktım. O adamın yüzünü görür görmez bakışlarımı polis memuruna yönlendirerek cüzdanı titreyen ellerimle uzattım.
"Bunun için."
Sağ elini uzatarak elimdeki nüfus cüzdanını aldı. Başımı sallayarak sol elindeki deftere benzer şeye bir şeyler karaladı.
"Başınızdan geçen olayları tek tek anlatır mısınız?"
O gün yaşadığım her şey gözümün önünden saniyesi saniyesine geçerken birkaç saniye gözlerimi kapatıp açtım. Önümdeki polis memuru anlatmamı beklerken derin bir nefes alıp başladım.
"Diğer polis arkadaşlarımız onu vurdu. Çıkan silah sesi ondan değildi. Vuruldu ama kolundan. Yani kaçmayı başardı ne yazık ki." dedi ben anlatmamı bitirdiğimde.
"Kaç saattir buradayım?"
"Birkaç saat oluyor."
"Tamam. İfadem bitti mi?"
"Evet."
"Yaprak ÖZKAN'ın odasına gideceğim." dedim kapıdan giren başka bir hemşireye. Artık resmen hemşirelerle 'kanka' olmuştum.
Hemşire kafasını hafifçe sallayarak bana elini uzattı. Elini tutarak yavaşça ayağa kalktım. Hemşire elimi bırakıp koluma girerken dengemi sağlamaya çalıştım çünkü hafiften başım dönüyordu. O gün yaşadığım şoku atlatmam uzun zaman alacaktı anlaşılan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Çocuk
General Fiction"İçindeki çocuğu asla öldürme, öldürme ki; her düştüğünde 'Acımadı ki!' diyebilsin." Her kızın ilk aşkı babasıdır. Peki ya çoğu sabah anne ve babanızın kavga sesleriyle uyansanız? Çocukluğunu yaşayamayan ve yaşadıklarının hepsini içine atan bir kızı...