0.4

87 7 2
                                    


And I wonder if you know;
How it really feels,
To be left outside alone.

Yağmur damlaları yüzümü es geçip saçlarımı ve tüm bedenimi ıslatırken yüzümü yere eğip yürümeye devam ettim. Tam önünde duran bir çift bacak gördüğümde durdum ve kafamı kaldırdım. Yüzüme sırıtarak ve biraz da endişeli bir şekilde bana bakan Karya'yı gördüm.

İkimizde okul kapısının önünde birbirimize doğru bakıyorduk. Sessizliği bozan o oldu. "Yase sırılsıklam olmuşsun gel hemen içeriye girelim ısın" dedi endişeli bir sitemle. "Yok ya bana bir şey olmaz" dedim yürümeye başlarken. Göz ucuyla bana şaşkın dolu bir bakış attığını farkettim ama dönüp bakmadım.

Hemen kantine girmiştik. Karya beni rastgele bir masaya oturttu ve sıcak çikolata almak için yanımdan ayrıldı. Islak saçlarımı elime alıp yere doğru sıkmaya başladım. Daha sonra hızlı bir şekilde dağınık topuz yaptım. Islakken topuz yapmanın kolaylığıyla küçük bir rahatlama gelmişti.

Dün attığım mesaja görüldü atmıştı Hacker bey.. Neden bana yazdığı hakkında en ufacık bir fikrim bile yoktu. Okulda herkes tarafından tanınan biri değildim ve hiç olmamıştım. Okulda kimlerin beni tanıdığını düşündüm. Ama hiç biri hacker olamaz gibi geliyordu. Derin bir nefes alıp dışarıya verdim.

O sırada Karya elinde iki tane sıcak çikolatayla bana doğru yaklaşıyordu. Yanıma gelip bardağı önüme koydu. Minnet dolu bir bakış atıp gülümsedim. "Neden karton bardakla veriyorlar anlayamıyorum ellerim yandı" dedi isyankar bir yüz ifadesiyle. Onun bu haline küçük bir kahkaha atıp bardaktan bir yudum aldım. Karya'nın bakışları hâlâ benim üzerimdeydi. "Şimdi daha iyi misin?" diye sordu. Başımı sallayıp "Evet, teşekkür ederim" deyip mırıldandım.
Gülümseyerek karşılık verdi.

"Dün sınıfa geldiğimde seni göremedim sanırım erkenden gitmişsin bir şey mi oldu?" diye sordum merakla. Yerinde kıpırdanmaya başladı ve bardağından bir yudum aldı. Bense hala bir cevap vermesini bekleyip ona bakıyordum. "Hayır aslında babam erken gelmişti bu yüzden gitmek zorunda kaldım, telefon numaran bende olmadığı için haber de veremedim. Oysa ki 'bekle' demiştin bir de kusura bakma" dedi mahçup bir şekilde.

Bardağı tekrar elime alıp konuşmaya başladım. "Önemi yok, zaten çok merak etmemiştim" deyip gülümsedim. O da bu dediklerime kafasını iki yana sallayarak güldü.

Kantinden ayrıldıktan sonra sınıfa gitmiştik. İlk dört ders oldukça sakin ve sessiz geçmişti. Hatta o kadar sessizdi ki herkes dün yaşanan olayın etkisinden sıyrılamamıştı belli ki.

Bende dahil.

Teneffüs zili çaldığında herkes dışarıya çıkmıştı. Karya da servise kaydını yaptırmak için müdür yardımcısının yanındaydı. Müzik dinlediğim sırada Oğuz'un sıramın önünde durup bana dik dik baktığını farkettim.

Onu görmezden gelip sıraya başımı koyduğumda ise çoktan yanıma oturmuştu. Kulaklıkla müzik dinlediğimi gördüğü için konuşsa da duyamayacağımı bildiği için susmayı tercih ediyordu. En sonunda dayanamayıp kulaklığı çıkardım ve başımı kaldırdım. "Ne var" der gibi bir bakış attıktan sonra konuşmak için ağzını araladı. "Hacker'ın kim olduğunu buldun mu?" dedi soğuk bir tavırla. Kaşlarımı çattım ve konuşmaya başladım.

"Oğuz daha bir gün oldu, elimde ona dair bir kanıt bile yok. Nasıl hemen bulmamı bekliyorsun ki?" diye sordum aynı soğuklukla.

"Kızım sen bana bulurum demedin mi? Bul işte." dedi sabırsız bir şekilde.
Önüme dönüp yüzümü arasına aldım.

Bana bakıp konuşmaya devam etti. "Yoksa hacker sen misin?"
Ellerimi yüzümden aniden çekip ona döndüm ve gözlerimi büyüterek baktım. "Ne!? Saçmalama istersen." dedim sinirli bir şekilde. "Tamam sakin ol, sadece bir fikirdi." dedi ellerini yatıştırmak ister gibi havaya kaldırdı. Nefesimi sesli bir şekilde dışarıya verdim ve "Hacker bana yazdı dün" dedim ona bakarak. "Nasıl yani ne yazdı?" dedi şaşkınlıkla. "Saçma sapan şeyler işte sırrını ifşa ederim vs." dedim konuyu geçiştirmeye çalışarak.

Hacker | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin