BÖLÜM 1

46K 1K 375
                                    

17.02.2022

UYARI
Kitap +18'dir. Şiddet, cinsellik ve olumsuz örnek olabilecek davranışlar mevcuttur. Öylesine bir uyarı değil, bilginize. Yaşı küçükler ve rahatsız olacaklar gelmesin!!!

Başım zonkluyordu. Gürültü ve kalabalık içimi daraltmaya başlamıştı. Hızlıca oturduğum tabureden kalkıp çıkışa ilerlemeye başladım. "Siktir git." dedim üstüme doğru düşen adamı hızla ittirerek. Kendince bir küfür mırıldandığında belaya bulaşmak istemeyerek yürümeye devam ettim.

Bardan güç bela dışarı çıktığımda sonunda ciğerlerime giren temiz havayla rahatlamıştım. Elimi demirlere yaslayıp mide bulantımın geçmesini bekledim ama henüz birkaç saniye geçmişti ki midemde ne var ne yoksa hepsini boşaltmıştım. Çevredeki aklı bir miktar yerinde olan insanlar bana tiksinerek bakmıştı. Çoğunluğunsa umrunda değildi.

Ağzımdaki iğrenç tadı birkaç kez tükürerek yok etmeye çalışsam da işe yaramamıştı. Kusmuk tadından nefret ediyordum.

Hızlıca merdivenleri inip gürültüden uzaklaştım. İnsan kalabalığından uzak lafa dinleyeceğim rastgele bir sokağa girdikten sonra kafamı duvara yasladım. Yıldızlarla dolu olması gereken gökyüzü aksine simsiyahtı.

Bu siyah gökyüzünden kendimce birkaç anlam çıkarıp kendi hayatıma yordum. Hiçbir zaman yokluklarını unutmadığım insanları, var olup varlığını sikmek istediğim insanları ve dünyayı. Amını, taşşağını siktiğimin dünyasını.

Cebimden telefonumu çıkarıp bir taksi çağırmak üzereyken, "Bilader." diyen bir ses ilgimi çekmişti. Gözlerimi çevirdiğimde muhtemelen benden birkaç yaş büyük olan bir adamı gördüm. 26 ya da 28 yaşlarında görünüyordu. Sarışın-kumral saçları vardı, uzun boyluydu.

Kaputu açık arabanın önünde duruyordu. "Bir el atsana." dediğinde tamircilik mesleğimin etkisiyle arabaya ne olduğunu merak ettiğimden düşünmeden adamın yanına ilerledim.

"Hayırdır? Sıkıntı ne?" diye sorduğumda birkaç saniye açık kaputa bakıp, "Bilmiyorum. Sen anlar mısın?" diye sordu. Adamın kahve gözlerine şöyle bir baktım. İfadesiz, düz bir suratı vardı. Hemen hemen aynı boylardaydık. O benden belki birkaç santim uzun olabilirdi ama kalın kazağının altında iri ve kaslı bir vücudun yattığını anlamak zor değildi. Bense hayatım boyunca olduğum gibi zayıf ve cılızdım.

"Tamirciyim." dedim. "İyi denk geldi valla. Bir bakalım." Arabayı kontrol etmek için kaputa eğildiğimde bir anda ağzıma ve burnuma bastırılan bezle neye uğradığımı şaşırdım.

Boğuşarak adamı ittirmeye çalışsam da burnuma tuttuğu o bezin etkisiyle gücümü kaybetmiştim. Zaten çok geçmeden de gözümün önüne karanlık bir perde çökmüştü.

Gözlerimi açtığımda hiç bilmediğim bir odadaydım. Yere konulmuş beyaz bir döşek haricinde hiçbir şey yoktu. Pencere bile. Kapkaranlık, ışık olmayan bir odaydı. Tepedeki bir ampul sayesinde odada sarı bir loşluk vardı sadece.

Neler olduğunu anlamaya çalışırken gerçeklik algımı sorguluyordum. Rüyada falan mıyım?

Hızlıca ayağa kalkıp kapıya ilerledim ve kapıyı açacak bir kol aradım ama yoktu. Sadece kilit girişi vardı.

"Ne sikim?" dedim anlamamış bir şekilde. Gözlerimi odada gezdirerek en son konuştuğum adamı ve bayılış anımı düşündüm. "Lan pezevenk!" dedim kapıyı yumruklayarak. "Aç lan kapıyı. Noluyoruz orospu çocuğu?"

"Noluyoruz bilmem ama." dedi kapının arkasındaki ses. Aynı sesti. Beni bayıltan kişiye aitti. "Noluyorsun, yakında öğrenirsin."

"Sen kimsin?" dedim sinirle. "Karşıma çık amını siktiğim."

Samimiyetsiz bir gülüş duydum. "Öğrenirsin dedim." Sesi ifadesizdi. Tıpkı arabanın önünde konuştuğu gibi. Bu herifte bir ibnelik olduğunu anlamam gerekirdi.

"Ne derdin var lan benimle? Kapının arkasına saklanacak kadar korkuyor musun benden? Ha?"

"Bence biraz kendinle baş başa kalmalısın, Ufuk." diye mırıldandı sadece. "Geçmişini ve yaptıklarını düşün. Belki cevabı kendin bulursun."

Ve bu söylediğinden sonra ne kadar bağırsam, kapıyı ve duvarları yumruklasam da hiçbir şekilde cevap alamadım.

CANİ (GAY) (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin