x

1.2K 97 80
                                    

Bahar artık şehir üzerindeki etkisini tamamen arttırmıştı, Giyuu bunu tenini okşayan ılık rüzgardan ve etraftaki çiçek kokusundan bile anlayabilirdi. Her zaman bahar mevsimlerini seven biri olmuştu, doğanın can bulup uyandığını görmek ve ardından sararıp solarak tekrar uyumasını izlemek ona büyüleyici geliyordu.

Odasının güneş alan geniş camlı köşesinin hemen bitişiğinde bulunan yumuşak minderinde uzanmak bile şu an onu mutlu etmek için yeterliydi fakat bu ilkbahar her zamankinden farklı bir şey barındırıyordu. Bu Giyuu'nun onunla geçirdiği ilk bahar olacaktı.

Saçlarının arasında gezinen parmakları hissettiğinde belli belirsiz gülümsedi ve dikkatini okuduğu kitaptan ayırmamaya çalıştı. Saçlarını nazikçe okşayan eller yüzünü bulduğunda parmak uçlarının yüz hatlarında dolaştığını hissedebiliyordu. Sonunda oğlanın işaret parmağı dudaklarının kenarını bulduğunda huylanarak hareketlendi ve elindeki kitabı kapattı.

Huysuz bakışlarını yukarıya, dizinde yattığı oğlana çevirdiğinde yüzündeki yaramaz sırıtışı gördü. Gözlerini devirip doğrulmak için hamle yaptığında oğlanın kolları onu hızlıca yakalayıp geri yatırdı.

"Hey, tamam! Hemen mızıkçılık yapıyorsun." Sanemi oğlanı kollarıyla tamamen sardı ve onu dizlerine yan bir şekilde oturtup sanki bir bebekmiş gibi kucakladı. Giyuu başını arkaya yasladığında oğlanın kollarının arasında kaybolmuştu, yine de oldukça rahat gözüküyordu.

"Bu bizim kitap okuma saatimizdi." Huysuzluğunu korumayı seçti ve homurdanarak bakışlarını oğlanın güzel yüzünden çekip yan taraftaki cama yöneltti.

"Biliyorum ama..." Giyuu oğlanın parmaklarını tekrar yüzünde hissetti, Sanemi onu nazikçe kendisine doğru çevirdi ve dudaklarına yumuşak bir öpücük bıraktı. "...seni özledim."

İşte bu onun için yeterliydi. Tüm huysuzluğu uçup gitmişti ve oğlan adeta onun gardını kaldırıp bir kenara fırlatmıştı. Giyuu vücudunun sıcaklık seviyesinin yükselmeye başladığını hissedebiliyordu, neredeyse bir buçuk aydır çıkıyorlardı ve yine de bu duruma alışmakta yeni sayılırdı.

Soğukkanlı davranmaya çalışarak işleri batırmamayı denedi ve ellerini yavaşça kaldırıp oğlanın yüzüne yerleştirdi. O an ikisi de susmayı tercih ediyordu, gözleri birbirlerine bu kadar çok duygu aktarırken konuşmalarına gerek yoktu.

"Sanki bu ara ekstra huysuzsun, sorun ne?" Sanemi, saçlarını yumuşakça okşamaya devam ederken oğlan mavi gözlerini ondan kaçırmayı tercih etti. Geleceğiyle ilgili Giyuu'nun aklını kurcalayan pek çok soru vardı.

"Aslında, şey..." Temkinli bir şekilde duraksadı ve yutkundu. "Okul mevzusunu düşünüyordum. Cidden kafam çok karışık, Mühendislik Fakültesi'ndeki kaydımı dondurdum ama gerçekten Güzel Sanatlar Fakültesi'nin yetenek sınavını geçebilecek kadar iyi miyim bilmiyorum."

Oğlanın endişesi karşısında Sanemi'nin bakışları anlayışla yumuşadı ve sıcak nefesini dışarı üfledi. "Pekala, gördüğüm kadarıyla şunu söyleyebilirim ki sen bu konuda tanıdığım herkesten daha yeteneklisin. Bu yüzden canını bu şekilde sıkmana gerek yok. Kaydını dondurman yanlış bir tercih değildi. Sınav için de yeterli olmadığını düşündüğün bir alan varsa biraz pratik ve çalışma her şeyi çözecektir."

Giyuu oğlanın söylediklerinden sonra yanaklarının pembeleşmesine engel olamamıştı, övülmeyi ve birinin ilgi odağı olmayı yadırgıyordu. Gözleri düşünceli bir şekilde uzak bir noktaya daldığında düşüncelere boğulmuştu, onu bu kadar destekleyen ve yeteneğine güvenen birinin daha fazla şey bilmeye hakkı olmalıydı. İçinden bir his, sürekli oğlana karşı daha açık olması gerektiğini tekrarlıyordu.

warrior | sanegiyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin