ii

1.7K 134 209
                                    

Giyuu, odasının derinliklerinde bulduğu el sürülmemiş fizik kitabını ve eksiklerle dolu fizik defterini sırt çantasına yerleştirdi. Kalemlik ve eskiz defterini de ekledikten sonra çantası hazırdı. Gri çantayı kapının kenarına koydu, daha sonra üstüne salaş bir tişört ve eşofman geçirdi. Parfümünü sıktı ve saçlarını dikkatlice taradı. Sanemi'nin karşısında düzgün görünmek istiyordu.

Hazırlıklarını bitirdiğinde çantasını aldı ve odasından çıktı. Ev arkadaşı Sabito ve ortak arkadaşları Shinobu televizyonun karşısındaki kotlukta oturmuş video oyunu oynuyorlardı. İkisine fark edilmeden hızlı adımlarla kapıya ilerledi fakat kızın keskin duyularını hafife almıştı.

"Nereye gidiyorsun Giyuu? Akşam yemeğini hep beraber yiyeceğimizi sanıyordum." Siyah saçlı oğlan onu kurtaracak bir cevap düşünmeye başladı ve yavaş adımlarla salona yaklaştı. Fakat Sabito ona konuşması için fırsat bile tanımamıştı.

"Shinazugawa ile date ayarlamış." Gözlerini ekrandan ayırmadan söylediği cümle sonrasında kız şaşkınlıkla gözlerini Giyuu'ya çevirmişti.

"Hayır bu kesinlikle bir date değil, sadece bana ders çalıştıracak." Ellerini göğsünde birleştirdi ve kendini umutsuzca savunmaya çalıştı.

"Gördün mü? Oldukça sinirlendi yani bu bir date." Kız ikisinin didişmesine sessizce kıkırdarken Giyuu kızarmış bir suratla arkasını döndü ve kapıya ilerledi. Onunla tartışmaya devam ederse geç kalacaktı.

Ayakkabılarını giyip dışarı çıktı ve kulaklığını takıp birkaç cadde ötedeki kafeye doğru yürümeye başladı. Müziğin ritmiyle adımları hızlanırken çoktan düşüncelerine dalmıştı bile. Bu bir date değildi ve kesinlikle olamazdı. Sanemi sadece onun bitkin haline acımış ve yardım etmek istemişti.

Uzun caddede yürürken gözleri karanlık ara sokaklara kaydığında ürperdi. Son zamanlarda mahallesi giderek tehlikeli bir yer olmaya başlamıştı, insanlar bir çetenin arka sokaklara dadandığını söylüyordu. Giyuu aynı dedikoduyu birkaç hafta önce okulda da duyduğunu anımsadı. Söylenilene göre okulun ikinci öğretim öğrencilerinden bir grup, çeteleşerek tehlikeli işlere bulaşmıştı ve başlarına çeşitli belalar açıyorlardı. Çetelerine İblisler denmesini istiyorlar ve meyilli insanları aralarına çekmeye çalışıyorlardı. Tiksintiyle başını salladı ve düşünceleri dağıtmaya çalıştı, neyse ki arkadaşlarının bu pisliğe asla bulaşmayacağını adı gibi biliyordu.

Kafeye yaklaştığında adımları yavaşlamıştı, istemsizce hızlanan kalbini dizginlemek adına derin bir nefes aldı ve dükkanın ahşap kapısını iterek içeri girdi. Biraz durup gözlerini kahverenginin ağırlıklı olduğu dükkanda dolaştırdı, gözleri sıra sıra dizilmiş ahşap masaları taradı. Cam kenarındaki masalardan birinde Sanemi'nin beyaz saçlarını fark ettiğinde gülümsedi ve masaya doğru ilerledi.

"Merhaba." Garip gülümsemeyi yüzünden silerken her zamanki donuk yüz ifadesini takındı ve çantasını deri koltuğa bıraktı.

"Selam." Beyaz saçlı oğlanın karşısına oturduktan sonra sonunda cesaretini topladı ve gözlerini ona çevirdi. Üstündeki siyah hoodie ile beyaz saçlarının oluşturduğu kontrast bir anlık da olsa Giyuu'nun nefesini kesmeye yetmişti. Bakışlarını gözlerine yönelttiğinde göz göze geldiler. Genelde olduğunun aksine son derece sakin gözlerle karşılaşmak onu biraz şaşırtmıştı.

İkili arasındaki sessizliği yanlarına gelen garson bozdu. İkisi de birer kahve söyledikten sonra Giyuu çantasından fizik ile alakalı kitapları çıkartmıştı.

"Yepyeni görünüyor." Sanemi kitabın boş yapraklarını çevirirken gülerek konuştu, eğlenmişe benziyordu. "Durum sandığımdan da kötü gözüküyor. Senin için üzüldüm Giyuu, artık fizikten geçmek zorundasın."

warrior | sanegiyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin