Akşam akşam bölüm beklediğinizi biliyorum.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşamamanızı umarak söylüyorum ki...Bölüm yarın gelecek.
Bunu yazmamın sebebi herkesin okuyup oy vermesi değil. İçimde biriken küçük kelimeler.
Minnettarım.
Sizi seviyorum.
Teşekkürler.
Hep benimle olun.Öncelikle şu konuya bir açıklık getirelim. Bu hikayeyi zevk aldığım için yazmıyorum. Yani elbette bazı bölümleri nadirende olsa zevkle yazıyorum ama asıl sebep bundan çok uzak. Sanırım biliyorsunuz ama ben söyleme ihtiyacı duyuyorum. Sizsiniz. Baştan aşağı bu kadar hızlı ve çok yazmamı sağlayan şey size karşı duyduğum korku ve sevgi.
Ulan aklım çıkıyor birinizi bile kaybedeceğim diye.
Belki okuyucu gözüyle bakınca belli olmuyor ama bildirimlerden gördüğüm kadarıyla birkaçınızı kaybettim. Aklıma geldikçe gözlerim yanıyor. Gerizekalı az daha güzel yazsana diye söyleniyorum. Bazen keşke bu kurguyla başlamasaydım diye düşünüyorum. Daha etkileyici şeyler beklediğinizi tahmin edebiliyorum.
Duygusallık yaparsam okuyanlar sıkılır mı? Bir şeyler eklesem saçma olur mu?
Bunları düşünmeden başlayamıyorum bir bölümü yazmaya.
Yatarken ve kalkarken aklımdan hep aynı şey geçiyor: "Acaba hikayeyi okumayı bıraktılar mı?"
Deliriyorum resmen.
Her neyse. Bunu yazmamdaki amaç sadece içimdekileri biraz da olsa size sunabilmekti. Yorum yapma veya oy verme zorunluluğuna kesinlikle hiçbir şekilde sahip değilsiniz.
Sadece sizi seviyorum.
İyi akşamlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Cry Tonight ☆ Birinci Kitap ☆ ChanBaek
Fanfic''Geceleri yıldızlar odamı aydınlattığında, tek başıma oturuyorum. Ay ile konuşuyorum, seni geri almayı deniyorum. Senin de orada olup benimle konuşman umuduyla. Yoksa yalnız başına orada oturup ay ile konuşan bir aptal mıyım? Hiç sana seslendiğimi...