23. Bölüm

243 21 12
                                    

Hikâyenin İnstagram hesabına davetlisiniz.
Adı: icimdekicocukwattpad
İyi okumalar!

*****

"Zehra, dikkatli ol biraz!" dedim elindeki saksıyı düşürmek üzere olan Zehra'ya.

"Tamam Yaprak ya!" dedi bağırarak.

Nakliyeciler, Berna abla, Zehra ve biz olmak üzere 7 kişi olarak yaklaşık bir saattir evdeki eşyaları arabaya taşıyorduk. Büyük eşyalar çoktan arabaya taşınmıştı. Geriye küçük eşyalar kalmıştı.

Elimdeki koliyi nakliye arabasının arka tarafında bulunan adama uzattım ve ellerimi birbirine çırparak tozları dağıttım. Çok yorulmuştuk.

Birkaç adım atmıştım ki Zehra'yı kapıdan çıkarken elinde koli görmemle adımlarımı hızlandırdım. Zehra'nın elindeki kolinin bir kenarından tuttum.

"Yaprak, bu koli hafif, tek başıma taşıyabilirim."

"Bir şey olmaz bende yardım edeyim." dedim Zehra koliyi kendi tarafına çekerken.

"Bırakabilirsin." dedi bende koliyi kendi tarafıma çekerken.

Koli iki tarafa çekilmeye dayanamayarak kenarından hafif bir ses çıkararak yırtılırken içerisindekiler gözüküyordu.

"Yere koysana koliyi." dedim Zehra'ya gözlerimle koliyi işaret ederek. Dediğimi yaparken kaşlarım çatılmıştı. Kolinin üzerini açarken sarı tüyler bana anıları güçlü kılmak adına gülümsedi. Evet bu, babamın bana aldığı ilk ve son oyuncak olan ayıcıktı.

Anılardan kaçamıyorduk. Her ne kadar koşarsak koşalım onlarla aynı çizgideydik.

Birkaç meraklı kadın dışında mahalleden kimse bizim taşındığımızı farketmemişti. Tabi şu an balkondan bakan iki kadın tarafından göz hapsine alınmamızı saymazsak.

Koliyi yerden kaldırıp arabaya taşırken annemler arkamızdan geliyordu. Adamın koliyi elimden almasıyla beraber arkamı dönerek arabanın kenarına yaslandım. Annem kapıyı kilitlerken eve baktım.

Yaklaşık 7 yılımızı geçirdiğimiz evden şu an ayrılıyorduk. 9 yaşımda bu eve ilk adımımı basmıştım. 10 yaşımda ilk büyük aile içi sorunu yaşamıştım. Ve 15 yaşımda ilk defa kendime zarar vermiştim. Bu evde hiç mutlu bir tablo yakalayamamıştık. Hiçbir zaman evden dışarıya kahkaha seslerimiz ulaşmamıştı. Biz hiçbir zaman ailece vakit geçirmemiştik. Kavgalar dışında. Ve biz hiçbir zaman tam bir aile olamamıştık.

Annem evin dışarıdan görünen bir camına elindeki kağıdı yapıştırırken yaslandığım yerden doğruldum. Zehra'nın çağırmasıyla onların arabasına doğru yürüdüm. Nakliye arabası önden, biz arkadan gidecektik yeni eve. Arabanın arka kapısını açarken eve tekrar baktım. Pencereye yapıştırılmış kâğıt üzerindeki yazıyı okurken yutkundum.

"SATILIK EV."

Ve altına da ulaşım numarası.

*****

"Teşekkürler," dedi annem nakliyeci adama parayı öderken.

"Rica ederim efendim, iyi akşamlar." dedi adam annemden aldığı parayı arka cebine sıkıştırırken.

Annem kapıyı kapatırken çoktan hava kararmıştı. Oturma odası koltuklarının üzerini açarak oturmuştuk. Diğer eşyaların üstü beyaz bir çarşafla kapalıydı.

"Yaprak, gel biz kahve yapalım." dedi Zehra bana bakarak. Oturduğum koltuktan kalkarak büyük kolilerden birine yürüdüm ve kapağını kaldırdım.

Birkaç karıştırma sonucunda kutudan bir kettle bulmuştuk. Annem de 4 küçük paket kahve tozu uzattığında gülümseyerek elinden aldım. Fincanları bulma görevini Zehra'ya verirken elimdeki kettleı tezgaha bıraktım.

