FİNAL | saçların ormanım gözlerin denizim

15.5K 637 320
                                    

buraya kadar okuyan gözlerinizden öpüyom başka hikayelerde görüşürüz Allah'a emanetsiniz 

bölümü şarkıyla okuyun :)

"Balım?" Duyduğum tanıdık ses uykumdan uyanmama sebep olmuştu. Gözlerimi açtığımda yanımda uzanan iri bedenle uzandığım yerden hızlıca doğrulmuştum.

"Savaş?" dedim emin olmak istercesine. Sakince beni tutup yatağa yatırdı ve kollarıyla sıkıca sardı. Kafamı göğsüne bastırmıştı. Kokusunu içime çektim.

"Gerçekten burada mısın?" diye sordum korku dolu sesimle. Her yerde onu görüyordum zaten. Gerçek olup olmadığını anlayamıyordum.

"Sen inandığın sürece evet." dediğinde kafamı göğsünden kaldırıp gözlerinin içine baktım. Sakallı yanaklarını avuçladım ve sevdim.

"Çok özledim seni." dedim gözlerimden akan yaşlara engel olamazken. "Neredeydin?"

"Buradaydım." Kalbime dokundu. "Sen de hep buradaydın." Elimi kendi kalbinin üstüne bıraktı.

"Gitme, lütfen." diye yalvardım.

"Uyandığında gitmiş olacağım." dediğinde kalbinin üstündeki elimle tişörtünü çekiştirdim.

"Neden? Gitme. Gitme Savaş."

"Bu benim elimde değil ki, uyanıkken beni göremezsin." dediğinde demek istediğini anlayamadım. Uzanıp dudağımdan öptü.

"Mutlu olmayı hak ediyorsun." dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Sen varken mutluydum."

Güldü. "Mutlu olmak ne demek bilmiyorsun bile."

"Sen öğrettin bana."

"Ben sana sadece acıyı öğrettim. Seni kullandım ve intikamıma alet ettim. Ve pişman da değilim."

"Ama beni sevdin. Onlar olmasaydı beni sevemezdin, seni sevemezdim. Kaderimizi sen birleştirdin."

"Seni sevdim." Gülümsedi. Saçımı okşadı. "Ama seni sevmem sana haksızlık çünkü ben sevmeyi bilmem. Benim seni sevmem sana sadece acı ve kan getirir."

"Savaş." Sesim titredi. "Ben zaten onu istiyorum. Ben hep acı çektim ama hiçbir acı bana iyi hissettirmemişti." Bir şey demeden beni göğsüne çekti.

"Uyu balım." Sıcak göğsünde gözlerimi kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. "Uyu bebeğim uyu, uyu bebeğim koynumda uyu." Ritmik bir şekilde duyduğum şarkıyla daha da ağlamaya başlamıştım. "Geceler varmasın sabaha. Odamız gökyüzü, yatağımız bulut olsun." Bilmiyordum daha önce dinlememiştim bu şarkıyı ama o kadar dokunmuştu ki kalbime. "Uyu bebeğim uyu, uyu bebeğim koynumda uyu. Son gecemiz olsa da bu yarına. Saçların ormanım, gözlerin denizim olsun."

Ve uyudum. Uyandığımda yine karanlıktı. Gün doğmamıştı daha. Yalnızdım ve Savaş'ın gerçek olduğuna dair hiçbir şey yoktu. Her zamanki hayallerimdi.

Koltuğa oturup bir ses olması için televizyonu açtım ve onu izleyerek karşısında tekrar uyuyakalırım diye düşündüm ama ilgimi son dakika haberi çekmişti.

"Birkaç saat önce Taksim'de bulunan cansız bedenleri bırakan şahıs kısa bir süre sonra teslim oldu. Gelen bilgilere göre şahıs 4 kişiyi öldürdüğünü elindeki video kayıtlarla itiraf etti. Canice öldürülen dört kişinin aynı liseden mezun olduğu belirtiliyor." 

İlgimi çeken haberle uzandığım yerden doğruldum. Sesler boğuklaşmıştı. Ölen kişilerin fotoğrafları ekrana verildiğinde orada gördüğüm tanıdık isimler beni şoka uğratmıştı. Onlardı, o zorbalardı. 

En sonunda ekrana Savaş'ın, aşkımın fotoğrafı verildiğinde ağlamaya başladım. Televizyondan onun suratına dokundum. "Savaş!" dedim ağlayarak. "Savaş!"

Tam da o sırada evimin kapısı gürültüyle açılmıştı. İçeriye giren polislerden birkaçı bana yönelip beni kelepçelerken diğerleri evi aramaya başlamıştı. Bağıra çağıra onlardan kurtulmaya çalıştım. Beni bırakmaları lazımdı.

"Savaş!" dedim ağlayarak. Sokak polis arabasıyla kaynıyordu. Herkes camlara çıkmıştı. "Savaş'a götürün beni!" Zorla polis arabasına sokulurken bile çırpınıyordum.

Savaş'ı görmek istiyordum.

Ama göremedim. Göstermediler.

Benim suçlu değil de mağdur olduğumu anlamaları çok sürmedi. Ve en sonunda kendimi benim gibilerin olduğu yerde buldum. Deliler hastanesinde.

Savaş mı? Müebbet cezasını aldıktan sonra gittiği cezaevinde çok geçmeden kendini öldürmüştü.

Sonum buydu. Doğduğum anda kaderim çizilmişti. Mutlu olmak benim alın yazım değildi.

En sonunda hem kendimi hem de sevdiğimi kaybetmiştim.

Bizden geriye hiçbir şey kalmamıştı.

CANİ (GAY) (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin