☾yirmi altıncı bölüm☽

7.9K 604 264
                                    

Dün yazdıklarımın etkisinden hala çıkamadığım doğrudur. Bu bölümde cücücücücücük bir şey var daha fazlasını istemeyin vallaha yanaklarım alev aldı dün.

Uzun zamandır -birkaç gündür- söylemiyordum sizi ne kadar sevdiğimi. Yine başlıyoruz *gözlerini devirir* *gözlerinden kalp fışkırır*

Son zamanlarda sebepsizce mutluyum, sizinle birlikte, bu sayıyla, yorumlarınızla, vermediğiniz oylarla bile mutluyum be. Sanırım bundan sonra siz olmadan mutlu olamam. Okuyucularım benim için her şey demek. Evet, bunu okuyorsan seni seviyorum. Oy verip vermemen önemli değil, sadece okuyorsan sana minnettarım.

Öhöm, gerçekliğe dönebiliriz.

Hoşt! hamakta sallanıyordum ve aklıma gelen düşünce eşliğinde neredeyse yere yapışıyordum. Balkonun duvarındaki örümcek bile korktu tepkimden dolayı. Ne olduğunu şimdilik söylemeyeceğim. Sadece şunu bilin ikinci kez finalden vazgeçtim. Hadi gidin bölümü okuyun.

İyi okumalar...

~

| Nefeslerimiz birbirleriyle dans ederken Chanyeol içimden çıktı ve beni kendine çevirip sarıldı. "Sana Son Popo Bükücü olduğumu söylemiştim Baekkie." |

~

Kafamı Luhan'ın sırasına çevirip "Sehun nerede?" diye sorduğumda endişeli bir ifadeyle "Bilmiyorum." dedi. Pek fazla devamsızlığı olduğu söylenemezdi ve gelmeyeceği günler genellikle gruba 'Ders dinleyerek ölün ezikler, ben yatağımda ve huzurla öleceğim.' mesajını atardı. Şimdi ise ne mesajı vardı ne de kendisi. Luhan'ın bile haberi yoktu.

"Sabah okula erken gelmiştim," Yanımdan gelen üçüncü ses üzerine o tarafa döndüğümde Sehun'un boş sırasına çantasını koyan Chanyeol'ü gördüm. "Sehun sınıftaydı ve tek başına oturuyordu."

"Peki şimdi nerede?" Luhan heyecanla atıldığında sorarcasına Chanyeol'e baktım.

Omuz silkti ve yanıma oturdu. "Bilmiyorum," İşaret parmağını bana doğrulttu. "seni beklemek için bahçeye çıktım. Döndüğümüzde zaten yoktu."

Onu onayladıktan sonra Luhan'a Sehun'u hiç arayıp aramadığını sormak için arkama döndüğümde telefonu kulağına tuttuğunu gördüm. Evet, Sehun'u arıyordu.

Açmasını dileyerek önüme döndüm ve beklemek yerine sıramın altından defterimi çıkarttım.

"Alo?" Heyecanlı ses üzerine tekrar arkamı döndüğümde Luhan'ın dudakları öne uzanmış, kaşları havalanmıştı. "Sehun? Alo?" Kaşları yavaşça çatıldı. "Sehun!"

"Ne diyor?" Merakla sorduğumda telefonu kulağından çekti ve ekrana aval aval baktı.

"Açtı ve kapattı. Derdi ne bu çocuğun?"

"Belki depresyona girmiştir." dedi Chanyeol omuz silkerek.

Ben hafif yukarı kıvrılmış bir dudakla Yeol'e bakarken Luhan sırasının üstündeki defterleri çantasına tıktı ve çantasını omzuna asarak ayaklandı. "Onu bulmaya gideceğim."

"İyi şanslar, bulduğunda bana haber ver."

Luhan gitmeden önce beni onayladı ve aceleci adımlarını sınıfın dışına doğru yönlendirdi. Chanyeol ve ben o gözden kaybolduktan sonra aynı anda birbirimize döndük.

"Eee, Baekkie?" dedi sıraya yayılarak. "Popon ne durumda? Ağrı kesici içtin mi?"

Onu kafamla onayladım ve gülmemeye çalıştım. "Dün gece eğlendin mi Yeol?"

Don't Cry Tonight ☆ Birinci Kitap ☆ ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin