az öteye kayın ben geldim
hazırda varmış bu bölüm atıyom şimdi 3 bölüme final veriyoz çabuk gelir onlar da hadi iyi okumalar
Savaş koltuğa uzanmışken ben de onun hemen kollarının arasında uzanıyordum. Koltuğa zar zor sığıyorduk. Birimiz ufacık hareket etse muhtemelen yere yapışırdık. Ama saatlerdir ne o kılını kıpırdatmıştı ne de ben. Açtığımız kanalda oynayan filmi izliyorduk.
Filmin sonlarına doğru ağzım iki metre açıldığında Savaş bunu hemen fark etmişti. "Uykun mu geldi?"
"Evet ama sonunu izlemek istiyorum." Gözlerim hala ekrandaydı. Onunla izlediğim ilk filmin yarım kalmasını istemiyordum.
Dudaklarını saçlarımda gezdirip ufak ufak öpmeye başladı. İşaret parmağı da karnımın üstünde geziniyordu. Bana dokunmadan, beni öpmeden yapamıyordu. Ben de onun dokunuşlarına alışmıştım. Sadece iki gündür onunla burada yaşıyordum ama sanki yıllardır burdaymışım gibi hissettiriyordu.
"Savaş." dedim gözüm hala ekrandayken.
"Balım?"
"Hangi aydayız?" diye sordum bir anda merak ederek. Ne kadar zamandır onunlaydım merak etmiştim.
"16 Mayıs."
Bir buçuk aydır onunlaydım. Bu kadar zaman ne ara geçmişti? Sanki birkaç günmüş gibi geliyordu.
"Bursaspor şampiyon olmuştu 2010da." dediğimde gülmüştü. Onu güldürünce ben de gülümsedim. "Evet." diye onayladı beni. Ensemden öptü. Kısa bir süre sonra film sona erdiğinde beni yakalayıp üstüne yatırdı.
Sırtüstü durduğumdan hemen kendimi düzelttim ve kafamı kaldırıp yüzlerimizi hizaladım. Kahve gözleri, burnu, dudakları... Hepsi kusursuzdu. "Çok yakışıklısın." Burunlarımızı birbirine sürttüm.
"Beni seviyor musun?" diye sordu.
"Hayır." dediğimde biraz önce melek gini olan ifadesi ciddileşmişti. Gülümseyerek dudağından öptüm. "Sana aşığım."
Göz bebekleri duyduğu cümleyle büyümüştü. Dudakları kıvrıldı. Ondan da aynı cümleyi bekleyerek baktım. Elini kalçama atıp beni yeniden kucakladı ve yarak odasına götürdü. Vücudumu yatağa fırlatıp üstüme eğildiğinde, "Sen?" diye sordum.
Yanağımdan öptükten sonra öptüğü yeri hafifçe ısırdı. "Senin için öldürürüm." diye fısıldadı tehlikeli sesiyle. Ses tonu tüylerimi ürpertmişti. "Senin için ölürüm." Duyduklarım beni korkutmadı aksine tahrik olmuştum.
Onu yatağa itip üstüne çıktım. Dudaklarımız ateşli bir şekilde birbirini buldu. Hızlı ve tutkuluyduk. Kendimi ona sürtmem ikimizi de taş gibi yapmıştı.
Savaş beni yüzüstü yatağa indirip kalçamı havaya kaldırdı. Üstümdeki eşofmanı dizlerime indirdikten sonra kalçamı ayırıp beni yalamaya başladığında bu kadar ani olmasıyla kendimden geçmiştim. Islak ve sesli öpücüklerini deliğimde, kalçamda ve bacağımda gezdirdi. Dili deliğimin girişini zorladı. Arada dişleyip şaplak attı. Yaptığı her şey beni o kadar azdırmıştı ki sızdırmam bile yatağı ıslatmıştı.
"Sana doymam." dedi deliğime tutkulu bir öoücük bıraktın sonra. Bir kez daha öptü. "Doyamam."
"Savaş." dedim ihtiyaçla. Daha önce hiç anal seks yapmamıştım. Parmaklarımı soktuğum olmuştu ama başka hiçbir şey girmemişti içime.
"Ama belki seni doyurabilirim." Doğrulduğunu hissettim. Pantolon fermuarının sesi kulağıma ulaştı. En sonunda sikini götümün ortasında hissetmiştim. Yanakların arasına elmas kadar sert aletini sürtmeye başladığında yüzümü daha da bastırmıştım yatağa.
"Lütfen sik beni." Kendimden geçmiştim. Bir an önce içimi doldurmasını istiyordum. Üstüme uzanıp ensemden başlayarak sırtımın her yerini öptü. Bu sırada kendini sürtmeye de devam ediyordu.
"Sırt üstü dön." dediğinde dediğini yaptım. Eliyle saçlarımı geriye taradı. Şefkatle bakıyordu. Dudaklarımı öpmeye başladığında kollarımı gövdesine sardım. O da kendini yavaşça içime ittirmişti. Dudaklarına inledim acıyla. Gerilen kaslarım acıyordu, garip bir doluluk hissiydi bu.
"Özür dilerim." diye fısıldadı dudaklarıma. "Özür dilerim." Ona alışmam için beklediğinde ben de birkaç saniyeliğine dudaklarında nefeslendim.
"İyiyim." dediğimde yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Sanki kırılmamdan korkarmış gibi. Yıllardıe hissetmediğim bu şefkat hissiyle gözlerim dolmuştu.
"Canını mı yaktım?" diye sordu endişeli sesiyle. Gözümden bir damla yaş aktığında hemen parmağıyla akan yaşımı silmişti.
"Hayır." Onu kendime çekip yüzünü göğsüme bastırdım. "Sadece seni tanıdığım için çok şanslı olduğumu düşündüm." diye mırıldandım. "Hayatıma girdiğin için teşekkür ederim, Savaş."
Belimi elleriyle kavrayıp yataktan hafifçe kaldırdı. Dudakları da göğsümü emmeye başlarken içimde hareket etmeye devam etti.
İkimiz de sona yaklaştığımızda elini sikime atıp beni çekmeye başladı. İlk önce boşalan ben oldum, benden sonra da o içime gelmişti. Yerden tişört alıp önce karnımdaki menilerimi sildi. Ardından da deliğimden akan beyaz sıvısını sildi ve tişörtü yere fırlattı.
İçimden çıkıp beni kolarının arasına aldı. Her yerimi sıkı sıkı öptükten sonra, "Uyuyalım balım." diye mırıldandı. "Senin kollarında huzurlu bir uykunun tadını çıkarmak istiyorum." İkimiz de birbirimize sıkıca sarıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANİ (GAY) (+18)
General Fiction(tamamlandı) Stockholm sendromu. +18'dir. Yaşı tutmayanlar gelmesin.