11 🔥

145 10 26
                                    

ABA - Aslım'ın Bakış Açısı

Kitaplarda okuduğum, öykülerimde kullandığım donup kalmak deyişi.

Yüzüme kapanan kapının önünde elimde Ömer'in yüzüğüyle öylece kalmışken bu tabiri daha önce hiç deneyimlememiş olduğumu fark ettim. Bundan öncekiler sadece bir anlık duraksama haliymiş, ben daha önce hiç donup kalmamışım. Donup kalmak şuanda olan şeymiş. Belki saniyelerin, belki dakikaların geçmesi ama senin hala o anın içinde hapsolman. Düşüncelerine bir yön verememen, daha önce hiç bulunmadığın bir apartman dairesinin önünde dikilmenin hiçbir yararı olmayacağını fark edememen. İşittiğin ama aklına bir türlü oturmayan cümleleri defalarca kafanda döndürüp durman.

"Bende çoklu kişilik bozukluğu var."

Hayır, yok. Ömer'de çoklu kişilik bozukluğu falan yok, olsa bilmez miyim?

"Hale hiçbir zaman Almanya'ya falan gitmedi."

Tamam ama.. neden o zaman? Bana neden yalan söyledi?

Hayır söylemez. Ömer bana yalan söylemez ki.

"Ömer sana yalan söyledi çünkü senin kocan bir orospu çocuğu."

Titredim.

"Senin kocan altı yıl önce benim hayatımı çaldı ve şimdi onu geri alıyorum."

Altı yıl öncesi mi? Neler diyordu bu? Çoklu kişilik bozukluğu, Hale Almanya'ya hiç gitmedi..

Düşüncelerim zihnimin içinde hızla geçerken aniden bileğimin acısıyla başımı kaldırdım. Durdum. Buna iki kat aşağıdaki demir kapının sesinin sebep olmuş olması gerekirdi ama donuk aklıma elektroşok tedavisi uygulayan şey kapı değildi.

Ellerdi. Elleri..

Bileğimi bir kıskaç gibi saran ve tüm gücüyle üzerime bastıran elleri.. Ağlamak üzere olmama rağmen biraz bile gevşetmediği elleri, bir de verdiği zarardan hiç de çekinmeyen gözleri.. Beni tanımıyormuş, az sonra hüngür hüngür ağlayacağımı bilmiyormuş gibi bakan umursamaz gözleri..

"Ömer değilim anlamıyor musun?"

"Aslım?"

"Kocan değilim ben!"

Ve tam o anda bana dair ne varsa yerle bir oldu. Deprem oluyordu sanki. Kafamın içindeki tüm sözcükler patır kütür üzerime inip sabahtan beri dolduramadığım boşlukların içine cuk diye oturdu. Artık şokta değildim. Hayır, o hissi az önce farkına vardığım mümkün olmayan gerçekle birlikte kaybetmiştim. Artık sadece dehşet içindeydim. Bacaklarım titredi, kalbim ufacık oldu ve Ece'nin adımı seslenen sesi içimden attığım sessiz çığlıklara karıştı.

O, Ömer değildi.

O benim kocam değildi.

Az önce karşımda dikilen adam benim kocam değildi.

Onun giysilerini kuşanmış bir yabancıydı.

"Aslım korkutmasana insanı, tepki ver, n'oldu ya?" Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde kolumdan çekiştiren Ece'ye döndüm. Konuşurken yüzümde hiçbir canlılık belirtisi yoktu.

"Ece." diyebildim korku dolu bir nefesle. "Şaka değil."

"Ne?"

"Ömer.. Ömer değil o."

"Kız delirtme insanı ne demek Ömer değil? Yok muydu evde? Kiminle konuştun bu kadar zaman?" Gözlerim farkına vardığım şeyin doğru olduğunu bir kez daha kanıtlamak için avucumdaki yüzüğe kayınca o da baktı. "Yüzük nerden çıktı şimdi? Ömer'in yüzüğü mü bu? Aslım vallahi tokatı yiyeceksin benden ha, söylesene kızım, n'ol-"

İkiz BedenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin