İtiraf etmek gerekirse bir haftalık deniz yolculuğu Chad'in son zamanlarda geçirdiği en huzurlu zaman dilimiydi. Ceset torbası konteynırları son derece sessiz yol arkadaşlarıydı. Gemiciler de neredeyse hiç konuşmuyorlardı. Kanto ufuktan kaybolduktan sonra masmavi denizin ortasında yapayalnız kalmıştı Chad. Kötü kokular yoktu, pis sokaklar, somurtup duran mutsuz insanlar, mutsuz pokemonlar. Wingullar neşeyle geminin üzerinde kanat çırpıyordu. Pokemon Dünyasını kötü yapan asıl etkenin insan olduğunun başka bir kanıtı.
Güvertede dikilmek sıkıcı gelmeye başladığında Chad bir sonraki adımını planlamaya başladı. Olympia'dan haber yoktu. Ama Chad o cadının bir yerden çıkageleceğini adı gibi biliyordu. Ve May. May denen kadının yani bir zamanlar Jirachi'yi görmüş olan kızın nerede olduğu herkesçe bilinirdi. Sorun May'in nerede olduğu değil, oraya nasıl gidebileceğiydi. May, Pokemon Ustalarının Hoenn kolunun lideriydi. Ash ile eski yol arkadaşıydı ve onun tarafından Hoenn direnişinin başına getirilmişti. Pokemon Ustaları, mücadelelerini hep yeraltında yürütürlerdi. Hoenn hariç. Orada, Sootopolis'in yönetimini ellerinde tutuyordu. Sootopolis, kıyıları yüksek kayalıklarla çevrili bir adaydı. Kayalıkların ortasındaki kraterde ise Sootopolis Şehri yer alıyordu. Şehre tek giriş yolu Pokemon Ustalarının kontrolündeki gizli sualtı mağarasıydı. Kayalıklardan tırmanmak ölüm demekti, kayalıkların tepelerine ise havadan sızmalara karşı uçaksavarlar yerleştirilmişti. Pokemon Ustalarının şakası yoktu. Sootopolis'e onlar istemeden kimse canlı giremezdi. Zaten Magma ve Aqua takımları birbirini öldürmekle o kadar meşguldü ki kimsenin şimdilik Sootopolis'e girmek gibi bir derdi de yoktu. Kısaca May, Sootopolis'de olduğu sürece gerçek anlamda Hoenn Prensesiydi.
Güney ufkunda Hoenn bir karaltı olarak görüldüğü zaman Chad planını tamamlamıştı bile. Güverteden Hoenn' şöyle bir baktı. Tek hissettiği huzursuzluktu.
***
Gemiden elinde bir parça valizle indi. Rustboro da en az Vermillion kadar leş bir limandı. Vermillion'un aksine her yer kırık döküktü. Birçok binanın duvarları yıkılmıştı. Sokaklarda ise eli silahlı Aqua Takımı üyeleri vardı. Gemicilerden öğrendiğine göre Rustboro, Hoenn'deki tek kullanılabilir limandı. Diğerleri Kyogre tarafından yerle bir edilmişti. Bu yüzden iç savaş için stratejik bir önem kazanmıştı. Aqua Takımı üyeleri de burayı Magma Takımına kaptırmamak için güvenliği sıkı tutuyorlardı. Gemiden iner inmez yanına iki Aqua Takımı üyesi geldi. Denizcilere benziyorlardı.
"Hey sen. Hoenn'e neden geldin?"
Al sana gümrük kontrol.
"Ödül avcısıyım. Roket Takımı için çalışıyorum."
"Bize gösterebileceğin kart gibi bir şeyin yok mu?"
Chad cüzdanından kimlik kartını çıkarıp uzattı. Bir tanesi eline alıp inceledi. Ters çevirip arkasına baktı. Döndürüp baş aşağı inceledi. Hatta yatay tutup ince kenarlarına bile baktı. Chad adamın daha önce bir kimlik görüp görmediğinden şüpheye düştü. Hatta belki okuma yazma bile bilmiyordu. Adam saha fazla evirip çevirmeden Chad kimliğini iki parmağıyla yakalayıp nazikçe elinden aldı.
"Bu kadar inceleme yeterli sanırım."
Diğeri valizi işaret etti.
"Çantan. Onu da açmak istiyoruz. İçinde ne var."
Chad derin bir nefes aldı. Sakindi.
"İçinde özel eşyalarım var. Bu çöplüğün içinde ortaya dökülmesini istemem."
Elini tekrar cüzdanına attı. Birer 50'lik banknot çıkardı. İkisinin de ellerine tutuşturdu.
"İkinize de teşekkür ederim, bu hoş karşılama için. Ama artık gitmem gerek."
Aqua Takımı üyeleri sırıtarak paraları ceplerine attılar.
"Hoenn'de iyi eğlenceler dostum." dedi biri. "Evet, çok eğleneceksin." dedi öteki.
***
Chad sözde güvenlik kontrolünü de geçip limandan uzaklaşmaya başladığı sırada yolda dikilip duran birkaç adama çarptı. Zaten kalabalıktı. Bir de yürümedikleri gibi önlerine de bakmıyorlar kafalarını kaldırmış yukarı bakıyorlardı. Chad kalabalığın içine ilerledikçe dikilen adamların sayısı arttı. En sonunda dayanamayıp yaşlı birine sordu.
"Öyle dikilmiş neye bakıyorsunuz?"
Adam yanıt vermedi sadece yavaşça kolunu öne uzatıp işaret etti. Chad dönüp baktığında ufuk çizgisinin hareket eder gibi göründüğünü fark etti. Ama tam olarak bunun nasıl bir doğa olayı olduğunu anlayamadı. Gerçekten ilginç bir görüntüydü. Herkes işini gücünü bırakmış şaşkınlıkla ufku izlemeye başladı. Sanki ufuk git gide kıyıya yaklaşıyordu. Yaklaştı... Yaklaştı... Kalabalık homurdanmaya başladığı anda Chad'in de aklına bir fikir gelir gibi oldu ama... Ama buna imkan yoktu. Saçmalıktı. Kendisi gibi düşünen birisi çığlık attı.
"Bu bir dalga!"
Herkes çığlık attı ve hızla limanın aksi istikametine koşmaya başladı. Kısa sürede izdiham oluştu ve panik bütün şehre yayıldı. İnsanlar, pokemonlar herkes koşuyordu. Yere düşenler ezilenler vardı. Aqua Takımı üyeleri havaya ateş ederek insanları yavaşlatmayı denediyse de olmadı. Chad bir ara sokağa girdi ve önüne çıkan ilk yangın merdivenine tırmanmaya başladı. Yüksekte olursa kurtulurdu. Soluk soluğa kendini çatıya attığında dalganın kıyıya vurmasıyla oluşan sarsıntıyı hissetti. Sanki deprem oluyordu. Beyaz köpükler sokaklardan jet hızıyla geçti. Küçük tekneleri, arabaları, eşyaları, ağaçları, insanları, pokemonları... önüne ne kattıysa sokaklara sürüklüyordu. Denizden tarafa baktığındaysa dev bir yük gemisinin kendinden tarafa geldiğini gördü. Chad'i Hoenn'e getiren gemi, çatısına çıktığı binaya çarpmak üzereydi. Elini belindeki poketopuna attı. Charizard ışıklar içinde önünde belirdi. Hemen pokemonun sırtına atladı. Charizard emir beklemeden havalandı. Yerden üç-beş metre yükseldiklerinde gemi binanın ortasına saplandı ve binanın molozları dev dalganın köpükleri arasında kayboldu.
Chad, Charizard'ın boynunu okşadı.
"Tam zamanında dostum. Tam zamanında."
Rustboro'un her çatısından uçan pokemonlar havalanıyordu. Bazısı boş, bazısı bir ya da iki insanı felaketten kurtarmaya çalışıyordu. Chad da aşağıda yardıma ihtiyacı olan var mı diye baktığı sırada onu gördü. Denizin ortasında dev bir yaratık belirip kükredi. Kyogre! Eski pokemon kartlarında gördüğü haline benzemiyordu. Daha iri ve daha korkunçtu. Muazzam bir hiper ışınla şehre tekrar saldırdı. Bu o kadar güçlü bir saldırıydı ki ışın çarptığı binaları ortadan ikiye kesip saniyeler içinde yerle bir ediyordu.
"Yüksel!"
Charizard yükseldikçe yerde kalan insanlar ve pokemonlar minicik karartılara dönüştü. Şehrin dışına güneye doğru kaçıyorlardı. Kyogre de bu yükseklikten daha küçük görünüyordu ama hala öfkeliydi. Anlaşılan şehri tamamen yerle bir etmeden durmayacaktı. Chad yapabileceği hiçbir şey olmadığına karar verdi. Rustboro kaybedilmişti. O da diğer uçan pokemon eğitmenleri gibi Charizard'ı güneye yönlendirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pokemon - Chad'in Dileği
FanficSize üç dilek hakkı verilse, ne dilerdiniz? Suç çetelerinin dünyayı ele geçirdiği distopik bir gelecekte eski bir Roket Takımı üyesi olan Chad, günlerini geçimini sağlamak için ödül avcılığı yaparak ve geçmişte yaşadığı olayların pişmanlığını yaşaya...