2. Susma

426 212 577
                                    

Melisa'nın yani ölen ikizim sevgilisinin yumruğuyla yere devrilmiştim. Jackson' dan beklediğim tavırları sergilemiyordu.

O aileden biri gibi görünen ve Melisa'nın en yakınında ki biriydi. Gözlerinin mavisi solmuş, kan gölüne dönmüştü. Yüzünün solgunluğu onu hasta gibi gösteriyordu. Ellerine baktığım da titrediğini ve kan çanağına dönmüş parmaklarına baktım. Benden önce kime yumruk atmıştı? En iyisi onu düşünür gibi konuşup kalbini daha fazla kırmamak.

" Jackson seni gidi hain naptığını sanıyorsun? Sen, sen aileden biriydin. Sen ve arkadaşların bunu bana neden yapıyor?"

Jackson o sırada saçlarımı kavramış ve nefesi yüzüme çarpmaya başladı. Çatık kaslarıyla ve ateş püsküren gözleriyle konuşmaya başlamıştı.

- "Ah sizin gibi aptallar kendilerini ne duruma getirdiklerini hala göremiyor musun? Melisa'yla yaptıklarınıza rağmen seni öldürmediğimize şükretmen gerekirken, sense bize hain diyorsun demek!
Bunca zamana kadar seni öldürmediysek Robert' a sükretmen gerekir.
Bu sevgi denen şeyin aptallığı içerisinde sizin masumca ve korkakça tavırlarınıza inanmışız!"

Bunları söylerken kulaklarıma inanamıyordum, Melisa nasıl olurda onlara ihanet edebilirdi?
Aklım almıyordu, bunca iğrenç ve kötü insan içerisinde yaşarken bile, sırf çocukluk aşkı için katlandığını biliyordum. Tamam mahkemeye karşı hain olabilir ama onlara karşı asla ihanet etmeyeceğini biliyordum.

Gerçi sırf şizofreni tavırları yüzünden Jackson' la sevgili olmuştu. Üstelik sevdiği kişinin grubundan olduğu için sevgili olmuştu.

Çünkü sevdiği insan David onun için imkansızdı, o evli ve eşine sadık biriydi. Sadık dediysem uzun ilişkileri ve ciddi ilişkilerden uzak duran biriydi.

Sırf gönül eğlendirmek için takıldığı kızları o ve eşi ciddiye almazlardı. İşte bu kadar geniş insanlardı. Tabii bu davranışları sadece grubundaki önemli kişiler biliyordu.

Malum yüz değiştirme iksirleri onun için abur cubur kategorisinde olmuştu. Bu yetmezmiş gibi bir de kendi grubunda olan, her zaman görünmeyen biri olaraktan geziyordu.
Tüm okul onun yaptığı iğrençlikleri çapkınlık olarak medeniyetleştiriyordu.Bu gibi davranışlar bana çok terstir.

   Jackson sorduğum sorulara yanıt vermeyince ve  konuşmadığımı görünce elini gevşetip yanıma çökmüştü. Jackson'ın yüzüne bakma cesareti bulamıyordum. Bana ateş püsküren bakışları yıkık beni kül edebilirdi. Artık yaşamaya korkar, nefes almaya mecalim kalmamıştı. Yavaş yavaş gözlerim dolmaya başlayınca, yerdeki çimenlere zehir oluyordu. Çimenlerin hareket etmesi beni şaşırtmıştı. Gitmemi istiyordu sanırım, emin ol çimen bende uçup gitmek istiyorum. Bir sen, birde burdaki ruhlar farkında sanırım yoksa çoktan ölürdüm. Jackson'ın elleri saçlarımdan çekilip çimenleri ittirmişti. Çimenler bu kırgın bedene susmustu.

  O sırada su sesi gelen yöne kafamı çevirmiştim. Mark karşımdaki toprağın üzerine çökmüştü.  Büyünün etkisi geçmiş, suyla kendine gelen aşkıma bakıyordum. Onun kuşkulu ve dudağının  hafif yukarı kıvrılmasını izledim. Yüzünden cesaret olarak konuşmaya başladım.

"Mark nolduğunu anlayamıyorum. Bana neden saldırdın? Kimin sana ne söylediğini bilmiyorum. Ben size ihanet edemem biliyorsunuz, ben sizden biri değilim ve kız kardeşim katledildi.
Bu yalanları söyleyen kişilerle bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Ben hiç bir zaman kavgacı biri olmadım.
Kimseyi tanımıyorum.
Yüksekte olan kimseyle tanışmıyorum ve konuşmuyorum da. Bunu en çok sizin bilmeniz gerekirdi."

Mark sakince ve boş bakışlarla bana yaklaşıp elini  uzatmıştı, kalkmama yardım etmişti. Konuşmaya başlayınca kalbimin çıkacağını düşündüm. İçimde ki heyecan mideme vurmuştu. Koca bir yumru oluşmuştu.

"Peki bize ihanet etmediysen ve korkmadıysan neden kendini tutuklattırmak için yasak bölgeye hatta ölümcül bölgeye girdin?
Bu özgüveninin kaynağı nereden geliyor?
Biliyorsun buraya girenler lanetli ruhlar tarafından öldürüyorlar ve sen ölmedin, hatta çok güçlü bir büyü yaptın. Bunu kusursuzca ve hızlı yaptın.

Aslında bu yaptıklarından dolayı seni şuan ölümcül çukura atmam gerekirdi.
Aklımı karıştırıyorsun Alex bu hiç hoşuma gitmedi. Nasıl olurda bunca zaman böyle birşeyi sakladın, nasıl olurda kardeşinin ölümüne sustun." Bir müddet sustu.

Ne olduğunu anlayamamıştım. Mantıklı olan tek seçenek tabi rüya görmem olacaktı.

Uyanmak için kendime tokat atmalıydım.

Bu acı ölümcül şekilde tüm bedenimi sarıyordu.

Hızlı bir tokatla hala uyanamamıştım. Herkes bana bakmaya başlamıştı.

Mark susmuştu.

O sırada bağırarak " Ne var bunda uyanmak istiyorum artık şu lanet uykudan. ' Dediğim anda Mark kendisine yüz değiştirme büyüsünün hiç bilmediğim biçimde yapmıştı.

Bir anda Bay Robert'a yani hocama dönüşmüştü. Bu dediklerinin sadece beni konuşturmak için, yani şüphelerinden kurtulmak için mi yapmıştı.

Gerçekten aklım karışmıştı bir tutarsızlık söz konusuydu. Ölüm çukuruna sadece hocalar atabiliyordu. Bunu söylerken markın bedenindeydi. Yaptığı büyüyle ve Melisa'yı kurtarmak için yapmadığı büyü için damarına basacaktım. Sertçe konuşup bakışları mı kalbine ok atar gibi seçtim. Sonuçta bana aşkını itiraf etmişti.

Alex
-Bay Robert görüyorum ki Melisa'nın ölümüyle çok alakadarsınız. Hatta çok üzüntü içersindesiniz.
O kadar üzgünsünüz ki dediklerinizin bir kısmını farkında olmadan söylediğiniz efendim.
Ölümcül çukura biliriz ki sadece öğretmenler kullanabiliyor. Bence bir müddet dinlenmelisiniz.

Sağ tarafımdan bana sahte nefes kesme
büyüsüyle Elsa saldırmıştı.

Elsa
-Seni küçük sıçan! İhanetin yetmiyormuş gibi saygısızlığa devam mı ediyorsun? Yoksa kendini çok mu akıllı sanıyorsun."

Elsa'ya Christian yaklaşmıştı. Elsa benden asamı alırken iğrenir gibi konuşmaya başladı.

"Sana güvenmiyoruz Alex, çünkü sen burda istediğin gibi hocalarına saldırıp, yetmezmiş gibi onları etkisiz hale getiriyorsun.
Ruhların sana sessiz kalmasının ve yardım etmesinin nedeni çözmüş değiliz. Farkında mısın Alex  ölü hocalar sana yardım ediyor.
Üstelik bu çukurda bu kadar uzun kalman bile hayati tehlike arz ederken, sen nasıl da sahte nefes kesme büyüsüyle ölmüyorsun?

Mark
- Alex bunun tek sebebi olabilir. Bizler çok bilgeyiz ve okul tarafından korunan gizli hocalarız ve sizin gibi görünmeye çalışan öğrenciler olmaya çalışıyoruz.
Görüyorum ki sende bir hocasın, hemde bizler kadar fedakârsın. Anlamadığımız şey şu ki bizler öğrenci hocaların lideriyiz.
Nasıl olurda seni bizden gizlerler?
Nasıl olurda Melisa'yla kız kardeşinle aynı tayfada değil de basit bir taylayla takılabilirsin?
Çoğu büyü bile yapamıyor. Tam bir beceriksiz grup.

  Bir anda lafa merakla giren Bay Robert'a baktım. Acır gibi bana bakıyordu.
-Neden tayfan yanında değil?

Bay Robert asasını kaldırıp üzerimdeki büyüyü kaldırmıştı. Gözlerinin içine üzüntü ve kırgınlıkla bakarken ses tonu kesik kesik geldi. Titrek ses tonunda ki üzüntü sinirimi bozmaya devam ediyordu. İçimde büyüyen korkuyla yutkunamıyordum, nefesim hızla ciğerlerime girip çıkıyordu. Elim ayağım titremeye başlamıştı.

"Evet Alex sorduğumuz sorulara yanıt alma zamanı geldi. İstersen yanıt vererek Melisa gibi hain olduğunu düşünmeyip sana düşman olmamak ve bizimle birlikte olmanı isteyebiliriz. Üstelik berbat ötesi cezan biter.

Bu sözü ciddi ciddi söylemişti, tek güç için yaşanmaz Robert. Sevgi benim tüm dünyama yetiyordu. Aşkı da istedim ama her zaman yanımda olamayacağını öğrendim.

Lanete EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin