| ilk rüya

3.9K 333 170
                                    

İLK rüyayı gördüğünde o kadar da umursamamıştı.

Tom Riddle her şeyi kontrol edebilirdi ve ediyordu da ama o bile kendi bilinçaltını tam olarak kontrol etmenin yollarını bulamamıştı.

Rüyalar da bilinçaltı denen yerin ürünü olduğuna göre Tom onları kontrol edemediğinden o rüyayı fazla umursamamıştı, bir saniyeliğine bile olsun üzerine kafa yormamıştı.

Hogwarts'a geleli bir gün olmuştu, tarihler iki eylülü gösteriyordu ve o gün pazardı. Yani ders programlarını almak dışında yapacak bir işleri yoktu.

Tom ortak salona inmeden önce üzerini değiştirmişti. Siyah kumaş pantolonunun içine soktuğu beyaz gömleğiyle bir beyefendi gibi gözüküyordu, insanların üzerinde kurduğu izlenim için gayet yerinde bir giyimdi.

Onun geldiğini gören birkaç kişi dönüp bakarken Tom hiçbirini umursamadan ilerlemeye devam etti. Önünde olanlar da hızlıca kenara çekilip ona yol veriyordu.

Şömine önündeki deri koltukta oturan 'arkadaşlar'ını görünce onların yanına ilerledi. Yaydığı tehlikeli enerji bilinçli olmasa da diğerleri tarafından hissedilecek kadar yoğundu ve herkes bu tehlikenin Tom ile özdeşleştiğini bildiğinden gelenin Tom olduğunu biliyordu arkadaşları.

Kiernan Lestrange ve Archer Dolohov karşılıklı oturmuş, yazın yaptıklarından bahsediyorlardı Tom onlara katıldığında.

"Lordum." dedi Kiernan hafifçe gülümseyerek. "Nasılsın?"

Tom, iğrenç muggle babasının adını kullanmayı bırakalı iki yıl olmuştu. Onun kim olduğunu çözdüğü anda adından da soy isminden de tiksinmiş, bu tiksintiden kurtulmak için de yeni, daha seçkin bir ad kullanmaya başlamıştı.

Böylece Tom Riddle ölmüş, Lord Voldemort doğmuştu.

"İyiyim Kiernan." dedi duru bir sesle. Ne kadar ifadesiz konuşuyor olursa olsun sesi hep olması gerekenden soğuk çıkardı ancak Tom bu soğukluğu sevdiği için umursamazdı.

Kiernan, Tom hatırını sormasa bile bunu umursamadı. Onun nasıl birisi olduğunu gayet iyi bilirdi.

Bu yüzden Archer'a dönerek anlattığı hikayeyi sonuca bağladı. "Kısacası William babasıyla birbirine girdi. Evden nasıl kaçtığımı bilmiyorum."

"Bay Rosier'i kızdırmaktan bıkmıyor bu çocuk." dedi Archer ancak sırıtıyordu. "Bir gün babası tam anlamıyla çileden çıkacak, işte o zaman görecek gününü."

Kiernan başını sallayıp ona katıldığını gösterdikten sonra alayla sırıttı. "Annemle Abby'ye benziyorlar." dedi. Abigail, yani Abby, kendisinden iki yaş küçük kardeşiydi, o da tüm Lestrangeler gibi bir Slytherin'di tabii.

"Abby çok..." Archer doğru sözü bulmak için durdu. "Uysal gözüküyor aslında."

"Öyle zaten, normalde en azından." dedi Kiernan. "Bu aralar asabi sadece. Yani yaz tatilinin başından beri."

"Kıskançlık seziyorum." Archer tekrar sırıtmıştı. "Sen ne dersin lordum? Küçük Abby, ağabeyini kıskanıyor olabilir mi?"

O vakte kadar sohbete katılmadan duran Tom "Kıskanacak ne var?" diye sordu.

Hiç ilgilenmiyordu dönen muhabbetle ancak sosyal gözükmek ve çevresindeki kişileri etrafında tutmak için onların konuşmaları esnasında yanlarında duruyordu.

Kiernan sağ elini havaya kaldırıp Tom'a gösterdiğinde Tom'un gözleri onun yüzük parmağındaki gümüş alyansı gördü. Nişanlanmıştı demek. "Tebrikler." dedi sadece.

𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin