BÖLÜM 14

18.2K 633 455
                                    

Gözlerimi çok daha yumuşak bir yatakta açtım. Daha havadar ve parlak bir odada. Gözlerimi açtığımda güneş ışığı hiç olmadığı kadar rahatsız etmişti beni. Gözlerimi anında kapatıp bir süre alışmayı bekledim, gözlerim sızlıyordu.

Zar zor gözlerimi aralayıp etrafa baktığımda buranın bir yatak odası olduğunu anlamıştım. Sadece yatak ve bir dolabın olduğu küçük bir odaydı. Duvarlar boyasızdı.

Yataktan kalkıp zaten açık olan kapıya ilerledim ve kapının önünde durup, "Savaş?" diye seslendim içeriye.

"Balım?" diyen sesini duyduğumda rahatlamıştım. "Gelsene buraya." Yavaş adımlarla sesinin geldiği odaya ilerledim. Koltukta oturmuş gazete okuyordu. Odada bir halı, koltuk ve televizyon vardı. Ev tamamen boş gibiydi birkaç eşya haricinde.

Gazeteyi yere atıp elleriyle kucağına vurduğunda ona adımlayıp kucağına oturdum.

"Burası neresi?" diye sorduğumda kocaman elleriyle ince belimi kavradı ve dizlerinin üstündeki kalçamı kucağına çekti.

"Üst kat." dediğinde hayretle etrafıma baktım. "Beğendin mi?"

"Artık burada mı kalacağım?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Evet. Artık buradasın. Birlikte, yan yana yaşayacağız."

Gülümsedim. "Yaşasın."

"Bir öpücüğü hak ettim." Uzanıp dudağından öptüm mutlulukla. Dayanamayarak art arda öpmeye devam ettim.

O da gülümsemiş ve yanağımdan tutarak beni durdurmuştu. "Aç mısın?" diye sorduğunda kafamı salladım. Beni kucağından indirmeden ayağa kalkıp kalçamdan tutarak yürümeye başladı. Mutfağın tezgahına beni oturtup geri çekildi.

"Ben de yeni yemek yapmıştım. Onu sana güzelce yedirelim." Ocağın üstündeki tenceredeki yemekten tabağa biraz koydu. Kaşığa biraz yemekten alıp ağzıma yaklaştırdığında ağzımı açtım. Beklediğimin aksine acı olmayan, dengeli tattaki yemekle keyfim daha da yerine gelmişti. 

"Hımm, çok güzel." dedim mutlulukla. Buraya geldiğimden beri ilk kez gözlerimin içi gülüyordu. Savaş gülümseyerek dudağımın kenarını öptükten sonra bir kaşık daha ağzıma yaklaştırdı. İştahla yedirdiği yemeğin hepsini bitirdim. Yeniden beni kucaklayıp kanepeye oturdu.

"Erdal'ı ne yaptın?" diye sordum aklıma geldiğinde.

"Aşağıda." dediğinde kaşlarımı çatmıştım. 

"Neden?" diye sordum sinirlenerek. "O mu benim yerime geçecek? Benimle ilgilenmeyecek misin artık?" 

"Hayır balım, sen benim tek aşkımsın." Yanağımı okşadı. "Onun için farklı planlarım var."

"Bana yalan söylemiyorsun değil mi?"

"Hım. Ne zaman yalan söyledim sana?"

"Hiçbir zaman." diye cevapladığımda, "Aynen öyle." diyerek beni onaylamıştı. "Şimdi beni öpmeye ne dersin?" Boynunu işaret etti. Bir şey demeden boynuna gömülüp boynunu öpmeye başladım. Ufak ufak öpücükler kondurup hafif dişliyor bazen de emiyordum. Savaş'ın eli aşağı yukarı hareket ederek belimi okşuyordu. 

"Seviyor musun seni burdan öpmemi?" diye sordum.

"Çok." diye cevapladı.

Gülümseyerek onu öpmeye devam ettim. Onu memnun etmeye bayılıyordum. Kasıklarını çok yavaş bir şekilde kalçama sürtmeye başladığında heyecanlanmıştım. Dudaklarımı boynundan adem elmasına oradan da tişörtünün açık bıraktığı gerdanına indirdim. 

Daha çok memnun olması gerekiyordu. 

Koltuktan inip dizlerimin üstünde durarak bacaklarının arasına girdim. Kot pantolonunun üstündeki belirgin şişliği avuçladım. "Burayı da öpebilir miyim?" Birbirine bastırdığı diliyle ayırdı. İşaret parmağını dudaklarımda gezdirdikten sonra kararmış gözleriyle, "Öpebilirsin." diye mırıldandı.

Gülümseyerek onu önce kot pantolonun üstünden öptüm. Ardından düğmesini çözdüm ve fermuarını indirdim. Kalçasını kaldırdığında pantolonla iç çamaşırını ayak bileklerine indirdim. Karşıma çıkan kocaman sikine yaklaşıp kokusunu içime çektim. Çok güzel kokuyordu. 

Yarı sert sikinin her yerinde dudaklarımı gezdirip ufak öpücükler kondurdum. Savaş ellerini kafasının arkasında birleştirip aralık dudaklarıyla üstten beni izliyordu. 

"Ağzına al aşkım." dediğinde ona itaat ederek aletinin ucunu sıcak ağzıma aldım. İnledi. Gözlerimi onun gözlerine sabitleyip dilimi ucunda gezdirdim. Ancak yarısına kadar dudaklarımı indirip geri çekildi. Ağzımda biriktirdiğim tükürüğü ucuna tükürdüğümde kaygan sıvı köklerine kadar yavaşça aktı. Ellerimi bacaklarına yaslayıp onu boğazıma kadar alıp git gel yapmaya başladım. 

"Mükemmelsin." Saçlarımdan tutup kafamı kendine bastırdığında nefesim kesilmişti. Gırtlağıma kadar köklediği sikiyle öğürerek kendimi geri çekmeye çalıştım ama bana izin vermedi. Kalçasını hareket ettirip başını her seferinde boğazıma çarptırarak hızlı hızlı ağzımı sikmeye başladı. 

Boğazımın acısıyla gözlerimden yaşlar akarken kendimi tamamen ona bıraktım. Beni istediği gibi kullanabilirdi. Bana yaptığı onca iyiliği böyle ödeyebiliyorsam sonuna kadar yapacaktım. 

En sonunda sıcak sıvısını boğazımda hissettim. Boşalırken çıkardığı boğuk sesler kulağıma ilahi gibi gelmişti. Kafamı bırakıp nefes nefese bir şekilde kendini koltuğa bıraktığında yanağımı çıplak bacağına yaslayıp onu izledim. Gözlerimden yaş akıyordu hala. 

"Ağladığında çok güzel oluyorsun." 

"Teşekkür ederim." dedim ama sesim çıkmamıştı. 

Çıkmayan sesimle gülüp, "Çok tatlısın." diyerek beni kendine çekti. Dudaklarımızı birleştirirken beni de koltuğun kolçağına yaslayıp üstüme çıkmıştı. Geri çekilip yanağıma bir tokat attı. Tekrar dudaklarımızı birleştirdi. 

O dudağımı öperken çekilip ona baktım. "Bir daha vurur musun?" dedim masum bakışlarımla. Dudakları kıvrılırken, "Hoşuna gidiyor değil mi?" diye sordu. Kafamı salladığımda bir eliyle boğazımı sıkarken bir tokat daha attı bana.

Boğazımı sıktığında nefesim kesilmişti. Kulağıma eğildi. "Minik orospum benim." Kulağımı dişledi. "Seninle çok eğleneceğiz."

CANİ (GAY) (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin