3

3.8K 372 188
                                    

Duştan çıktığından beri bir süredir odasında olan bedenden ses çıkmazken zilin çalmasıyla ayaklanıp kapıyı açıyorum. Ücret uygulamadan ödendiği için kurye pizza kutusunu ve içeceği bırakarak gidiyor. Onun ardından kapıyı kapatıp elimdekileri yemek masasına bırakırken zil sesine rağmen hala odasından çıkmamış olan Hyunjin'i kontrol etme kararı alıyorum.

Sıcak kutuları masada terk edip odamıza yöneldiğimde aynı evde yaşayan sekiz erkek olarak bir özelimiz kalmadığı için kapıyı çalma gereği duymadan açıp içeri giriyorum fakat yerinden sıçrayan ve ayaklanan bedende gözlerimi gezdirdiğimde belki de kapıyı çalmamı isteyeceğini düşünüyorum çıplak bacaklarına bakarken.

''H-hyung?''

Çatlayan sesiyle konuştuğunda normalde ele avuca sığmayan çocuğun nefesini tutmuş bir şekilde benden bir tepki bekliyor olmasına rağmen bakışlarımı bacaklarından çekemiyorum. Elbette buna sebep olan, daha önce binlerce kez çıplak gördüğüm bacaklar değil. Bacaklarını süsleyen, dizlerinin oldukça üzerinde biten siyah etek.

Ben cevap vermediğim için çekingenlikle dizlerini birbirine bastırdığında bakışlarımı eteğinden ayırabilip gözlerine çıkartıyorum. Ağladı ağlayacak görüntüsü canımı yakarken dudaklarımı bastırıp söylemek için mantıklı kelimeler arıyorum ancak hiçbiri ne aklıma ne de dilimin ucuna gelmiyor.

''Yemek için çağırmaya gelmiştim.''

Üzerimdeki garip havayı dağıtıp konuştuğumda kasılan görüntüsü bir miktar da olsa azalıyor. Onu yargılamayacak olduğumu, olduğumuzu bildiğine eminim fakat çekiniyor olduğunu anlıyorum.

''Ben... tamam geliyorum.''

Başımı sallayarak odadan çıktığımda eteği çıkartacak olduğunu anlayıp adımlarım üzerinde geri dönüyorum. Geri döndüğümde onu elleri eteğin fermuarıyla uğraşır şekilde, başı da öne doğru eğildiği için uzun, siyah saçlarını yüzünü kapatır şekilde buluyorum. Bu görüntü oldukça tatlı gelirken iç çekip sesimi duymasına izin veriyorum.

''Eteğini çıkarmana gerek yok. Oldukça yakışmış.''

Açmak için uğraştığı etekten başını kaldırıp şaşkın bakışlarıyla bakıyor. Kısa tereddütünün ardından ellerini yavaşça eteğin bel kısmından indirerek pilelerini düzelterek yanıma adımlıyor. Önden ilerlediğimde peşimden gelen küçük adımlarının sesini duyabiliyorum. Normalin aksine şu an oldukça sessiz oluşu hoşuma gitmiyor.

''Yerken film izlemek ister misin? Ya da bir dizi?''

Az önce onunla ilgili bir sırra dahil olmamışım gibi rahatça konuştuğumda bakışlarını yere indirerek yemek masasını çevreleyen sandalyelerden birini çekerek oturuyor. Otururken eteğinin açılmamasına dikkat ederek bacaklarını birleştirmesine ve eteğin dalgalanışına gözlerim takılıyor.

Sık boğaz etmek istemeyerek karşısına oturup pizza kutularını açmak için ellerimi uzattığımda beni engelleyerek kutuları eline alıyor.

''Film izleyeceksek içerde yiyelim hyung.''

Benim yaptığım gibi bozuntuya vermeme kararı aldığını görürken gülümseyerek kolayı ve bardakları alıyorum. Bu sefer oturma odasında, televizyonun karşısındaki orta sehpasına elimizdekileri bırakıp oturuyoruz. Televizyonun kumandasını alıp bir film seçerken öncekine nazaran daha rahat olmasıyla ben de rahatlıyorum.

Son günlerde izlediği romantik dizinin adını yazdığında onay almak için bana bakıyor.

''Açabilirsin."

Gülümseyerek kaldığı yerden başlattığında ilgiyle izleyişine bakıyorum. Tam olarak aşka aşık denebilecek birisi olduğunu gözlerindeki parıltılar ortaya koyuyor.

Ara ara çok ilgimi çekmeyen diziye bakarken ilgim tamamen diziden çekilip yanımdaki bedene kayıyor.

Verdiği tepkileri izlerken benim tam aksim denebilecek olan karakteri ve masum halleri hoşuma gidiyor.

Birkaç dilimin ardından doyduğumu hissederken gözlerimle oturma odasında olduğuna emin olduğum sarı ıslak mendil paketini arıyorum. Şansıma hemen yaslandığım koltukta olduğunu fark ederken alıp ellerimi temizliyorum.

Çıkardığım hışırtılarla bakışları bana dönerken artık tamamen gerginliğini üzerinden atmış olacak ki "Teşekkür ederim hyung." diye mırıldanıyor.

"Ne için?"

Önemsiz bir şeymiş gibi davrandığımda -ondan başka kimseye laf düşmeyecek bir konu zaten- elimdeki ıslak mendil paketini alarak içinden çektiği bezle kendi ellerini temziliyor.

"Garipsemediğin için."

"Hyun, biz birbirimizi her şekilde kabul ederiz. Bunu biliyorsun."

"Biliyorum. Yine de teşekkür ederim. Benim için bundan diğerlerine bahsetmez misin?"

İnce parmakları alt kolumun üzerinde sıcak bir hisle yer edindiğinde yanımdaki bedenin yüzüne hipnoz olmuş gibi bakıyorum.

Onunla bir sırrı paylaşma fikri çok hoşuma gidiyor, kirli bir arzuya dönüşecek kadar çok.










Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Secret Secret | HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin