"Bana çok iyi geliyorsun"

108 15 18
                                    

~Jeon Jungkook

Herkes aşırı heyecanlıydı ve aynı zamanda herkesin içinde biraz da olsa korku vardı. Bu maçı kaybetmemeliydik.

Son setteydik ve bu beşinci set olduğu için çoğu kişinin yorgun olduğunu hissedebiliyordum. Bu şey benim içinde geçerliydi. Beş set boyunca oyundan hiç çıkmayıp bütün gücümle voleybol oynatmıştım.

Vücudumun bazı yerlerinde topa atlamaktan oluşan yaraları artık düşünemiyordum bile. Çünkü bu an öyle bir andı ki toptan başka bir şey düşünemiyordum.

Hiç kimse düşünemiyordu.

Seyirciler dahil herkes anın heyecanıyla bağırıyordu. Ve herkes bu maçın kazananının kim olacağını merak ediyordu.

Rakip yeterince güçlüydü ve bizi zorlamışlardı. Çok güzel bir rekabet oluyordu. Aynı zamanda kimsenin vazgeçmeye niyeti yoktu.

Oynuyorduk. Hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapıyorduk. Ama bir süre sonra her şey sarpa sarmaya başlamıştı. Son sette üst üste sayılar kaybetmeye başladık. Yorgunluk herkesi vurmaya başlamıştı.

Bir süre sonra onlar öndeydi hem de açık ara farkla. Basit hatalarla bir sürü sayı kaybetmiştik. Bu böyle olmamalıydı.

Son sayılara doğru yaklaşırken en az herkes kadar hırpalanmış olan Taehyung sahanın ortasında bizi topladı. "Bana bakın.." dedi nefes nefeseyken. "Bu maçı vermeyeceğiz."

Hepimiz nefes nefese ona bakarken onu başımızla onayladık. "Basit hatalar yok." Scoreboard'a baktı. "Sadece birkaç sayı daha." dedi.

"Şimdi Jungkook'a hızlı top alın." dedi heyecanla. Sonra bana baktı. "Jungkook" dedi "Sende kurşun pas at. Bloktan kaçınmalıyız." dedi. Bende onun kadar heyecanla "Tamam." dedim. Taehyung tekrardan takıma döndü "Ve plaselere dikkat edin. Belliki bol bol plase atacaklar." Derin bir nefes aldı. "Hadi alalım şu maçı."

Ve tekrardan oynamaya başladık. Kaptanın dediği şeyi uygulamaya başladık. O gerçekten mükemmeldi.

İşe yaramıştı. Karşı takımı bozmuştuk.Bloktan kurtulmuştuk bu yüzden daha çok sayı alabiliyorduk.

Son sayılara yakındık. Onları geriden yakaladığımız için sayılar eşit ilerliyordu. Son sayılarda herkesin heyecanı daha da artmıştı. Artık seyirciler hiç susmuyordu.

Son sayların verdiği gerginlikle oynamaya devam ettik. Sürekli ralli oluyordu ve bu iş bizi daha fazla yoruyordu.

Bir süre sonra maç sayısı bize geldi ve servisi kullandık. Yeni bir ralliye hazırlanırken karşı takım smaç vurdu.
Top sertçe arkada duran Minho'yu doğru geldi. Minho manşet alırken ters bir haraket yaptı ve top sahanın arka tarafına doğru uçtu. 

Arkada Yoongi ve Taehyung duruyordu.
İkiside topa doğru koşmaya başladı. Yoongi daha yakındı o yüzden o topa ilk atlayan o oldu. Yere atlayıp topa değdi ve top birazda olsa havalandı.

Hemen arkasında Taehyung duruyordu. Koşup yerde duran Yoongi'nin üstünden atlayarak tek koluyla topa hamle yaptı.
Topu bütün gücüyle geriye doğru fırlatmış karşı takımın sahasına geçirmeye çalışmıştı.

Başarmıştı. Top karşı sahaya geçmiş tam filenin dibine düşmüştü. Karşı takım ne olduğunu anlamadan topa bakarken biz büyük bir coşkuyla sevinmeye başlamıştık.

Herkes şaşkındı. Kimse onların böyle bir topu kurtarmasını beklemiyordu. Ama onlar başarmıştı. Maçı kazanmıştık.

Herkes birbirine sarılırken heyecanla Taehyung'a ve Yoongi'ye baktım. Taehyung ayağa kalkmıştı. Yoongi'yi de elinden tutup kaldırdıktan sonra ona hızla sarıldı.

Güldüm. Çok mutlu hissediyordum. Hem maçı kazanmıştık hemde o arkadaşını tekrardan kazanmıştı.

Bu mükemmeldi.

Böyle bir maçın onları tekrardan bir araya getireceğini biliyordum.

Voleybol onlara her zamanki gibi iyi gelmişti.

***

"Ah mükemmeldin." dedim ona bakıp gülerken. Beni bir şekilde ikna etmiş maçtan sonra salona gitmeme izin vermemişti.

Onun evindeydik. İkimizde yatakta yatarken yorgunluktan bayılacak vaziyetteydik. Ama ikimizde yorgunluğu takmamaya çalışıp deli gibi gülüyorduk.

Tavana bakıp maç hakkında konuşup duruyorduk. Bu çok iyi hissettiriyordu.
Mutluyduk. Hemde çok.

Bakışlarını tavandan çekip bana doğru döndü. Gülerek "Sen daha mükemmeldin." dedi. Ellerini başının altına koyarak bana huzurla baktı.

Bende ona döndüm. Yine yıllar boyu yaşayabileceğim bir anı yaşıyorduk. Suratına bakıp her yerini ezberlemeyi düşündüğüm bir an..

Elimi yanağında gezdirdim. Yorgunluktan gözleri kapanıyordu. Ben yanağını okşadıkça daha da mayışmışa benziyordu.

"Hadi uyu bebeğim." dedim fısıldayarak. "Güzel bir uykuyu hak ettin." Gözlerini kapatıp yanağındaki elimi tuttu. "Sende öyle." dedi zar zor konuşarak.

"İyi ki takıma girdin. Takıma çok iyi geliyorsun." diye devam etti. "Bana çok iyi geliyorsun." Söyledikleri gülümsememi sağladı.

"Seni çok seviyorum sevgilim."

"Bende seni çok seviyorum."

SETTER | 𝘵𝘢𝘦𝘬𝘰𝘰𝘬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin