BÖLÜM 38

2.4K 115 3
                                        

"Kerem sanırım biraz erken geldik daha doğrusu gelmiştik yarım saattir bekliyoruz. "

" Aynen. Saat
daha sekiz , ders sekiz çeyrekte başlıyor."

"Onbeş dakka var daha "

"Sınıfa yavaş yavaş gidelim mi baby"

"Gidelim... eeee. Ben bir şey söylemiyim en iyisi."

"Tamam bebeğim sen Kerem de sana daha çok yakışıyor. "

" Evet bende bundan bahsediyorum."
Dedim o sırada da Kerem etrafına bakındı.

"Ezgi niye kimse gelmiyor. "
Bende etrafıma bakındım ve "bilmem ama sadece yedi dakika kaldı bence biz sınıfa geçelim. "

"Haklısın gel" dedi ve elimi tutup ilerlemeye başladı.

Koridora girince Kerem'in elini sıkıp "Bir dakika geliyorum. " dedim. Dolabımdan eşyalarımı almam gerekiyordu.

Dersimiz tarihti bu yüzden tarih kitapları ile defterimi aldım ve Kerem'in elini tuttum biraz yürüdükten sonra sınıfa gittik. Kerem kapıyı hızlıca açtı.

Tabii karşımızda bütün sınıfı ve hocayı görmeyi beklemiyorduk.

Nasıl yani saat daha sekizi on geçiyor. Derse beş dakika var.

"Ezgi ve Kerem doğru müdürün odasına. Geç kağıdı alın "

Kerem elimden tutup beni sürükledi. Ben de daha derse nasıl geç kaldığımızı anlamaya çalışıyordum. İmkansız.

"Evet ne istiyorsunuz?"

"Anne..."

"Öhm Öhm"

" Ay aman hocam, geç kağıdı alabilirmiyiz."

"Tamam. Alın." Yazıp vermişti.

Sonra devam etti. "Nasıl bu kadar geç kaldınız. Ders başlayalı 55 dakika oldu dersin bitimine beş dakika var."

Bu sefer Kerem "Ne ann... hocam hayır dersin başlamasına daha üç dakika var." Diye diretti.

" Kerem saatini ileri almadın mı? O kadar da söyledim." Sonra bana dönüp samimi bir sesle " Sen de mi Ezgicim" dedi.

"Maalesef hocam" diye mırıldandım.

Kerem hiç beklemeden müdürün daha doğrusu annesinin odasından çıktı. Ben de en azından teşekkür ederiz hocam dedim ve geç kağıtlarını aldım. Kerem herşeyi halletmişti. Ben sadece geç kağıtlarını aldım.

Bu arada saatlerin ileri alındığı daha yeni kafama dank ediyordu.

Kerem de anlamış olucak ki yüzü şekilden şekile girmeye başladı.

...

Öğle arasında oturmuş lunapark planları yapıyorduk.

Cenk ise roket roket diye bağırıp bütün bakışların bize çevrilmesini sağlıyordu. Gerçi onun bağırmasına gerek yoktu çünkü zaten Kerem sayesinde herkes bize bakıyordu.

Ama ben daha çok lunaparkı düşünüyordum. Yaşasın lunaparka haftaya cuma gitmeye karar vermiştik. Çok heyecanlıydım. Yeeeeeah.

Ben bunları düşünürken zil çaldı şansa bak hep böyle oluyor. Neyse .

Mızmızlanmayı bırakıp ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Zaten bizimkiler kalkmıştı.

Şimdi dersimiz fizikti. Allahım sana geliyorum.

"Ezgi akşam bizde kalsana." Diye sızlandı Ceren. Sınıfa girerken.

" tamam "diye kısa ve öz bir şekilde cevapladım.

Bu gün rahat bir uyku çekebilirdim. Niye mi çünkü yarın tatildi.

Arkadaşlar çok beklettiğimi biliyorum. Bunun için çok üzgünüm ama size şöyle bir haberim var.

Kitabımı tamamlamayı düşünüyorum. Şu sıralar da kitabım için güzel bir son düşünmeye çalışıyorum. Bu yüzden bölüm baya baya baya ve baya gecikti.

Neyse

Kitabımın ikincisini yazıcakmıyım bilmiyorum. Eğer yazmayı düşünürsem size haber veririm.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

UKALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin