§ Geçmişten Gelen Mektup §

Anlaşalım-2

Tarih
Yıl=1904
Ay= Kasım
Gün= Belirsiz
Yer= Berlin Sarayı
---------------------------------------------------------
Alman İmparatorluğu: Erkek
Avs. Macar İmparatorluğu: Kadın
Weimer Cumhuriyeti: Erkek
Avusturya: Erkek
Macaristan: Erkek
Osmanlı İmparatorluğu: Kadın
Türkiye: Erkek
---------------------------------------------------------

(Part-1'i okumanı öneririm :'-D)
...

Öksürük krizi bitince ağzını hızlıca temizleyen Osmanlı, bebeğinin ağlamasını durdurmak için odaya geçti. Türkiye çok zamansız ağlamıştı. Oğlunu kucağına alıp sallamaya başladı annesi. Derinden gelen öksürmesi bebeği korkutmuş olacaktı ki sesten dolayı ağlamaya başlamış ancak annesinin kokusunu alınca yavaştan sakinleşmeye başlamıştı Türkiye.

Osmanlı pış pış sesleri ile bebeğinin yanağını öptü. "Tamam geçti canım, yüksek sesli öksürükler yok artık." dedi ve bebeğinin yavaştan sakinleşmesini izledi. Umuyordu ki sesleri Türkiye'den başkası duymamış olsun. Kucağındaki bebeğin az önceki seslerin aklına girmemesi için unutturmak maksadıyla onunla oynamaya başladı.

Osmanlı: Oyş! Senin o küçük göbüşünü yesinler! Ham yapacağım seni!

Küçük bebek ise annesinin göbeğini gıdıklayıp öpmesinden dolayı yine debelenmeye ve ıkınarak kıkırdamaya başladı. "Kurtulamazsın benden" diyip bebeği yatağa yatırdı annesi. Eli ile bebeği gıdıklamaya başladı. Türkiye ise yumruk yaptığı elleri havaya sallıyordu.

Osmanlı: Ha! Çok ayıp! Anneye el kaldırılır mı hiç? Şimdi yedim işte seni!

Bebeğinin ellerinden tutup ellerini ısırıyormuş gibi yapan Osmanlı, bebeğine oyun yaparken saçı Türkiye'nin yüzne düştü. Türkiye ise daha dünden ağzına gelen her şeyi ısırmaya hazır olduğu için ağzına düşen saçı ısırmaya çalıştı. Tabii ki de dişi daha yeni yeni çıkmaya başlayan daha doğrusu başlayacak olan Türkiye sadece damağı ile saçı ezip salyalamaktan başka bir şey yapamıyordu. Saçının ısırılmaya çalıştığını anlayan Osmanlı kafasını çekti ve yatağa oturup bebeğini kucağına aldı.

Osmanlı: Ama yeni arkadaşa bakmaya gidecektik oluyor mu böyle?

Türkiye annesine boş boş baktı. Sonra debelenip soru sorar gibi ses çıkardı. Osmanlı bebeğinin dudağına parmağı ile dokunup "Evet annem, başka bir bebek göreceğiz şimdi. Kardeş olursunuz belki." demişti. Türkiye ise konuşmaya çalışırcasına sesler çıkarıyordu. Osmanlı da "Kuzum" diye hitap ederek bir taraftan konuşmasını dinliyordu bir taraftan da Türkiye'ye bir kıyafet çıkartmaya çalışıyordu.

Güzel bir kıyafet bulunca bebeğinin ilk bezini sonrasında ise kıyafetini değiştirdi. Bebek Türkiye ise ayağı ile uğraşmakla meşgulken Osmanlı bir koşu lavaboya gitti ve salyalı saçını suyla temizleyip geldi. Ardından hızlıca üstünü değiştirdi. Sonrasında yatakta duran bebeğinin yanına gidip tombik ayaklarından tuttu.

Osmanlı: Gidelim mi diğer bebeğin yanına?

Türkiye yine konuşurcasına sesler çıkardı. Osmanlı da Türkiye'yi kucağına aldı ve odadan çıktı...

~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°~

Alman, karısının yanına geldiğinde üvey oğulları ile kapıda karşılaştı.

Avusturya: Baba! Sen de mi annemi ziyarete geldin?

Macaristan: Ama misafir gelmeyecek miydi bugün?

Avusturya: Evet, öyle değil miydi? Onlar nerede?

Alman, oğullarının sırtına ellerini koydu ve kapıya doğru yöneltti onları, kendisi de yönelip "Geldiler ve üstlerini değiştirdikten sonra annenize ve kardeşinize bakmaya gelecekler. Misafirlerden önce biz görelim değil mi?"