v

1.4K 110 169
                                    

"Amma abarttın Shinazugawa, ne söyleyeceksen söyle artık." Obanai yakın arkadaşına sinirle çıkıştığında kız arkadaşı Mitsuri onu sakinleştirmek adına ellerini tutmuştu.

"Sevgilim, bu kadar önemli bir şey olmasaydı bizi bekletmezdi. Sakin ol lütfen!" Siyah saçlı oğlan yanında oturan kızın telkiniyle sakinleşirken Sanemi gözlerini devirdi ve boğazını temizleyerek sözü devraldı.

"Biliyorsunuz ki özellikle bizim fakültede son zamanlarda bir çete türedi."

"İblislerden mi bahsediyorsun? Kulübümüzün rakibi olan?" Rengoku elindeki kokteyli masaya bırakmış ve dikkatini tamamen konuşmaya vermişti. Giyuu gözlerini hızlıca uzun masanın etrafına dizilmiş insanların yüzlerinde gezdirdi, konu herkesin ilgisini çekmiş gibiydi. Arkadaşları ile ortak noktası okula kaydolduğu ilk günden beri üyesi olduğu Kendo Kulübüydü, kılıç sanatlarındaki yeteneği ise küçüklüğüne kadar dayanıyordu.

"Evet, Kyo. 'Karma Dövüş Sanatları Kulübü' adı altında bahisli dövüş organize eden ve daha bir sürü pis iş çeviren siktiğimin iblisleri..." Beyaz saçlı oğlan sinirle derin bir nefes aldı ve toparlandı. "Aramızda görünmez bir rekabet olsa da bize bulaşmamışlardı. Fakat bu sabah... Ortalığı biraz karıştırmış olabilirim."

Sanemi cümlesini bitirdiğinde masada birkaç saniye süren bir sessizlik olmuştu, Giyuu stresle saçlarıyla oynarken gelecek tepkilere kendini hazırlamaya çalışıyordu.

"Bu da ne demek şimdi?" Siyah saçlı oğlan, gözlerini çaprazında oturan Tengen'e çevirdiğinde onu ilk defa bu kadar ciddi gördüğünü fark etmişti.

"Giyuu, sen anlatmak ister misin?" Yanında oturan beyaz saçlı oğlan ona doğru dönüp isteksizce sorusunu yöneltmişti. Giyuu yerinde rahatsızca kıpırdandı ve masaya yaklaştı.

"Sabah yürüyüş yapıyordum ve ara sokaklardan birinde üç herifin iki küçük çocuğu sıkıştırdığını gördüm. O an kendime engel olamadım ve çocuklara yardım için olaya dahil oldum. Herifler fena dövüşüyorlardı ama neyse ki Sanemi de tesadüfen oradaymış." Konuşmayı bitirdikten sonra bakışlarını yanındaki oğlana çevirdi, Sanemi ciddiyetini bozmadan onun bitirmesini beklemişti.

"Bu kaşındaki yarayı açıklıyor öyleyse. Ah, geçmiş olsun Tomioka!" Mitsuri endişeli gözlerle kendisine bakarken Giyuu sessizce teşekkür etmişti.

"Sizi böyle bir belanın içine soktuğum için hepinizden özür dilerim, benimle daha fazla görüşmek zorunda değilsiniz." Giyuu cümlesini bitirdi ve kollarını göğsünde birleştirip sandalyesine gömüldü. Yanındaki sandalyede oturan oğlan hayretle ona döndüğünde bakışlarını kaçırdı, onların arkadaşlığını hak etmiyordu.

"Saçmalama Tomioka! Sen bizim arkadaşımızsın ve yanlış bir şey de yapmadın, aramızdan kim olursa olsun o çocuklara yardım ederdi." Kyojuro her zamanki dost canlısı yaklaşımıyla konuya dalmıştı.

"Katılıyorum, kaçmak fazla gösterişsiz olurdu." Tengen kaslarını şişirip duruşunu dikleştirdi ve siyah saçlı oğlana çapkınca göz kırptı. Giyuu bu harakete karşılık övünmeli mi yoksa dehşete mi kapılmalı karar verememişti.

"Kedi olalı bir fare tuttun Tomioka, o şerefsizlerden nefret ediyordum." Obanai hayatında belki de ilk kez Giyuu'yu övmüştü.

"Harikasın Giyuu!" Mitsuri'nin onu övdüğünü duyduğunda Obanai'nin bakışları kıskançlıkla değişirken Giyuu gergin bir şekilde kafasını başka bir yöne çevirdi. Obanai onu kesinlikle son kez övmüştü.

"Yine de bu durumdan Ubuyashiki-san'a bahsetmemiz gerekli, zavallı çocukların başına çok daha kötüsü gelebilirdi." Gyomei sessizliğini bozduğunda herkes onu başıyla onaylamıştı. Ubuyashiki, kulüplerinde ders veren orta yaşlı bir kılıç ustasıydı. Hepsinin üzerindeki emeği tartışılmaz bir noktadaydı.

warrior | sanegiyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin