𝐁𝐈𝐋𝐈𝐍𝐂𝐈𝐍 𝐎𝐓𝐄𝐒𝐈「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」

| dengeyi bulma çabası

Ekim 1945
Londra, Sihir Bakanlığı.

Carmen elindeki dosyayla Bakanlık koridorlarında yürürken üzerindeki kalem eteğin rahatsızlığından ötürü yürümekte zorlanıyordu.

Bu kadar dar eteklerin bir yerine bacakların rahat hareket edebilmesi için yırtmaç yapılması gerekiyordu, modacılar erkek miydi de kadınları anlamıyorlardı?

Üzerindeki lacivert etekle kombin olmuş olan uçuk pembe gömleğin üzerinde lacivert Bakanlık cübbesi vardı. Carmen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmıştı.

Sihirsel Yaptırım Dairesi'ne geldiğinde içi kıpır kıpırdı. Dairenin içinde ilerlemeye devam ederken bakışları gördüğü masadaki adama takılınca gülümsemeden edememişti.

Tom başını öne eğmiş dosyasıyla ilgilenirken Carmen "Bay Gaunt." dedi ve dikkatini üzerine çekti.

Mezun olmalarının üzerinden yalnızca dört ay geçmişti ve mezun olur olmaz Tom'un yaptığı ilk şey soyadını değiştirmek için başvuruda bulunmak olmuştu. Başvurusu ise hızlıca kabul edilmişti.

Carmen'in babası sayesinde elbette.

Yeşil gözlerini kaldırarak karşısında kendisine gülümseyen kıza baktı Tom. "Evet?" dedi resmi bir tonla.

Carmen elindeki Bakanlık armalı dosyayı Tom'un masasına bırakırken "Uluslararası Hukuksal Sihir Dairesi dosyayı inceledi ancak bizi ilgilendiren bir şey olmadığına karar verdiler, konunun Sihrin Uygunsuz Kullanımı Dairesi'ne ait olduğunu iletiyorlar." dedi.

Tom başını sallayıp dosyayı boş bir köşeye koyarken Carmen "Burada sıkılmıyor musun?" diye sordu. "Bu alan sana pek uygun değil gibi."

Tom'un Bakanlıkta çalışmasını isterken hayali burada çalışması değildi. Daha çok kanun ve yönetmeliklerle ilgilenen ofise gitmesini istiyordu Tom'un.

"Bir anda Bakan Yardımcısı olacağımı düşünmemiştin herhalde?" dedi Tom önündeki dosyanın sayfasını çevirip tekrar sevgilisine dönerken. Yeşil gözleri boş boş bakıyordu.

Carmen "Tabii ki hayır." dedi. "Sadece... Farklı bir departmanda görev yapabilirdin, burada canın sıkılıyor gibi."

"Sıkılmıyor." Tekrar dosyalarına dönmüştü.

Sarışın cadı onun ters ve tek kelimelik cevaplarına bakarken nefes verdi ve "Bugün keyifsiz gibisin. İyi misin?" diye sordu.

"İyiyim, sana öyle gelmiştir."

"Niye ters davranıyorsun?" diye sordu Carmen kendini tutamayıp.

Tom bakışlarını Carmen'e çevirdi bir kere daha. Kendisine o kadar sıkılmış bakıyordu ki Carmen'in canını sıkmıştı bu. "Ters davranmıyorum, çalışıyoruz Carmen." dedi. 

Carmen onun bu haline karşı büyük bir öfkeyle dolsa da nefes verdi, Bakanlık ortasında Tom'la kavga etmeyecek veya tartışma çıkarmayacaktı.

"İyi." dedi sadece ve arkasını dönüp departmandan öfkeli adımlarla çıktı.

Dört ay içerisinde kaos dolu birkaç gün yaşanmıştı Carmen için. Kiernan, nişanı bozduklarını ailelere kendisi gidip söylemişti. Carmen'e hiçbir şey söylemeden, hiçbir uyarı vermeden yapmıştı bunu.

Nedenini söylemeye cesaret edememişti elbette. Tom o durumda onu gerçekten öldürürdü.

Nişanın bozulması aileleri şaşırtırken Carmen hemen ailesini Tom'la daha özel bir anlamda tanıştırıp onu sevdiğini ailesine açıklamıştı.