0.2

151 10 3
                                    

I just want you to set me free.
Billie Eilish


O mesajı görmemin üzerinden tam iki saat geçmişti. Okula varmıştım ve sırama geçmiştim. Her zamankinden daha farklı olan içimdeki huzursuzluğu görmezden gelip ne yapacağıma odaklanmalıydım.
İşin komik yanı kimseden sakladığım bir sır yoktu.

Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum.

Ben Yase. Bir çok kişinin ruh hastasıymışım gibi baktığı, bazı kişilerin ise anormal diye sınıflandırdığı ama genellikle asosyal takılan bir kız izlenimini veren sıradan bir kızdım.

Anneme göre diğerlerinden oldukça özgün ve sıradışıydım. Bunu her ne kadar inkar etsem de o benim çoğu kişiden daha farklı bir algıya sahip olduğumu söyler dururdu.

Neredeyse hiç arkadaşım olmadığı için tek başımaydım ama bu kesinlikle beni üzmüyordu. Tek başına yetebilmeyi küçük yaşlarda öğrenmiş, sadece annemden başka kimseye değer vermiyorum.

Lise son sınıf öğrencisi olduğum için bu sene derslerime daha fazla ağırlık veriyordum. İyi bir üniversiteyi kazanıp geleceğimi garanti altına almayı hedefliyordum.

Tüm hayatım bu söylediklerimden ibaretti yalnızca.

Hocanın sınıfa girip kapıyı sertçe kapatmasıyla sınıftaki uğultu kesildi. Birden hepimiz hocanın yanındaki daha önce hiç görmediğimiz çocuğa bakıyorduk. O da bunu farketmiş olmalı ki yüzünde rahatsız olmuş bir ifade vardı.

"Gençler aramıza yeni biri katıldı" dedi Selma hoca neşeli gözükmeye çalışarak. Ama bu cümleyi içten içe öyle isteksiz söylemişti ki çocuğun geldiğine bin pişman olduğuna eminim.

Sınıfta herkes kendi kafasına göre selam verdi. O da içten olmayan bir gülümsemeyle karşılık verdi.

Selma hoca sınıfa bir göz attı ve ardından "Boş yer görünmüyor ama sınıftakilerle kaynaşınca eminim bulursun şimdilik Yase'nin yanı boş, istersen yanına oturabilirsin Karya'cım" dedi. Daha sonra bana bakarak olur değil mi? ifadesinde bir işaret yaptı. Hocaya bakarak onu onayladım.

Adının az önce Karya olduğunu öğrendiğim çocuk yanıma oturduğunda yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirdi.

Elini tokalaşmak ister gibi uzatıp "Merhaba Karya ben" dedi gülümsemeyi bırakmayarak. Yüzüme sıcak bir tebessüm yerleştirip havada benim için uzatılan eli sıktım. "Biliyorum." dedim bilmiş bir tavırla. Bunu yapmak hoşuma gidiyordu. "Neyi biliyorsun?" dedi merakla yüzüme bakarak. "Adını?" dedim hızlı bir şekilde.

Hayretler içerisinde yüzüme baktı ve ağzını araladı "Daha önce tanışıyor muyduk ki?" dedi dalga geçer bir ses tonuyla ama yine de şüphelendiği bakışlarından belli oluyordu.
Önüme dönüp elimi alnıma koydum ve başımı iki yana salladım.

Allah'ım neden beni böyle sınıyorsun?

"Ya hoca az önce otururken senin adını söylemedi mi söyledi değil mi?" dedim kendimi onaylar bir şekilde.

Jeton geç düşmüştü. Bakışlarını benden ayırıp bir aydınlanma yaşadı.

"Kusura bakma..." adımı hatırlamaya çalışır gibi işaret parmağıyla beni işaret etti. "Yase" dedim kısaca. Yüzüne anlamlı bir tebessümü kattıktan sonra konuşmaya başladı. "Okulun ilk günü ya biraz heyecan yaptım, fazla stres oldum kusura bakma Yase." dedi gülümsemeye devam ederek.

Bu çocuk sürekli gülümseyecek miydi? Sınıfın en pozitif öğrencisi olmaya şimdiden adaydı bence.

Şaka bir yana gülmek ona yakışıyordu. Esmer ve oldukça kemikli bir yüzü olmasına rağmen elmacık kemiklerindeki dolgulu yanakları, onu gülerken çok tatlı gösteriyordu.

Hacker | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin