Medya'da Seza var. İyi okumalar! :)
*****
"Arkadan bir duygusal fon müziği gerek şu an." dedi Zehra benim Seza'ya olan bakışlarıma dikkat vererek. Otelden ayrılmamıza iki saat vardı. Ahmet amcanın acil işi çıkması nedeniyle erken dönüyorduk tatilden. Seza'yı bir daha göremeyeceğim için üzülsem mi yoksa yeni bir hayata başlayacağım için sevinsem mi bilemiyordum.
"O değilde yaklaşık bir hafta sonra okul başlıyor." dedi tekrar dikkatimi dağıtmak amacıyla. Omuz silktim ve havaların bir miktar ısınmasıyla kapalı süs havuzunun etrafındaki aydınlatmaları açan Seza'yı izlemeye devam ettim.
"Seviyorsan git konuş bence." hızla Zehra'ya döndüğümde yanaklarımın kızardığını hissediyordum.
"Sussana ya, duyacak." dedim omzuna hafifçe vurarak. Gülerek devam etti;
"Neyse benim işim var. Gelirken bıçak getireyim mi, beraber keseriz çocuğu?" dediğinde gözlerimi kısarak ona bakmaya başladım.
Ellerini hava kaldırarak teslim olma taklidi yaptı ve banktan kalktı. Otelin kapısına doğru yürürken bakışlarımı ondan uzaklaştırarak Seza'ya bakmaya başladım. Işıkları açmaya devam ediyordu. Bende oturduğum banktan kalktım ve oraya doğru yürümeye koyuldum. Taşlı yolda ilerlerken yolun kenarlarındaki karların erimiş olduğunu farkettim. Yapay çimenler vardı etrafta. Kapalı süs havuzuna yakın bir banka oturdum. Yakılacak son birkaç ışık kalmıştı. İzlemeye devam ettim. Her yakılan ışıktan farklı bir renk çıkıyordu. Mor, pembe, sarı, yeşil... Son bir ışık kaldığında artık harekete geçmem gerektiğini anladım. Banktan kalktım ve havuza doğru yürüdüm. Aramızda birkaç adım kalmıştı. Öksürerek konuşmaya başladım. Heyecandan ölebilirdim!
"Şey... Işıklar çok güzel." dediğimde Seza kafasını kaldırarak bana baktı. Tekrar ışıkları yakmaya devam etti. Cevap vermeyeceğini sanıyordum ki sesini duyunca gülümsedim.
"Evet, yılın bu zamanlarında çiftler geliyor tatil için. Afişimizde gördüysen bugün burada mini bir konserimiz olacak. Onun için hazırlanıyoruz."
"Konser ne zaman?"
"İki saat sonra. Bilindik şarkıcılar gelmeyecek." dedi son ışığı da yakıp doğrulurken.
"Anlıyorum, ne yazık ki ben fazla katılamayacağım. Birkaç saat sonra gidiyoruz otelden."
"Anladım."
"Bu arada... Ben Yaprak."
"Bende Seza. Tanıştığıma memnun oldum."
"Biliyorum, bende memnun oldum." dedim kalbim neredeyse ağzımda atarken. Şu an resmen yanyana yürüyorduk!
"Seni daha önce gördüm sanki? Yani bu otele gelmeden önce?" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Havaalanında bavullarımız takılmıştı." dedim tebessüm ederek.
"Ah, şimdi hatırladım!" dedi elini ensesine götürerek. Gülümseyerek başımı öne eğdim.
"Hey! Yaprak!" adımın telaffuzuyla sesin geldiği yöne doğru döndüm. Zehra bana el sallayıp gelmemi işaret ediyordu.
"Gitmem gerek." dedim Seza'ya bakarak.
"Peki, sonra görüşürüz." diyerek elini uzattı. Şaşkınca uzattığı eline bakarken kendimi toparlayıp elini sıkarak cevap verdim.
"Görüşürüz."
Seza'nın yanından ayrılırken geldiğim yola doğru yürüdüm. Biraz uzağımdaki Zehra merak dolu bakışlarla adımlarımı takip ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Çocuk
General Fiction"İçindeki çocuğu asla öldürme, öldürme ki; her düştüğünde 'Acımadı ki!' diyebilsin." Her kızın ilk aşkı babasıdır. Peki ya çoğu sabah anne ve babanızın kavga sesleriyle uyansanız? Çocukluğunu yaşayamayan ve yaşadıklarının hepsini içine atan bir kızı...