"Gelin buraya kaçmayın yaramazlar"diye bağırıyordum.
Olivia ve Meredith'in arkasından.
Onlar kim diye sorarsanız biricik kedilerim.
Tabi minik arkadaşım Max'i de ziyaret ediyordum.
Nerdeyse hergün akşam.
Ben bunları düşünürken ve kedilerimi yakalamaya çalışırken Emre yani kardeşim merdivenlerden inip kedileri kucağına aldı.
"Kedi böyle yakalanır keleş."
Keleş mi? Gerçekten mi?
İç Ses :
Evet keleş. Bi sorun mu var.
Lan bunlar beni delirtmek için örgütlenmiş.
" Of of gine of gene of of of of of of of fok"
'Fok' nerden çıktı lan.
İç Ses :
Senden
Oha ama Cüş ama yuh ama eben ama ne diyim ben sana.
Sanki kendisi farklı bi insanmış gibi senden diyo lan.
Geberttircek bana kendini.
Gerçi şimdi ben onu gebertirsem kendimi gebertmiş olurum.
Kendimi gebertmiş olunca da ölmüş olurum." Ablacım gel sakin ol bak keleş dediğim için özür dilerim ne istersin. Bak istersen sana gidip cips alıyım. He ister misin? Ay ben yerim bu güzel ablayı çok tatlı."
İlk defa bu çocuğun bu bu kadar uzun bir cümle kurduğunu gördüm daha doğrusu duydum.
"Uzatma Emre daha vermicem. Ne zaman unut o zaman. "
"Ama çık merak ediyorum. Ne aldın bana hadi lütfen. Bak unutuyorum. " dedi ve aldığı yastığı kafasına vurdu.
"Taaaaaaaammmaaaaaaaaaaam gel veriyim. Seninle uğraşamam şimdi. "
Dedim ve kolundan tutup sürüklemeye başladım. Gerçi o benden önde gidiyodu.
" Nereye gidiyosun"
Diyip yakasından çektim çocuk aşağı iniyodu.
Odama götürdüm
"Ama ben buraya bakmıştım." Diye inleyince.
" Fark ettim canım odanın ağzına sıçmışsın."
Bu sefer odamdaki banyoya götürdüm.
" Ama buraya da bakmıştım"
"Fark ettim, ediyorum, edicem de o yüzden sus"
Pencerede ki kartonu çekip hediyeyi aldım ve Emre'ye verdim.
Kutuyu açtı ve sanırım hafif bi şok geçirdi.
Sonra boynuma sarıldı ben de ona sarıldım. Kuzum benim.
Ne kadar büyüse de peluş hayranı.
...Arkadaşlar biraz kısa oldu ama biran önce yayınlamak istedim.
Aslında normal yazdığım bölümler gibi ama bilmiyom.
Hediye multide.
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