Robin POV
Raven ve Star revirden ayrıldıktan sonra bir sessizlik kapladı odayı. En sonunda Cyborg"Ondan özür dilemeliyiz. Ya da kalbini bize karşı yumuşatacak herhangi bir şey! O bizim pisliğimiz yüzünden intihar etmeye çalıştı! Ona her gün, her gün hakaret edilmesine izin verdik. Her gün ezilmesine izin verdik. Her gün kendini..." sesi titriyordu, "kesmesine izin verdik." dedi tek gözünden bir yaş akarken.
Beast Boy ve ben aynı anda "NE?!" diye sorduk. Kendine zarar vermek mi? Hayır, hayır lütfen düşündüğüm şey olmasın.
Cyborg yanağından akan gözyaşını sildi ve derin bir nefes alıp, "Raven'ın kendini attığı gün, onu buraya getirdikten bir gün sonra kamera kayıtlarına bakarken Raven'ın odasının ki dikkatimi çekti ve ona bastım. Ama gördüğüm şeyler pek iyi değildi."dedi. Sesi hala titriyordu. "O-o kendini mi kesiyordu?" diye sordu hıçkırıklarını bastırmaya çalışırken. "Ustura ile kollarını kesiyordu."dedi. İnanamıyorum. Biz ne yapmıştık? Önceden uğruna canını vermeye çalıştığımız Raven'ın şimdi canını mı yakmıştık? Oh, hayır.
Nasıl bu kadar kötü davranabildim ona?
Nasıl ona bağırabildim?
"Bize ne oluyor, çocuklar?" dedi Cyborg. "Ailemiz parçalanıyor ve ben buna izin vermeyeceğim. Raven daha bir hafta önce intihar etmeye çalıştı. Daha anca kalkabiliyor. Gruptaki herkes birbirine hakaret ediyor. Herkes birbirine bağırıyor, herkes kendi odasında! Önceden böyle değildik. Asla böyle olmadık. Bunu düzeltmeliyiz."dedi. Bizi açıkça azarlıyordu.
"Nasıl?" diye sordum.
"Nasıl mı düzeltmeliyiz? Ben değil, sen lidersin Robin. Bir şeyler düşün ve bul." dedi odadan ayrılırken. Beast Boy da gözlerinde yaşlarla oradan gidiyordu ki onu durdurdum.
"Beast Boy..."
"Evet?" dedi burnunu hafifçe çekerken.
"Terra'yı takımdan kovsaydım bana çok kızar mıydın?" diye sordum. Bana bağırmasını bekleyerek gözlerini kapattım.
"Hayır, kızmazdım." dedi. Düşündüğümün aksine çok sakindi.
"Bunu konuşabilir miyiz?" dedim onu revirdeki koltuğa çekerken.
"Tabii" dedi koltuğa otururken.
"Bak, Beast Boy. Terra'yı sevdiğini biliyorum ama..."
"Onu sevmiyorum" dedi bir fısıltıyla.
"Oh, anladım. O zaman bana yardım eder misin?" dedim.
"Ne konuda?"
"Takım hakkında her şey, eski biz olmak istiyorum. Tıpkı Cyborg'un dediği gibi."
"Tamam,yardım edeceğim. Ne yapmam gerekiyor?" dedi. Sesi hala üzgündü.
"Mesela ilk önce üzgün olmayı bırakabilirsin. Böyle olunca Raven'a benziyorsun." dedim ona gülümseyerek.
Hafifçe gülümsedi. Ancak gülümsemesi hemen söndü.
"Raven demişken onunla yarın kesin konuşmam lazım." dedi. "Beni asla affetmeyeceğini bile bile" dedi sesi yine hüzünlenmişti.
Bizi nasıl affedebilirdi ki?