iv

1.5K 118 205
                                    

Giyuu, Sanemi'nin yardımıyla arabanın yolcu koltuğuna oturmuş ve torpido gözünden çıkan ilk yardım setiyle dikkatlice tedavi edilmişti. Sanemi, kaşındaki yaraya bir cerrah hassasiyetiyle pansuman yapmış ve ufak bir yara bandı yapıştırmıştı.

Giyuu, onun kendisine karşı bu derece nazik ve özenli davranmasını anlamıyordu. Neler olduğunu detaylıca düşünmeye ihtiyacı vardı, bu yüzden bir an önce eve gitmek istiyordu. Daha Sabito'dan azar yiyecek ve durumu kurtarmaya çalışacaktı.

"Akşam Mitsuri'nin doğum gününe geleceksin, değil mi?" Giyuu düşüncelerinden sıyrılıp beyaz saçlı çocuğa döndü. Doğum günü mü vardı?

"Davet edildiğimi sanmıyorum." Sessizce söylediği cümleden sonra gözlerini cama doğru çevirdi. Fakat Sanemi beklemediği bir şekilde ona çıkışmıştı.

"Saçmalama Tomioka. Mitsuri hepimizin olduğu gruba yazdı ve cevap vermediğin için seni aradı. Shinobu da aradı ve hatta ben de aradım ama asla cevap vermedin. Kendini aşağılamak yerine arada telefonunu kontrol etsen iyi olur gerizekalı." Sanemi sinirle cümlelerini sıraladıktan sonra direksiyondaki elleri tutuşunu sıkılaştırdı ve gaza biraz daha yüklendi.

Giyuu, böyle bir azar yemeyi cidden beklemiyordu. Kafasını duvara vurduğu sırada bayılmış olmalıydı, aksi mümkün değildi. Cebinden telefonunu çıkartıp asla kontrol etmediği bildirim ekranına girdiğinde yığılmış bildirimlerin arasında Sanemi'nin adını gördü. Üç gün önce onu aramıştı ama Giyuu fark etmemişti bile.

"Üzgünüm." Kendine küfür ederek telefonu tekrar cebine koydu ve derin bir nefes aldı. Boşuna mı depresyona girmişti yoksa Sanemi onunla dalga mı geçiyordu anlayamıyordu. Şimdilik bunları daha sonra düşünmek üzere bir köşeye bıraktı ve doğum gününe odaklandı. "Mitsuri için bir doğum günü hediyem yok."

"Sorun değil, Tanjiro beni çağırdığı sırada hediye almaya gidiyordum. Senin yerine de bir şeyler seçebilirim." Giyuu onu kafasıyla onaylamakla yetindi, başı yediği yumruktan dolayı fena halde sızlamaya başlamıştı. Bu halde hediye almaya gidebileceğinden emin değildi. Kısa bir yolculuk sonrasında araba, Sabito ile paylaştığı apartman dairesinin önünde stop etti.

"Parti 5. bölgedeki barlar sokağında olacak. Mitsuri ve Obanai beraber gelecekler. Rengoku, Shinobu ve Gyomei'yi alacağını söyledi. Tengen ise üç tane sevgilisi olduğu için başka birini alamıyor. Yani eğer istersen... Eğer istersen beraber gidebiliriz." Giyuu konuşmanın nereye gideceğini anlamaya çalıştığı süre boyunca karşısındaki oğlanı incelemişti. Hareketleri garipti, sanki gergin gibiydi ve sonunda baklayı ağzından çıkardığında daha da gergin gözükmüştü. Sessiz geçen her saniye sonunda Sanemi patlamak üzere olan bir bomba gibi gözükmeye başlıyordu.

"Pekala, olur." Giyuu gevelemeden hızlıca cevap verdi ve karşıdaki oğlanın rahatlamasını izledi. Ardından arabanın kapısını açtı ve indikten sonra camdan konuştu. "Teşekkür ederim, Shinazugawa."

"Önemli değil. Bu sefer telefonunu kontrol etmeyi unutma." Sanemi'nin yüz ifadesi tekrar sinirli bir hal aldığında Giyuu gergin bir şekilde gülümsedi ve arabadan uzaklaştı. Arkasını dönüp kapıya ilerlerken arabanın uzaklaşan sesini duymuştu.

Yüzündeki aptal gülümsemeyle kapıyı çalmak için bir hamle yaptı fakat kapı açıldığında eli havada kaldı. Sabito sinirli bir şekilde kendisine bakıyordu. Giyuu yutkundu, işte şimdi başı dertteydi.

Saçlarını son kez düzelttikten sonra aynada kendini inceledi, beyaz tişörtü ve kot ceketiyle fena gözükmüyordu. Aynalı dolabın kapağını açtı ve uzun süredir kullanmadığı parfümlerinden birini birkaç kez sıktı. Hazır olduğunu düşünüyordu, saatini kontrol ettiğinde sekize sadece beş dakika kaldığını gördü. Hızlı adımlarla odasından çıktı ve ayakkabılarını giymek için girişe yöneldi.

warrior | sanegiyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin