Raven POV
Lily'nin ne yaşamış olabileceğini düşünürken bir anda Robin'in sesini duydum "Raven seninle iki dakika konuşabilir miyiz? " diye sordu. Beni ve titanları bir kenara çekerken.
Kalabalıktan biraz uzaklaşınca bana sinirle dönüp "Ne yapmaya çalışıyorsun, Raven? Amacın ne? günün kahraman oldum diye haberlere düşmek falan mı? Ha? Ne cürretle sözümden çıkarsın? O kız oradan atlayabilirdi. Bir plan yapmadan nasıl oraya gidersin?" dedi aşırı sinirli bir sesle, insanlar duymasın diye bağırmıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Kimse benimle böyle konuşamaz. Artık onlara duyduğum nefret dolup taşmıştı. Vücudum sinirden hafifçe titremeye başlamıştı.
Sakin olmalıyım, şimdi onlara burada bağırırsam hiç iyi şeyler olmayacak. Bu düşünceyle kendimi sakinleştirdim. Burada patlarsam insanlar benim kötü biri olduğu düşünebilirdi. Vücudum titremeyi bırakırken, ne kadar gurur kırıcı olsa da "Üzgünüm, hatalıyım." dedim. Cyborg bana küstahça bakıp "Olsan iyi olur." dedi ve polislerle biraz konuşup eve gittiler.
Orada öylece kalmıştım. Kalabalık yavaşça dağılmaya başlamıştı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Gözlerim buğulu bir şekilde kaldırıma çöküp, ellerimi yüzümün arasına aldım."Hey," dedi bir ses. Sesin olduğu yere bakınca Lily'nin mavi gözleri ile karşılaştım."İyi misin? Ağlamış gibi duruyorsun." dedi yanıma otururken."Evet, iyiyim."dedim hafif bir gülümsemeyle."Onları sevmiyorsun galiba." dedi."Kimleri?" diye sordum merakla."Kimleri olucak, tabii ki titanları. Seni pek sevmiyorlar gi-" hızla ağzını kapattı. "Üzgünüm, öyle demek istemedim yani seni tabii ki seviyorlardır da gös-" bu sefer ben sözünü kestim. "İlk dediğinde doğrusun beni sevmiyorlar hatta benden nefret ediyorlar." dedim. Lily üzgünce "Hep böyle miydi? Yani ilk tanıştığınızdan beri." dedi.
Hayır anlamında başımı salladım. "Umm, şöyle anlatıyım. Titanların kurulduğu ilk beş yılda harika arkadaşlardık. O zaman hepimiz küçüktük. 16 - 17 yaşlarında falan. Daha sonra bir kızla tanıştık. Bu kız daha demin gördüğün şu sarı saçlı kızdı. Hatırlıyor musun?" diye sordum. Hatırlamaya çalışırmış gibi gözlerini kısıp "Evet, sanırım hatırlıyorum." dedi."Bu kız geldiği zamanlar Robin onu gruba aldı. Ben güçlerim sayesiyle onun kötü biri olduğunu anladım ve diğerlerine söyledim. Ama bana inanmadılar. Sonra zaten dediğim çıktı. Onun Slade le çalıştığını öğrendik." Lily beni durdurup "Bir dakika Slade şu garip maskeli adam değil mi?" dedi. Komik anlatım biçimine gülümsedim ve "Evet, şu garip maskeli adam. Her neyse, daha sonra dünyaya hükmetmeye çalıştılar. Onları durdurmaya çalıştık. Savaşın son kısmında ise Terra bir anda iyiliğe gelip Slade'e karşı geldi ve bun yaparken taşlaştı." dedim. Lily şokla bana bakıp "Gerçekten mi?" diye sordu. "Evet, ama 2 ay boyunca Beast Boy, Terra'yı sevdiği için depresyona girdi. Onu öyle görmeye dayanamadım ve Terra'yı kurtaracak bir sürü büyü aradım ve bulduğumda yeniden canlandırdım. Canlanınca gruba yeniden katıldı. Ama Terra gruba yeniden döndüğünde takıma bir şeyler oldu ve kimse benimle konuşmamaya, yaptığım her şeye bağırımaya, bana hakaret edip görmezden gelmeye başladılar." dedim üzgünce. Lily bana bakıp "Belki de Terra onları tehdit etmiştir. Olamaz mı?"dedi. Gülünseyip "Sanmıyorum onların duygularını hissedebiliyorum. Böyle bir şey olsa anlardım." dedim. Lily çok üzgün görünüyordu. "Kolların bu yüzden mi kesik?" diye sordu. Yutkundum."Evet, yani sadece yarısı. Bir de geçmiş acıları var." diye yanıt verdim. Buğulu gözlerimi silip "Her neyse küçük hanım, benim gitmem lazım. Seni annene teslim ede-" duraksadım ve etrafıma baktım. "Herkes nereye gitti?" diye sordum. Şaşırmıştım. Ne ara gitmişlerdi? Lily bana bakıp "Polis benimle konuştuktan sonra gitti, buradan geçen olay ilginçleşmeyi bırakınca gitti ve annem olduğunu düşündüğün kadın," arkamızdaki evi işaret etti ve "yetimhaneye gitti. O kadın benim annem değil. Yetimhanenin sahibi, sadece beni çok sever." dedi. Şaşırtıcıydı. Kadının annesi olduğundan neredeyse emindim. "Bunu daha sonra konuşacağız küçük hanım." dedim ve titan telefonundan (Üzgünüm, kullandıkları ortak telefonun adını unuttum;) saate baktım.
23.43' tü. Şok oldum. Ne ara bu kadar zaman geçmişti? Lily saatime bakıp şok bir biçimde "Benim gitmem lazım." dedi kaldırımdan kalkıp arkamızdaki yetimhaneye giderken. "Yarın belki gelirim." dedim arkamı dönerken. Bana gülümseyip sıkıca sarıldı, "Her şey için teşekkür ederim." dedi. "Önemli değil Lily." dedim sarılmadan ayrılırken. Lily bana bakıp "Bir dakika bana hiç adını söylemedin." dedi. "Raven aslında gerçek adım Rachel ama Raven'ı kullanıyorum." dedim. Sinsice bakıp sanki benden büyükmüş gibi "Tamam Rach. İyi geceler." dedi. "İyi geceler küçük hanım." dedim ve Lily'nin içeri girmesini izledim. Yağmur hafifçe çiselemeye başlayınca yürüyerek gitmeye karar verdim. Saçlarım yavaşça ıslanmaya başlıyordu.Bu karmaşadan nasıl kurtulacaktım?