☾birinci bölüm☽

26.6K 1.2K 689
                                    

Sınıftaki uğultuların arasında sesim kaybolduktan hemen sonra bedenim kendini belli etmek adına atağa geçti ve elimi havaya diktim.

"Evet Baekhyun?"

Boğazımı temizleyerek bana ait olan saliseler içinde kelimelerimi toparladım. "Bunun için bir ödev verecek misiniz?"

Karşımda dikilen kısa boylu göbekli adamın itici suratına daha da itici olan gülümsemesi yayıldı. "Tam üstüne bastın. Sizi üçer kişilik gruplara ayıracağım. Görev dağılımını kendiniz belirleyeceksiniz. Uzay boşluğunda bulunan tek bir cisim seçecek ve görev dağılımıyla bir sunum hazırlayacaksınız."

Ara verilen uğultular iç çekiş ve sitemlere dönüşürken Sehun yanımdan mırıldandı. "Bir bu öğretmen bozuntusu ve ödevi eksikti. Oldu olacak bir de sınıfın inekleri ile eşleşirim."

Adam gözlüğünü burnunun üzerinde geriye doğru ittirerek birkaç kişiye baktı. "Chan Joo, In Mi, Sehun'u aranıza almaya ne dersiniz?"

Gülmemek için kendimi sıkarak Sehun'a döndüğümde kaşlarını kaldırdığını ve bakışlarıyla öğretmenimizi adeta dövdüğünü gördüm. Chan Joo Sehun'a yandan bakışlar atarken In Mi örgüsüyle oynayarak gülümsedi. İtici öğretmenimiz bir kaç grup daha oluşturduktan sonra bana seslenince tüm dikkatim tekrar adamın üzerinde toplandı. "Suho, Baekhyun ve..." Adamın dikkati sınıfın en arkasına gitti ve tekrar gülümsedi. "Chanyeol."

"Kepçe Kulak okula gelme zahmetine girmiş bakıyorum." dedi Sehun alay dolu ses tonuyla. Chanyeol'ün homurdandığını duydum ama kimse bunun üzerinde durmadı. Chanyeol'ü pek tanıdığım söylenemezdi. Tüm derslerde ya defterine bir şeyler karalar ya da uyurdu. En arka sıra gözdesiydi ve ah...Bir de okula pek gelmezdi. Sınıfta yoklama alınmasa adını bile bilemeyebilirdim. Ezik veya popüler değildi, kendi halinde takılıyordu. Suho'ya gelirsek, grubumuzdaydı ama ödevimizde bir yeri olmayacaktı kesinlikle.

"Ödevleri ay sonuna istiyorum. Bir haftanız var demek oluyor bu." dedi adını unuttuğum öğretmen bozuntusu. O sırada defterimden kopardığım bir kağıda telefon numaramı yazdım ve arkamda oturan kızdan elden ele Chanyeol'e göndermesini istedim. Sanırım bir an numarayı ona verdiğim için umutlanmıştı. Kağıt Chanyeol'e ulaşmadan önüme döndüm ve dersin bitmesini bekledim.

''Ödeviniz için hangi konularını düşünüyorsunuz?''

''Süpernovalar!'' Sınıfta konuşulanları dinleyen kesim In Mi'nin atılımına dönüp baksalar da ben aklımı kendi ödev konumla meşgul etmeyi tercih ettim.

''Peki ya siz?'' Çok geçmeden öğretmenin boş bakışlarını Suho, Chanyeol ve benim üzerimizde gezdirdiğini gördüm.

''Solucan Delikleri?'' Birisi benimki olmak üzere iki farklı ses tonundan aynı anda çıkan kelimelerin ardından şaşkınlıkla arkama döndüm. Chanyeol konuşabiliyor muydu?

Adam halinden memnun bir şekilde aynı soruyu başkalarına yöneltirken Chanyeol'le bir kaç saniyeliğine bakıştık ama sonra gözlerini kaçırdı ve defterini karalamaya devam etti. Önüme döndükten hemen sonra onun taktiğini uyguladım, ders gelip geçene kadar defterimi karaladım.

~

''O adamdan nefret ediyorum, tam bir...Ah, unutun gitsin.'' Herkes umursar gibi yapıp umursamayarak Sehun'a bakıyordu. Tüm gün fizik dersine ve öğretmene sövüp durmuştu ve birinin artık konuyu değiştirmesi gerektiğine inanıyordum.

''Peki ya sen Baek, sen kiminle eşleştin?'' Sorunun kaynağı olan Kyung Soo'ya döndüm ve Suho'ya ters bir bakış attıktan sonra ''Suho'yu saymazsak Chanyeol.'' diye yanıtladım. Suho durur mu? Hemen itiraz dolu bir ses tonu takındı. ''Diğer döllerden hızlı davranıp ödevi ve okulu sevmeyen biri olarak dünyaya geldiğim için beni suçlayamazsınız!''

Don't Cry Tonight ☆ Birinci Kitap ☆ ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin