yaklaşık 9 ay sonra yeniden başlıyoruumm 😼
yks'ye çalışırken buralarda fazla olmamam gerekiyor aslında ama dayanamadım wjdngmldlc💜
bu sefer hikayeyi tamamlamayı umuyorum normalde yarım kalan şeyleri sevmem sonuçta çıktık bir yola :))
neyse başlayalım o zaman, nerede kalmıştık? :)
...
Normalde hacker'ın bana verdiği büyük ipucunu Oğuz'a anlatmalıydım. Ama anlık bir kararla Karya'ya anlatmaya karar verdim.
Yanımda telefonuyla uğraşıyordu, ona dönüp "Hacker'ın bir sonraki hedefini sanırım biliyorum" dedim, tek bir nefesle. Şaşkın bakışlarını gözlerime çevirerek bir anlam vermeye çalışıyordu. "Nasıl yani, bir şey mi yazdı?" diye sordu merakla. Onu onaylarcasına başımı salladım. Telaş içinde "e hadi göster" demesiyle birlikte herkes bize bakmaya başladı.Oğuz da dâhil..
Önce Karya'ya sonra bana baktı ve bana bakmaya devam etti. Bense ona bakmayı sonlandırıp Karya'ya kaş göz yaparak sınıftan çıkıp koridorun sonunda Karya'yı beklemeye başladım. Yaklaşık bir dakika sonra hızlı adımlarla yanıma geldi. Yüzünde sabırsız bir ifade vardı. Daha fazla bekletmemek adına hızlıca özet geçip hacker ile olan konuşmaları gösterdim. Merdivenlere oturup düşünmeye başladık. Ben düşüneceğim kadar düşünmüştüm aslında ve kim olduğu hakkında en ufacık bir fikrim bile yoktu. Göz ucuyla Karya'ya baktığımda düşüncelere feci bir şekilde dalmış görünüyordu. Sonunda sessizliği bozmak adına konuşmaya karar verdim. "Ee ne düşünüyorsun?" dedim bıkmış bir ifadeyle. Yüzüme bakmayarak konuşmaya başladı. "Bilmiyorum Yase.. Okula geleli neredeyse 1 hafta oldu ve ben kimseyi tanımıyorum bu sorunun cevabını belki sen daha iyi biliyorsundur." dedi sert bir şekilde. Söylediklerinde haklıydı ama haksız olduğu tek konu biliyor olmamdı ve evet tekrar söylüyorum BİLMİYORUM.
Başımı salladım ve bu sefer bana bakarak konuşmaya devam etti "ama anlamadığım bir husus daha var." gözlerinin içine meraklı bir şekilde baktım "nedir o" diye sordum ciddiyetimi koruyarak. "hacker seni seviyor ama sen onu da tanımıyorsun öyle mi?" yüzümü buruşturarak söylediklerini düşünmeye başladım. "ne demek bu, yani ben o kişiyi tanıyor muyum diyorsun şimdi?" dedim sert bir şekilde.
"Evet tanıyorsun basbaya aynı okuldasınız ve sanırım uzun süredir de tanıdığın biri" dedi gözlerimin içine bakarak. Bir an duraksadı kafasını yana çevirdi ve tekrar bana bakarak aklına bir şey gelmiş gibi konuşmaya devam etti "bir erkek senden hoşlansa bunu anlardın değil mi?" diye sordu. Gözlerimi Karya'dan çekip düşünmeye başladım. "Yani anlarım herhalde ama ben kimseyle konuşmuyorum ki." dedim karamsar bir şekilde. Hafifçe gülümsedi ve gözlerini kısarak "belki de gözden kaçırdığın bir şeyler vardır" dedi.
Derse girme zili çaldı ve sınıfa gittik. Tam yerime geçecektim ki Gökhan'ın bir anda önüme çıkmasıyla anlık bir duraksadım. Başımı kaldırıp yüzüne "noluyor" gibisinden baktım. O ise sabırsız bir şekilde yüzüme bakıp "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu. Başı sıkışmasa asla benle konuşmayacağını biliyordum. Muhtemelen bir şeye yardım etmemi isteyecekti. Ama yine de onu hiç böyle sabırsız görmemiştim ve bu beni biraz meraklandırdı. "Ders bitince olur." dedim sert bir şekilde. Başını sallayarak yanımdan ayrıldı, Gökhan'ın arkasından bakarken Oğuz'la göz göze geldim. "Bir şey mi oldu?" dercesine göz kırptı. Ben de mimik yaparak bir şey olmadığını belirttim.
Ders coğrafyaydı ve oldukça sıkıcı ilerliyordu. Deftere bir şeyler karalarken Karya koluma dokundu. Ona döndüğümde bana bakmadı ama ben hala ona bakmaya devam ediyordum. Ardından bana döndü ve kulağıma eğilerek konuşmaya başladı.
"Oğuz sana karşı hep böyle ilgili miydi?" Kaşlarımı yukarı kaldırarak ona baktım ve "Oğuz bana karşı ilgili değil ki." dedim. Karya gözlerini devirerek bana baktı. "Sen Gökhan'la konuşurken size nasıl baktığını gördüm ve ayrıca biz her yanyana olduğumuzda bize de aynı bakışı atıyor." dedi. Derin bir nefes alıp verdim ve tekrar Karya'ya döndüm. "Çünkü şuan Oğuz'la birlik olup okuldaki hacker'ı yakalamanın derdindeyiz ve birisi benle konuştuğunda doğal olarak hacker hakkında olup olmadığını merak ediyor ayrıca kimseyle doğru düzgün muhattap olmadığım için bu ona tuhaf geliyor ve sadece ona da değil herkese tuhaf geliyor." dedim ve Karya'ya gülümseyip önüne döndüm. O ise başını sallayıp Oğuz'a baktı ve başını sıraya koydu.O sırada Coğrafya hocası bize dönüp "Gençler konuşma sardı herhalde susamadınız bir türlü." dedi biraz sinirli bir şekilde.
Karya başını sıradan kaldırıp önce bana sonra hocaya baktı ve "havadan sudan konuşuyoruz hocam" dedi umursamaz bir şekilde. Coğrafya hocası gözlerini devirerek "dersteyiz Karya'cım sevgilinle teneffüste konuşursun." dedi. Gözlerimi büyüterek bir anda hocaya baktım ve tam öyle bir şey olmadığını hocaya söylüyordum ki Karya benden önce davrandı. "Tamam hocam kusura bakmayın." Aniden Karya'ya dönüp kaşlarımı çattım. Karya ise bana donuk bir şekilde bakıp tekrar kafasını sıraya koydu.
Teneffüs zili çaldığında Karya'nın hala neden derste sevgili olmadığımızı söylemediğini düşünüyordum. O sırada Gökhan yerinde oturmuş bana bakıyordu.
Bir de Gökhan'ın derdiyle uğraşacaktım.
Tam ona doğru ilerleyecekken koridordan birinin bağırma sesi duyuldu. Sınıfta sadece Karya, Gökhan ve ben vardık. Üçümüz de koridora doğru hızlıca çıktık.
Herkes çığlık içinde bahçeye doğru çıkıyordu. Olanlara anlam vermek o kadar zordu ki.. Koridorun sonunda nöbetçi öğretmen herkesi çıkışa yönlendiriyordu. "Çocuklar sakin olun bodrum katta yangın çıktı, biraz sonra kontrol altına alacağız. Şimdi herkesin okuldan çıkması gerekiyor." dedi yüksek sesle konuşarak. Gökhan çoktan çıkmıştı. Karya'da kolumdan tutup beni çıkarmaya çalıştı tam çıkıyordum ki aklıma Oğuz geldi.
Telaşla Karya'ya dönüp "Oğuz nerede?" dedim.
Karya kaşlarını çatarak cevap verdi. "Bahçededir herhalde okulda kimse kalmadı neredeyse." dedi.
"Ya bodrum kattaysa ya da bahçede değilse?" dedim endişeli bir şekilde.
"Yase boşversene çıkmıştır işte bodrumda ne işi var ayrıca?" dedi sinirli bir sesle.
İçimden bir ses Oğuz'un bodrum katta olduğunu ve bu işin hackerla bağlantılı olduğunu söylüyordu.
Bahçeye tam çıkacakken kapının merdivenlerinde kolumu Karya'dan kurtarıp okula tekrar döndüm.Hocaların bana seslenişini umursamadan bodrum kata inen merdivenlere doğru koştum. Merdivenleri indikçe duman daha da yoğunlaşıyordu.
Bunu neden yaptığım hakkında en ufacık bir fikrim yoktu. Aslında Oğuz'un burada olup olmadığını bile bilmiyordum. Bu yangının neden çıktığını, hackerın bununla ne alakası olduğunu ve içimden bir sesin neden buraya gelmem konusunda bu kadar ısrarcı olduğunu..
Bilmiyordum.
Bildiğim tek şey burada beni çeken bir şeyler olduğu ve öğrenmek isteyeceğim gerçeklerin burada olduğu.
Yangın hala devam ediyordu ama benim bulunduğum alan söndürülmüştü.
Bana yöneltilen bir sesle arkamdaki karanlığa doğru yüzüme döndüm.
"Bende seni bekliyordum."
:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker | Texting
ChickLitAlarmın kulak tırmalayıcı sesiyle yatakta kıvranırken bir an önce kapatmak için şifonyerin üzerindeki telefonuma doğru uzandım. Uykudan yeni kalkmış olmanın bedenime verdiği tüm ağırlıkla bir kaç saniye sonra nihayet telefonu elime alabilmiştim. Ha...