18

2.7K 235 98
                                    

Senelerce uzak kalmış gibi bir istekle enseme yerleştirdiği eliyle beni tekrar kendine çektiğinde dudaklarımız heyecanımız sebebiyle özensizce birleşiyor. O an, saatler önce bana yaptığı uyarıya göre bu anları tahmin edip bazı şeyleri elinin altında bulundurup bulundurmadığı konusunda endişeye düşüyorum.

"Şey...prezervatif ve kayganlaştırıcın var mı?"

Dirseklerini yatağa yaslayarak hafifçe yükseliyor. Elini komodinin çekmecesine uzatıp biraz karıştırdıktan sonra ihtiyacımız olan şeyleri yatağa bırakıyor. Geri yaslanmadan beni omzumdan iterek yönlendirdiğinde yerlerimizi değiştirmesine ayak uyduruyorum.

Kucağıma yerleştiğinde bir iç çeksem de belli etmemeye çalışarak dudaklarını göğsüme bastırmaya başlamış bedenin saçlarını okşuyorum. İçtiğimiz içkilerin etkisiyle arada bir kendimizi kaptırsak da şu an iz bırakmamak için kendini tutacak kadar ayık olduğunu fark ediyorum. Çünkü iz bırakması demek hemen ilk kulisimizde herhangi bir stiliste yakalanmamız demek.

Göğüs ucumu dudakları arasına aldığında hissettiğim sıcaklık ve ıslaklık sebebiyle sırtım gerilirken dudaklarımdan bir inleme firar ediyor. Dişlerimi alt dudağıma bastırarak bunun tekrarlanmasını engellemeye çalıştığımda yana yatırdığım başım sayesinde yanı başımda duran kayganlaştırıcıyı görüyorum. Hyunjin tekrar dudaklarıma yöneldiğinde aklı dağınıkken onu hazırlamanın daha iyi bir seçenek olduğunu düşünerek yavaşça onu yatağa yatırıyorum.

Beklediği gibi dudaklarımızı birleştirmeden önce yanımızda duran jelden elime sıkıyorum. Ben ona doğru eğilmeden önce üzerindeki elbiseden de kurtuluyor. Dudaklarımı öncekilerin aksine sakin ve yumuşakça dudaklarına bastırdığımda aynı sakinlikle bana karşılık veriyor. Canını yakmamak için nazikçe bir parmağımı da içine itiyorum. Hafifçe yüzünü buruştursa da onu öpmeye devam ettiğim için kısa sürede rahatlıyor.

Destek almak için yatağa dayalı olan kolumu ona yaklaştırıp saçlarını okşuyorum. Dikkatli olmak adına bir süre saçlarını okşayarak yüz ifadelerini izleyerek devam ettirdiğim eylemle sonrasında canının yanmamasını umut ediyorum. 

''Yeterli hyung.'' 

Nazikçe kolumu ittiğinde emin olmak adına duraksayarak gözlerinin içine bakıyorum yeniden. 

''İstediğin an durabiliriz.''

O kadar içkiden sonra bu kadar düşünceli davranabildiğim için kendimi içten içe tebrik ederken başını sallayarak onaylıyor. Kenarda duran prezervatiflerden bir tanesini alıp ambalajını çıkardıktan sonra sertliğime geçiriyorum. Üzerini kayganlaştırıcıyla kapladığımda yavaşça kendimi ona doğru itiyorum. Gözlerini kapatıp yüzünü buruşturduğunda bir elimle saçlarını okşamaya devam ederken diğeriyle yumruk haline getirdiği elini elini kavrayıp parmaklarımızı birbirine geçiriyorum. 

Soluklarımız arasından kaçmasını engelleyemediğimiz küçük inlemeler birbirine karışırken sıkıca yumduğu gözlerini açıyor. Biraz alışması için bekledikten sonra iyice rahatladığına emin olduktan sonra hareket etmeye başlıyorum. Belime sardığı bacakları, saçlarımın arasında gezinen eli ve birbirine sürtünen dudaklarımızla tatlı bir ezgiye uyum sağlıyormuşuz gibi hissediyorum. 

Vücutlarımız iç içe geçtikçe belini gerip başını geriye atıyor. Aralanmış dudakları ile inlemelerini tutamadıkça yalnız olmadığımızı unutuyorum. Tüm zaman ve yer kavramım gittikçe benden uzaklaşıyor. Hırçınca dudaklarına yaklaştığımda özensizce karşılık veriyor. Bacaklarını kasmaya başladığını hissettiğimde sona yaklaştığını anlıyorum. Birbirine geçmiş parmaklarımızı ayırarak hareketlerime eş olarak onunla ilgilenmeye başladığımda dudaklarından yüksek bir inleme kaçıyor. Biraz sonra kendini bıraktığında kasılan vücudu sebebiyle ben de sona ulaşıyorum. 

Hızlıca şişip inen göğsüne doğru yaslanırken gözlerim kapalı bir şekilde sakinleşmeye çalışıyorum. Vücudumun ağırlaştığını hissetmeye başladığımda ve altımdaki bedenin solukları da düzene girdiğinde kendimi zorlayarak gözlerimi açıyorum. Başım pencereye doğru dönük olduğundan görüş açıma ilk olarak karanlık geceyi süsleyen kar taneleri girdiğinde ise heyecanla doğruluyorum.

''Hyunnie kar yağıyor.''

Bu doğa olayına kendim pek özel bir duygu beslemesem de sarışın olanın mutlu olacağının sevinci içimi dolduruyor. Kaldırdığım başımla neredeyse uyuklayacak olan bedene bakıyorum. Uykusu sesim yüzünden dağılıyor ve başını pencereye doğru çeviriyor. Artık geceyi beyaz güzellikleriyle süsleyen karları umursamayı bırakarak sadece hafifçe yüzünde bir tebessüm oluşan bedeni izliyorum. Küçük gözleri ona çocuksuluk katacak şekilde kısılıyor. Artık bütün manzaram o oluyor. O an bilinçsizce, kendimin bile farkında olmadığı hislerim dudaklarımdan dökülüyor. 

''Seni seviyorum.''

Zaten uykusuyla savaşan beden, ben içimde tartamadan dudaklarımdan dökülmüş kelimelerin bilincine varmıyor. Sonrasında yüzüne bakamadan komodinindeki ıslak mendille üzerimizi temizleyip yanına yatıyorum. Gözleri çoktan kapanmış bedeni göğsüme çekip belini sardığımda düşünceli bir şekilde pencereye dönüyorum. Uykuya yenik düşmeden önce gördüğüm son şey dışarıdaki kar taneleri oluyor.















Merhabalarrr

Kitapta çoğu şeyi gerçek yaşamlarından aldığım için çok açık seçik bir smut yazmak istemedim. Umarım becerebilmişimdir ve hoşunuza gider <3










Secret Secret | HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin