𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」

| kan hakkı

Mutfak masasında oturmuş mutlu mutlu pastasını yerken içeriye giren Tom'a çevirdi mavi gözlerini.

Sevgilisinin siyah saçları hala ıslaktı, bir kısmı alnına yapışmışken diğer kısmını geriye atmıştı. Üzerinde siyah uzun kollu bir tişört ve siyah eşofman altı vardı.

Tüm siyahlığın içerisinde parlayan yeşil gözleri ise Carmen'in en uzun baktığı yer olmuştu.

Pastanın yarısına gelmiş olan sevgilisine bakarken Tom'un dudakları iki yana kıvrıldı. "Afiyet olsun."

"Teşekkür ederim." dedi Carmen mutlulukla. "Pasta için yani."

Tom başını bir kere sallayıp teşekkürü kabul etti. Kendine çay koymuş ve Carmen'in yanına ilerlemişti.

"Sen de yemek ister misin?" diye sordu sarışın cadı pastayı kast ederek.

"Tadına bakarım şimdi." Tom'un keyifle söylediklerine karşılık Carmen kaşlarını kaldırdı, bu ses tonunu tanıyordu.

Sandalyede oturan sevgilisinin üzerine eğildi Tom ve ellerini masaya yaslayıp onu kıskacı altına aldı.

Carmen onun vücudundan yayılan şampuan kokusuyla mest olmuştu, sigara kokusu bulaşana kadar bunun tadını çıkarmalıydı.

Tom, Carmen'in alt dudağını dudaklarının arasına alarak uzun ve yavaş bir şekilde emerken ikisi de gözlerini yummuştu.

Alt dudağının tadını yeteri kadar çıkaran Tom, Carmen'in üst dudağına da dokunup nazikçe emdikten sonra ondan uzaklaştı.

Mavi gözler uyuşuk bir tavırla açılmış, ona mayışmış bir halde bakarken Tom gülümsedi ve "Güzelmiş tadı." diye fısıldadı.

Carmen dudaklarını yalarken yeşil gözler o yöne bakmıştı. "Katılıyorum, çok güzeldi tadı."

Tom onun kışkırtıcı sesiyle tekrar yükseldiğini hissetmeye başlarken "İkinci turu mu istiyorsun?" dedi.

Genç cadı kıkırdayarak "Aslında, evet." dedikten sonra "Ama ondan önce konuşmamız gerekiyor, bana anlatacakların vardı." diye eklemişti.

Tüm tahrik olmuşluğu bedeninden uzaklaşırken Tom nefes verdi ve Carmen'in yanındaki sandalyeyi çekip oturdu.

Bacakları Carmen'in bacaklarına değiyordu ve bu temas hoşuna gitmişti.

"Smith ailesinin kökenlerini biliyor musun?" diye sordu Tom ve Carmen başını iki yana salladı.

"Salazar Slytherin'in varisi olduğumu öğrendikten sonra benim gibi Hogwarts kurucularının varisi olan başkaları var mı araştırmaya başladım. Ravenclaw ve Gryffindor'un nesli tükenmişti. Ama Helga Hufflepuff'ın varisleri hala hayattaydı."

Carmen "Smithler." dediğinde Tom başını sallayıp sevgilisini onayladı.

Demek Tom bu yüzden Hepzibah Smith'e ilgi göstermişti. Fakat yine de saçmaydı, Hufflepuff çok da öne çıkan bir kişi değildi.

"Helga Hufflepuff'ın akrabasının güçlü biri olabileceğini düşündüm ancak Hepzibah göründüğü gibi aptalın tekiydi ve benimle gönül eğlendirmeye çalışıyordu."

Carmen gözlerini devirdi.

"Tam kadınla görüşmekten vazgeçeceğim gün bana ne gösterdiğine inanamazsın Carmen." Tom'un gözleri hevesle parlamıştı.

Sevgilisinin yüzündeki bakışa karşılık meraklandı genç cadı. Onu bu kadar heyecanlandıran ne olabilirdi merak etmişti.

"Ne?"