ÖBA - Ömer'in Bakış Açısı
Gözlerimi açtım ve buna inanamadım.
İnip kalkan göğsümün altındaki kalbimin gerçekten kan pompaladığına, soluk borumun içini delip geçen havayı içime çektiğime inanamadım. Birkaç saniye daha görüşüm bulanık kaldı ama sonrasında netleşti. Bembeyaz tavanın gerçekliği retinalarımı yakıyordu. Ayağa fırladığımı ancak ayaklarımın üzerinde dikilip, döşemeleri hissettiğimde fark edebildim. Ahşap mı?
Çok dengeli olmadığını hissettiğim adımlarla etrafımda döndüm. Bir saniye sürmüştü ama her şeyi görmüştüm. Kapı, banyo, dolap, yatak, komodin, ayaklı ayna, pencere, altındaki iki kişilik kanepe, uzun perdeler... Kendi nefes alış verişlerimin dışında bir uğuldama da vardı ama umursamadım. Her nefes aldığımda varlığımı daha net hissediyordum. Kafam, gövdem, kollarım, ellerim, bacaklarım, gri eşofman altı..
Uyanığım diye düşündüm. Bunu gerçekten ben düşündüm.
UYANIĞIM.
GERİ GELDİM.
"Siktir." Bilincimi tamamen kazandığımın farkına varır varmaz derin bir nefes aldım ve anlık bir coşkunun ardından dehşet içinde etrafıma bakındım. Burayı tanımıyordum.
Kendimi hissetmek istercesine ellerimi göğsüme koydum ve değişimi hissettim. Sert değildim. Tişört sonlara doğru şişkinlik yapmıştı. Ensemi gıdıklayan saç tutamları vardı. Ellerim.. birini yumruk haline getirdim. Ama üzerinde olması gereken sivri çıkıntıları göremedim.
"Siktir."
Kendimi odanın içindeki banyoya attım. Ellerimi lavaboya dayayıp aynaya bakmak için kafamı kaldırdım ve aynada gördüğüm yüz tüm tüylerimi havalandırdı.
Kulaklarımın altına kadar gelen uçları ıslak saçlar, yüzümün şeklini oval gibi gösteren sakallar, susuzluktan kurumuş dudaklar, şekilli kaşlar.. Yüzümde bana ait olan tek şey gözlerimdi. Gittikçe büyüyen bir kıvılcımla yanmaya başlayan gözlerim. Aynadaki yabancıyı gördükçe öfkeden deliye dönen gözlerim. Benden geriye sadece onlar kalmıştı.
Boğazımdan bir hırıltı yükseldi. "Orospu çocuğu."
Gözlerimi sımsıkı kapattım ve tekrar açtığımda yeniden odadaydım. Onu görmeye daha fazla katlanamayacaktım. Burayı tanımıyordum, sahip olduğum bedeni tanımıyordum, soluduğum hava bile farklı geliyordu. Her şey bu kadar değişmişken ne kadar süredir uyuduğumu merak ettim. Ne aradığımı bile bilmeden etrafa bakınırken yatağın üzerindeki dizüstü bilgisayar kendimi oraya doğru atmamı sağladı ve karşılaştığım başka bir gerçekle tüm bedenim titredi. Gözlerim sol alt köşedeydi.
7 Haziran 2020.
"Orospu çocuğu!"
"Ömer!"
"Siktiğimin piçi!" Öfkeden sızlayan parmaklarımla bilgisayarı kavrayıp gözlerimle gördüğüm gerçeği silmeyi istercesine açık kapağını sertçe aşağı indirdim. Birleşme yerinden gelen çıtırtı hissettiğim hiddete göre hiçbir şeydi. Bilgisayarın kapağı elimde kalmıştı.
"Ömer kafayı mı yedin, dur!"
Gözlerimi açtığımdan beri arka planda kalan uğuldama sonunda bir sese büründü ve irkilerek gözlerimi sesin sahibine çevirdim.
Şaşkınlıkla büyümüş kahve gözler, ince bir surat, kemikli bir burun ve renksiz dudaklar. Hayır, karşımdaki bu kızı tanımıyordum. Ama onun beni tanıdığı ismimi defalarca ardı ardına söylemesinden ve bileğimi kavrayan elinden belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkiz Bedenler
Mystery / Thriller"Ömer, delirdin mi sen?! Karınım ben senin!" "Senin kocan yok artık kızım, sok kafana bunu." ~ Parçalanmış bir zihin, parçalanmış hayatlar.. İki farklı kalbin arasında kalmış bir kadın.. İkiz Bedenler bir kadınla erkek arasındaki aşktan çok daha f...