ABA - Aslım'ın Bakış Açısı
O günden itibaren konuşmadan geçirdiğimiz saatler sadece uyku ve iş saatleriyle sınırlıydı. Gerçi Ömer işteyken de mesaj atabiliyordu ama ben dershanede çalışmaya başladığımdan beri ya mesajlarını geç görüyor ya da tam cevap verecekken sınıfta çıkan bir curcunayı engellemeye çalışırken mesajın geldiğini bile unutuyordum. Bu yüzden iş saatlerinde konuşmamayı bir süre sonra alışkanlık haline getirdik. Geriye kalan tüm zamanlar ise bizimdi ve saatlerin değerini de diğer birçok şey gibi ilk defa Ömer sayesinde anlıyordum.
Nasıl insanlar olduğumuz en başından az çok belliydi ama her gün birbirimizin yeni bir şeyini öğreniyor ve onun üzerine konuşurken saatleri bozuk para gibi düşünmeden harcıyorduk. Konuşurken Ömer'in eğlenceli ve neşeli görüntüsünün altında aslında ne kadar derin ve edebi olduğunu görmediğim bir yanının olduğunu keşfediyordum. Siyaset, müzik, film, kitap, eğitim... Her konuda bir fikri ve yorumu vardı ve bunları bana tane tane açıklayıp benim fikrimi de soruyor ve daha da önemlisi bunları unutmayıp bambaşka bir konuyu konuşurken araya sıkıştırıyor, onun bu hafızasına hayret etmeme sebep oluyordu. Konuşmayı kesip kendi işlerimize geri dönme vakti geldiğinde ya da sadece ertesi günkü yoğun gün için uyumam gerektiğinde bile buna üzülmekten kendimi alıkoyamıyordum.
Zamanla Ömer'le bir saatliğine bile olsa konuşmamak benim için katlanmam gereken boğucu bir deneyim haline gelmişti ve bunun olması bir ayı bile bulmadı. Aramızdakiler çok yeniydi, sağlam bir zemini hala yoktu ama ben kendi hislerimin gitgide kök salacağını ve göz açıp kapayıncaya kadar filizleneceğini hissedebiliyordum.
~
"Rana mı rahatsız ediyor yine seni? O yüzden mi böyle davranıyorsun bana? Söyle ki bileyim Aslı, hiçbir şeyden haberim yok benim. Yurtta olay çıkarmış, bunu bile Elif'ten öğrendim. Neden söylemedin bana?"
Kadir beni yine bulduğu bir köşede sorguya çekmiş, soru bombardımanına tutuyordu. Bense her zamanki sessizliğimi koruyor ve bu yaptığımla muhtemelen onun merakını daha çok perçinliyordum ama Rana'nın Kadir'le konuştuğumu görmesi ya da birilerinden duyma ihtimali bile beni o kadar geriyordu ki onu başımdan savmak için bile olsa iki dakikadan daha fazla konuşmamaya yemin etmiştim. Çünkü şu bir gerçekti ki, Rana'yla baş edemezdim. Odama kadar girip neyim var neyim yoksa hepsini çöp eden böylesine tehlikeli bir kızın yolunda duramazdım. Buna ne halim ne de cesaretim vardı. Bu yüzden Kadir konuşur, kendini bana anlatmaya çalışırken sadece Elif'i ne şekilde dövsem diye seçenekleri sıraya koymaya çalıştım.
"Konuş lütfen Aslı! Ne zamandır arıyorum arıyorum, açmıyorsun. Mesajlarıma cevap vermiyorsun. Müsait olduğunda döner diye düşünüyorum ama hiçbir şekilde geri dönmüyorsun! Bana hatamı söyle de düzeltmeye çalışayım lütfen."
Bir anlığına gözlerimi kapatıp sıkıntıyla bir nefes verdim. "Hatan falan yok. Senin suçun değildi. Konuşmak istemiyorum sadece."
"Ne demek konuşmak istemiyorum ya?" diye bir tepki verdi sanki bunu istemiyor olmam mümkün değilmiş gibi. "Birden bire neden konuşmak istemeyesin ki?"
Aslında Kadir iyi bir insandı, hoş sohbetti, dürüsttü de. Onunla ders aralarında laflayıp boş boş çene çalmak hoşuma da giderdi ama bunların hepsi Rana'yla ayrıldıkları güne kadardı. Sonrasında zaten çok geçmeden bana olan sözüm ona "şu içinden atamadığı" hislerini açmıştı ve Rana da lazerlerini bana doğru çevirmişti. O günden itibaren artık onunla konuşmak bana pek de iyi gelmiyordu. Hatta sanırım önce malıma, Kadir böyle devam ederse sonra da canıma kaste girecek kadar tehdit altındaydım. Tabi bir de, Ömer vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkiz Bedenler
Mystery / Thriller"Ömer, delirdin mi sen?! Karınım ben senin!" "Senin kocan yok artık kızım, sok kafana bunu." ~ Parçalanmış bir zihin, parçalanmış hayatlar.. İki farklı kalbin arasında kalmış bir kadın.. İkiz Bedenler bir kadınla erkek arasındaki aşktan çok daha f...