Mutfak yeteri kadar büyüktü. Yeni evimiz gerçekten güzeldi.

Çok geçmeden Zehra geldiğinde fincanları elinden aldım. Musluğu açarak gelişigüzel duruladım. Küçük kahve paketlerini açtım ve tek tek fincanlara koydum. Bu sırada Zehra çoktan kettlea su doldurmuş, ısınmaya bırakmıştı.

Mutfak sandalyelerinin üzerindeki muşambaları kaldırarak bir kenara koydum. Zehra da benim gibi yaparak sandalyeye oturduğunda derin bir nefes aldım.

"Ayrılıyoruz ha?" dedi Zehra, bana kaçamak bir bakış atarak.

"Biraz öyle oluyor."

"Beni unutacak mısın Romeo?" dedi Zehra elini alnına koyarak.

"Seni unutmak mümkün mü Juliet?" dedim ağlamaklı bir sesle.

"Gidiyor musun Romeo?" dedi oturduğu sandalyeden kalkarak.

"Gitmek zorundayım Juliet." dedim bende sandalyeden kalkıp Zehra'ya elimi uzatarak.

"Daha karpuz kesecektik Romeo."

Mutfak kapısından gelen sesle arkama döndüm.

Annem ve Berna abla mutfak kapısının kirişine yaslanmış, bize gülerek bakıyorlardı.

Kendimi tutamayıp güldüğümde sanki herkes benim gülmemi bekliyormuş gibi gülmeye başladı.

Yeni hayatım eğlenceli ve mutlu olabilirdi.

Kettledan suyun ısındığını belirten bir ses geldiğinde zorda olsa gülmemi keserek tezgâha yaklaştım. Kapatarak içindeki suyu fincanlara doldururken herkes mutfak masasının etrafında bir sandalye bulmuş ve kahveleri bekliyordu.

Hızla servis ederken az önce oturduğum sandalyeme tekrar kurularak kahvemi elime aldım.

Tam ağzıma yaklaştırmıştım ki Zehra'yla gözgöze geldik. Birkaç saniye birbirimize boş boş baktık ve ardından aynı şeyi düşünüyormuş gibi gülmeye başladık.

Hayatınızda 'en yakın arkadaş' tarifine uygun biri varsa hayat asla zor değildir.

*****

Ahmet amca işten gelirken Zehraları da bizden almak istemişti. Berna abla adresi mesaj attıktan kısa bir süre sonra gelmiş ve şu an apartmanın önünde korna çalıyordu.

Daire kapısında veda etmek için Zehra'ya sarıldım.

"Seni terkediyorum Juliet." dedim Zehra'nın kulağına doğru. Kollarını benden ayırarak konuşmaya başladı:

"Sen istifa edemezsin, ben seni kovuyorum." dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"Ne?" dedim şaşkın bir sesle.

"Replikler karıştı bir saniye." dediğinde küçük bir kahkaha attım.

"Gel buraya." diyerek tekrar sıkıca Zehra'ya sarıldım.

"İstediğin zaman tekrar bizim okula gelebilir, eski yaşantına dönebilirsin Yaprak, biliyorsun değil mi?" dedi Zehra kulağıma doğru.

"O 'istediğim zaman' hiç gelmeyecek Zehra." diyerek sırtını sıvazladım.

Zehra'nın fısıltıyla 'peki' dediğini ve başını salladığını hissettim.

Kollarımızı ayırdığımızda Zehra formaliteden burnunu çekerek konuştu:

"Daha fazla duygusallığa dayanamayacağım."

Berna abla Zehra'nın bu hâline gülmesiyle Zehra, annesinin koluna girdi.

"İstediğiniz zaman tekrar görüşürsünüz kızlar. Hafta sonları da var." dedi annem anlayışla gülümseyerek.

Zehra tam bir şey demek için ağzını açmıştı ki sokaktan gelen korna sesi konuşmasını engelledi.

"Biz gidelim artık Ece. Sonra yine görüşürüz, iyi akşamlar." dedi Berna abla anneme el sallayıp merdivenlerden inerken.

"İyi akşamlar." dedi annem karşılık vererek.

İçeri girerek kapıyı örttük. Annem mutfağa doğru giderken kapıya yaslandım. Kayarak yere oturdum ve sessizce konuştum:

"Hoş geldin yeni hayat."

İçimdeki ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin