Bölüm 15

4 1 0
                                    


Chad günlerdir karanlık bir hücredeydi. Burada güneşin doğuşunu batışını göremiyordu. Bir saat da yoktu. Sadece gelen öğünlerden kaç gün geçtiği hakkında bir fikri oluyordu. Beş kere kahvaltı gelmişti. Yoksa altı mıydı. Derin bir iç çekti. Bu maceraya zaman yolculuğuna çıkmak için atılmıştı. Şimdi ise günlerden hangisi olduğunu bile bilemiyordu.

İki gardiyan kapının kilidini açtı ve hücreye girdi.

"Ayağa kalk Chad. Gidiyorsun."

"Nereye?"

"Fark eder mi?"

Fark etmezdi. En kötü infaz edilmek için götürülüyordu. O bile bu delikte günden güne delirmekten daha iyiydi.

Chad karışık koridorlar boyunca yürütüldü ve bir çeşit sorgu odasına getirildi. Bir masanın önüne sandalyeye oturtuldu. Ayakları sandalyeye, elleri ise masanın üzerine kelepçelendi. Oda nerden baksan hücresinden birkaç metrekare daha genişti. Kendini biraz olsun ferahlamış hissetti.

Gardiyanlar çıkınca Chad de ne olacağını beklemeye başladı. Chad'e saatler gibi gelen 20-30 dakikanın sonunda içeri May girdi. Kollarını göğsünde birleştirip duvara yaslandı ve bir süre Chad'i süzdü.

"Nasıl hayatta kaldın? Sana kim yardım etti?"

"Olympia."

"Olympia'dır tabi ki. Nerede şimdi o?"

"Sürekli ortadan kayboluyor. En son bıraktığımda Sootopolis'i çevreleyen kayalıklarda bir mağaranın içindeydi."

May'in yüz ifadesi zaten bildiği bir şeyden emin olmuş gibiydi.

"Bahsettiğin mağarayı bulduk Chad. İçinde Olympia yoktu ama ondan geriye kalan birkaç eşya bulduk. Doğru söylüyorsun."

"Tanrı aşkına Sootopolis'e geleli beri size tek yalan söylemedim ki May!"

May doğrulup odada yürümeye başladı.

"Chad... Son birkaç gündür sakin kafayla düşünmek için yeterli zamanım oldu. Sonunda şu karara vardım ki sen... sen haklıydın."

"Ne?"

"Demek istediğim Jirachi'den dilekte bulunacak kişinin sen olması gerektiği konusunda. Bir kez ölümden döndün ama ayağa kalkar kalkmaz tekrar denemeye çalıştın ve hayatını bir kez daha tehlikeye attın. Ben buna irade derim. Gerçekten samimi olmasan böyle yapmazdın. Yani başka ne çıkarın olabilir ki? Üstelik bizim anlayamayacağımız derecede karmaşık planlar kuracak kadar zeki de değilsin. Şimdi Olympia'nın neden seni seçtiğini daha iyi anlıyorum. Ayrıca bu vurdum duymaz tavrın bana eski bir arkadaşımı hatırlattı. O da senin gibi sürekli başarısız olurdu ama tekrar tekrar denemeye devam ederdi."

"Seni kaçırmaya çalışmak alelacele hazırlanmış basit bir plandı. Eğer isteseydim..."

May bir elini kaldırıp Chad'i susturdu.

"Konuşmaya devam edip kendini daha fazla rezil etmezsen sana yardım edeceğim Chad. Seni Jirachi'yi en son gördüğüm yere götüreceğim ve zaman yolculuğuna çıktığını kendi gözlerimle göreceğim. Ama eğer olurda bir hata yapmaya kalkarsan..."

"Biliyorum. Ölürüm."

May olumlu anlamda başını salladı.

"Peki ya pokemonlarım nerede?"

"Pokemon merkezinde. Tedavileri yapıldı ve poketoplarına kapatıldılar. Onları kilitli kasada tutuyoruz. Sana çok bağlılar Chad. Özellikle de Charizard. Sootopolis'e döner dönmez varlığını hissetti ve sana yardıma geldi. Gerçi bunu tahmin etmem gerekirdi. Aranızdaki bağ güçlü olmasa mega evrimi gerçekleştiremezdiniz öyle değil mi? Neyse şunu da al."

May cebinden küçük bir nesne çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Dikkatli bakınca... Bu bir salon rozetiydi.

"Denge Rozeti. Babama aitti. Bir salon liderini yendiğinin kanıtı. Yani... fikir savaşında."

May kapıya yönelirken Chad hafifçe gülümsedi. Kendi kendine "Sekiz oldu." dedi. May dışarı çıkıp kapıyı kapattığında hala sevinçliydi. İnanamıyordu. Çok zor olmuştu ama May'i ikna etmişti. Masanın üzerindeki rozeti almak için elini... uzatamadı. Bir saniye!"

"Hey! Peki kelepçeler ne olacak? Hey! Orada beni duyan var mı? Lanet olsun!"

Pokemon - Chad'in DileğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin