Multimedia , Cenk
Bugün cumartesi ah, yaşamak varya. Şimdi şarkının hepsini yazardım ama bugün Cumartesi tembellik günü.
Uyandım ama kalkmadım. Bir yarım saat sonra kendimi uykunun kollarına teslim ettim. Uyundığımda saat 4 : 00 dü. Cüş rekorumu kırmışım. Evet bu benim için bir rekor. Hemen Ceren ' i aradım ve akşama lunapark planı yaptım. Tembellik demiştim demi. Ama eğlence daha ağır basıyo.
...
Lunaparka geldiğimizde ikimiz de birbirimize bakıyorduk. Sonunda dayanamadım ya ama napıyım on dakkamı burda harcayamam. "Hadi neye binicez on dakikadır burda sap gibibi dikiliyoz." Alayla bana baktı " Bizi buraya getiren sizdiniz Ezgi hanımcim ee yani biz zahmet de neye binicemizi söyleyin. " son kelimelerinde sesi yükselmişti. "İyi be şuna binelim" kaç yıldır bu alete ağırlıklı olarak biniyodum ama hala aleti 'şuna' veya 'şu ' diye işaret ediyodum. Ne kadar akıllıyım demi.
On alete falan bindikten sonra çıkışa yürümeye başladık. Çıkışa yürürken önümüzde de bir çocuk vardı ve saçları çok tanıdık geliyordu. Çocuk arabasına bindi . Plaka. Plakaya bak. Cenk, bu Cenk 'in plakasıydı. Saçları da Cenk 'e benziyordu. Kesin Cenk'ti. Ne kesin Cenk'ti menkti zaten Cenk. Hemen gittim ve arabanın kapısını yumruklamaya başladım. Biraz salakça bir hareket tamam tamam tam bir mallık ama sonuçta kaç yıllık arkadaşım özledim abi napam. Kapıyı açtı ve sarıldı. Abi malmısın insan bi sen kimsin der.
"Evet sen kimsin demedim çünkü lunaparka girdiğinden beri seni izliyorum beni farkedebilicek misin diye" bunu demesiyle gözümden bir damla yaş aktı.
İşte birbirimizi bu kadar çok seviyoruz. Birbirimizi hiç unutmadık bundan sonra da unutmıcağımıza eminim.