"Yanındayım"

137 16 103
                                    

~Kim Taehyung

Bahçeye çıktım. Elimdeki kahveleri koltuğun önündeki küçük sehpaya koydum ve onun yanına oturdum. Saatler sonrasında diğerlerini zar zor gönderip sonunda Jungkook'la baş başa kalmıştım.

Her ne kadar zor olsada bunu başarmıştım.

Çünkü en son Hoseok bu gece beraber kalacağımızı öğrenip abartılı haraketler yapmaya başlayınca bu sefer onu tekmelemekten kendimi alıkoymamıştım.

En sonunda istediğim rahatlığa ulaşmıştım. Sadece onunla ben.

Çok güzel.

Jungkook'la yaşadığımız her şeyi düşününce şu anda bu halde olmak epey şaşırtıcıydı. İlk başta nefret ettiğim çocuk şimdi sevgilimdi.

Ve ben çok mutluydum.

Yavaşça battaniyesine sarınan sevgilime baktım. Soğuk olduğu için battaniyeleri alıp çıkmıştık. Kahvesini alıp içmeye başlarken bile o kadar tatlı gözüküyordu ki onun her yerini yemek istedim.

En sonunda ona daldığımı fark ettiğinde gözleri beni buldu. Tavşan dişlerini göstererek güldüğünde onunla beraber bende güldüm. Kahvesini sehpaya koyarken "Niye öyle bakıyorsun?" dedi.

Hiç beklemeden "Çok güzelsin çünkü." dedim. Gülüşü daha fazla genişledi ve bakışlarını yere doğru çekti. Sonrasında ise bana bakıp "İnan bana Tae, sen daha güzelsin." dedi.

Beni kalpten götürmeyi planlıyordu galiba.

"Hatta o kadar güzelsin ki, bu güzelliğini ömür boyu izleyebilirim." diye devam ettiğinde kalbimin hızı yeniden arttı. İstemsizce ondan bakışlarımı çektim. Kendime bir süre nefes almak için zaman verdiğimde bana yaklaştı.

"Tae.." dedi "Sen kızardın mı?"

Hızla ona baktığımda kaşlarını çatmış beni izliyordu. Suratımı incelemek için bana fazlasıyla yakın duruyordu. Zaten kalbim deli gibi hızlı atarken onun yakın durması işleri daha da zorlaştırıyordu.

En kötüsü de kızardığımı iddia ediyordu.

"Hayır!" dedim hızla. "Ben kızarmam ki." Ellerimi yanaklarıma götürdüm. "Hayır hayır, kızarmışsın." dedi büyük bir sevinçle.

Hayır bu kadar mutlu olacak ne vardı ki?

"Sen utandın." dedi kahkaha atmaya başlamadan önce. Kendini geriye doğru attı ve bu anın tadını çıkararak gülmeye devam etti. "Hayır ya utanmadım." dedim kaşlarımı çatarak. Ellerim hala yanaklarımdaydı. Bu yüzden ona daha komik bir görüntü sunduğumun farkındaydım.

Sarsılarak gülmeye devam etti. O kadar çok güldü ki battaniye bile sırtından düşmüştü. Ama o bunu umursamadı. Sadece suratıma bakarak bu anın tadını çıkardı.

Ellerimi indirdim ve "Jungkook!" dedim artık durması için. Kahkahası çok tatlıydı ama biraz daha durmazsa bende utançtan ölecektim.

Bu çocuk beni çok değiştirmişti. Tek bir lafa yanaklarım kızarıyordu.

Bu normal değildi.

En sonunda durdu ve bana yaklaştı. Hızla ellerini yanaklarıma koyup sıkmaya başladığında dudaklarım dışarı doğru çıkmıştı. Artık tamamen bir balığa benziyordum.

"Yerim seni." dedi yeniden gülümseyerek. "Çok tatlısın."

Konuşmaya çalıştım ama elleri izin vermediği için öylece beklemek zorunda kaldım. Hayır asıl tatlı olan oydu. Ama bunu ona söyleyemiyordum.

SETTER | 𝘵𝘢𝘦𝘬𝘰𝘰𝘬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin